20 Ağustos 2008 Çarşamba

KURBAN KESMEK

KURBAN KESMEK[1]

*KİMİN HALİ VAKTİ YERİNDE OLUR DA KURBAN KESMEZSE NAMAZGAHIMIZA YAKLAŞMASIN. (HADİS-İ ŞERİF)

Kurban; Allahü Teâla’nın emri veya bir adağı yerine getirmek üzere kesilen hayvandır. Zilhiccenin 10, 11 ve 12. günleri (kurban günleri) kurban bayramında ibadet kasdıyla kesilen hayvanlara denir.[2]

Kurban kelime olarak yaklaşmak, yakın olmak demektir. Dini bir terim olarak ise Allah-u Taaleya yaklaşmak ve O’nun rızasını kazanmak niyetiyle Kurban Bayramı günlerinde (Eyyam-ı Nahr’da) kesilen hayvanın adıdır. Buna “Udhıyye”denir. Kurban, mâlî ibadetlerden birisidir. Bu, Cenab-ı Hakk’ın ihsan buyurduğu nimetlere bir şükran borcudur.

Hz. İsmail’in yerine bir koyunun kurban edilmesinin emredilmiş olması, Cenab-ı Hakk’ın insanlığa büyük bir lütfudur. Allah, insanları Hz. İbrahim gibi bir Peygamber aracılığıyla, insan kurban etmekten kurtarmış olmasaydı, muhtemelen insanlar “insan kurban etme” gibi korkunç bir geleneğe sahip olabilir ve onları o korkunç gelenekten kimse kurtaramazdı.

İşte kurban, Hz. İbrahim’den sünnet olarak bize intikal etmiştir. Kurban, insanın Allah’a yaklaşmasına vesile olan bir ibadettir. Kurban kelimesinde de bu mana vardır.

İnsan bu görevi yerine getirmekle, yani kurban kes­mekle Hz. İbrahim gibi Allah’a ve O’nun emirlerine olan bağlılığını, gerektiğinde O’nun rızasını kazanmak için her fedakarlığa hazır olduğunu göstermiş olur. Bu itibarla bütün ibadetlerde olduğu gibi, kurbanda da iyi niyet ve ihlas esastır. Nitekim Kur’an-ı Kerim’de:

Onların ne etleri ne de kanları Allah’a ulaşır. Fakat O’na sadece sizin takvanız ulaşır. (Hacc, 37) buyurulmuştur.

Kurbanın cemiyete çok faydası vardır. Kurban, fakirle zengin arasındaki dengeyi sağlamak için emredilmiştir. Zekatla, sadakayla, kurbanla, komşu arasında dengeyi sağlayan ve sosyal adaletingerçekleşmesine dayanak olan vecibelerdendir. Kurbandan, müslüman fakir istifade eder. Hatta gayri Müslim fakir komşular bile faydalanır.

Kurban kesmek bir ibadettir. Malla yapılan bir fedekarlıktır. Bu fedekarlığı yapan müslüman, Allah’ın rızasına ve ahiret saadetine kavuşur. Günahlardan arınır sevaba erer. Kesilen kurbanın etlerinin fakirlere dağıtılması, akraba ve dostlara ikram edilmesi, müslümanlar arasında sevgi ve kardeşlik duygularının gelişmesine sebep olur. Toplum huzur bulur, ahenge kavuşur. Bundan dolayı ferdi bir ibadet olmaktan çıkıp sosyal bir özellik kazanır.

KISSA VE HİKAYELER

İKİ ER KİŞİ İLE BİR HATUN KİŞİ

* ALLAH BÜTÜN İNSANLARI MUTLU OLMASI İÇİN YARATMIŞTIR.

MUTSUZ OLUYORLARSA KENDİ HATALARI YÜZÜNDEN OLUYORDUR. EPİKTETOS

Hacı Bayram Veli, Sultan II. Murad'ın saygı duyduğu manevi önderlerdendi. Hükümdarın Hacı Bayram'a saygısı o derece büyüktü ki ona mürid olanlardan vergi almıyordu. Ama gelin görün ki bütün Ankara halkı Hacı Bayram'ın müridi olduğunu iddia ediyordu. Ankara'da kimden vergi istense "Ben Hacı Bayram'ın müridiyim" deyip işin içinden sıyrılıyordu. Bu durum hükümdara yansıtıldı. Hükümdar Hacı Bayram'a bir mektup gönderip, "Gerçek müritlerinizin sayısını bana bildiriniz, sizin bildirdiğiniz herkes vergiden muaf tutulmak üzere kabulümdür"dedi.

Hacı Bayram devletine saygılı bir maneviyet büyüğü olarak kendisine bağlılığın kötüye kullanılmasından zaten şikayetçi idi. Mektubu fırsat bilerek müridlik iddiasındaki herkese haber saldı: "Falan gün falan yerde toplanınız" diye. O gün hemen bütün Ankara halkı şeyhlerinin davetine uyarak bildirilen yere akın ettiler. Hacı Bayram bir tepeciğe kurdurduğu siyah kıl bir çadırdan çıkarak kalabalığa sordu: "Beni seviyor musunuz?' Kalabalık hep bir ağızdan karşılık verdi: "Elbette seviyoruz." "Bana yürekten bağlı mısınız? İstesem benim için canınızı verirmisiniz?" Kalabalık cevab verdi: "Canımız senin yoluna feda olsun..." Hacı Bayram bunun üzerine "Bugün bana inananları şu çadırın içinde bir bir kurban edip canlarını cennete göndereceğim. Şimdi bir kişi çıksın" dedi. Kalabalıktan bir kişi çıktı. Hacı Bayram onu çadıra aldı.

Çadırda önceden hazırlattığı koyunlardan birini kestirerek, kanını çadırdan dışarıya akıttırdı. Dışardakiler adamın gerçekten kurban edildiğini sanarak ürperdiler. Hacı Bayram dışarı çıktı, "Bir kişi daha gelsin"dedi. Bir adam daha çıktı. Onu da çadıra alıp aynı işlemi yaptı. Sonra dışarı çıktı ve bir kişi daha istedi. İşin şakaya gelir yanı yoktu. Giden gidiyordu. Bu defa bir şaşkınlık ve duraksama görüldü. Yine de bir hanım ileri çıktı. Hacı Bayram onu da çadıra aldı. Aynı olay tekrarlandı. Dördüncü defa Hacı Bayram kurbanlık isteyince tek kişi çıkmadı. Hacı Bayram artık hükümdara cevap verecek durumdaydı:

-Sultanım, vergiden affedilmek üzere gerçek müridlerimi sormuştunuz. Benim gerçek müridlerim iki er kişi ile bir hatun kişiden ibaret üç kişidir.



[1] Derleyen, YETER Hasan Vehbi, Emekli öğretmen, Honaz / 2007

[2] Sözlük manaları

Hiç yorum yok: