22 Ağustos 2008 Cuma

TAKVALI OLMAK

TAKVALI OLMAK[1]

*EY İMAN EDENLER ALLAHDAN KORKUN VE SADIKLARLA BERABER OLUN. (TEVBE119)

Takva (ittika); Allah korkusudur. Haram ve şüpheli şeylerden sakınmaktır. Bunun sahibine de “müttaki” denir. Müttaki insan güvenilir ve itimat edilir bir insan demektir. Ondan hiçbir kimseye zarar gelmez. Allah indinde insanların üstünlüğü ancak takva iledir.

İttikanın karşıtı fıskı fücurdur. Allah’a asi olmak, doğru yoldan çıkmaktır, haramlara dalmaktır.[2]

Kötülüklerden sakınmaya (Takvâ) denir. Takvâ, ibâdetlerin en kıymetlisidir. Çünkü, birşeyi tezyîn etmek, süslemek için, önce pislikleri, kötülükleri yok etmek lâzımdır. Bunun için, günahlardan temizlenmedikçe, tâatların, ibâdetlerin faydası olmaz. Hiçbirine sevap verilmez.

Bütün iyiliklerin temeli takvâdır. Herşeyden önce, takvâ sahibi olmaya çalışmak lâzımdır. Herkese, takvâ sahibi olmalarını emir ve nasihat etmelidir. Dünyada rahata, huzura kavuşmak, sevişmek, kardeşçe yaşayabilmek, âhırette de, sonsuz azâbdan halâs olarak, ebedî nîmetlere, saadetlere kavuşmak, ancak takvâ ile nasip olur. Lûgat mânâsı, gayet iyi korunup sakınmak ve sipere girip nefsi kötülüklerden kurtarmaktır.

Kur'an'da Allah'a karşı takvalı olunmasını telkin eden ayetler, bir anlamda kullara Allah'ı hatırlatarak, “aklınızı başınıza alın, gözünüzü açın ve kendinizi savunmak için hesap gününde Allah'ın huzuruna hazırlıklı gelin” mesajını ihtiva eden hatırlatmalardır.

O takvâ sahipleri ki, bollukta da darlıkta da Allah için harcarlar; öfkelerini yutarlar ve insanları affederler. Allah da güzel davranışta bulunanları sever. (Al-i İmran, 134)

"اَلَّذِينَ يُنْفِقُونَ فِىالسَّرَّآءِ وَالضَّرَّآءِ وَالْكَاظِمِينَ الْغَيْظَ وَالْعَافِينَ عَنِالنَّاسِ. وَاللهُ يُحِبُّ الْمُحْسِنِينَ."

Kur'an-ı Kerîm’de takva ile ilgili iki yüz aşkın Âyet-i Kerime bulunmaktadır. Kur'an'a göre takvâ, kişinin Allah katındaki değer ölçüsüdür.

Allah ancak takvâ sahiplerinden kabul eder. (Maide, 27) Buyurmuştur.

Takvâ; Allah hakkında kalbde bulunan bilgi, korku ve saygı duygusuna bağlı olarak, kişinin Allah'ın çizdiği hudutlar çerçevesinde nefsini dünyevi ve uhrevî her türlü tehlikeden koruma ameliyesidir. Kalp, başlangıçta nefsi koruyacak takva melekeleriyle donatılmıştır.[3]

Peygamberimiz Hazreti Muhammed Sallahü aleyhi vesellem efendimiz: Takva Allah korkusudur. Takva sahibi olanlar günah işleyemez. Kişinin şerefi takvasıdır. Soyu, dini, insanlığı da ahlakıdır. Üstünlük ancak takva iledir, diyerek bizleri takvalı olmaya teşvik etmiştir.

Kur'an-ı Kerim'in bize öğrettiği, en mühim işlerden birisi takvâdır. Tasavvufun en mühim konularından birisi takvâdır. Takvâ ehli kul olmak demek, sakınarak, çekinerek, düşünerek, taşınarak güzel iş yapmak duygusuna sahip olmak demek... Yâni, gelişigüzel yaşayarak, hiç düşünmeden, hiç çalışmadan, hiç bilgilenmeden gelişigüzel yaşamak değil; "Aman Allah beni sevsin, aman Allah'ın gazabına uğramayayım, aman Allah'ın sevmediği bir durumla düşmeyeyim!" diye korkmak lâzım!..

KISSA VE HİKAYELER

HIZIR OLDUĞUNU SÖYLERİM

*BEŞ SENE AYNI SINIFTA OKUMANIN GÜZELLİĞİNİ PAYLAŞTIĞIM TAKVASI, İHLASI VE DÜŞÜNCELERİYLE HER ZAMAN İLGİMİ ÇEKEN EMİN YETER’İN GELECEKTE BÜYÜK HİZMETLERİ RAHATLIKLA OMUZLAYACAĞINI BİLİYORUM.” ERHAN AKYÜZ

Ramazan... Cuma günü... Cuma vakti... Cami... Cemaat tek tük camiye girmekte. İmam kürsüde... Girenlerin arasında Hızır a.s. da genç ihtiyar arasında onlardan biri gibi gidiyor bir köşeye oturuyor. Kürsüde imam sohbete başlıyor... Hızır'ın yanına kırklardan bir adam gelip oturuyor. Cami yavaş yavaş dolmakta.

Adam, bir müddet sonra uyuklar bir vaziyette sallanıyor, ha uyudu ha uyuyacak. Hızır a.s. adamı dürtüklüyor:

Uyuyacaksın, der. Adam:

- Uyumam, beni rahat bırak.

Hızır a.s. ses etmez, ancak ezan okundu okunacak, adam ha uyudu ha uyuyacak, bir daha dürtükleyerek:

-Uyuyacaksın dedim, der. Adam:

-Ben de sana uyumam, beni rahat bırak dedim. Rahat bırak beni. Rahat bırak yoksa, Hızır olduğunu söylerim. Buradan çıkamazsın. Bu kalabalık sakalında bir tel bırakmaz.

Hızır a.s. susar ve gözlerine kapar, boynunu büker Allah'a yönelerek:

-Ya Rabbim! Bu nasıl iştir. Bu kulun benim kim olduğumu bildi. Bu nasıl iştir ki bendeki listede bunun ismi yok.

Cevap gelir:

-Sana verilen listede beni sevenlerin isimleri var. O ise benim sevdiklerimden...

Allah sevdiklerinden etsin... Sevmek, seviyorum demek bir iddia. İş sevilenlerden olmak...



[1] Derleyen, YETER Hasan Vehbi, Emekli öğretmen, Honaz / 2006

[2] BİLMEN Ömer Nasuhi, Büyük İslam İlmihali, Merve Yayın ve dağıtım İstanbul.1/488

[3] ERGÜL Dr. Adem, Kalbî Hayat, Altınoluk 2000.275

Hiç yorum yok: