17 Ağustos 2008 Pazar

HAYIR YAPMAK

HAYIR YAPMAK[1]

Hayır; Dînin ve aklın beğendiği, güzel ve faydalı gördüğü şey. Sevabı gerektiren amel ve iyilik, gibi anlamlara gelir. Zıt anlamı ise şerdir.

Hayır aynı zamanda iyilik demektir. Allah rızasını kazanmaya sebeb olan her güzel iş bir hayırdır. Allah'ın ihsanıdır. Geçerli olan asıl hayır da budur.

Hayır iki türlüdür. Birincisi "mutlak hayır" olup, herkes tarafından dâima beğenilen, sevilen ve herkese göre iyi olandır. Adâlet, yardımlaşma, cömertlik ve doğruluk gibi... Allah'ın bizler için hayır gördüğü her şey.

Kim zerre kadar hayır yaparsa onun karşılığını görecektir. Ve her kim zerre kadar şer (kötülük) işlerse onu görecektir. (Zilzâl, 7,8)

O halde, Müslüman, hem kendisi için hem de tüm insanlık için hayrı istemek, hayra teşvik etmek ve kötülüklerden uzaklaşıp başkalarını da uzaklaştıramaya çalışmak durumundadır. Çünkü Hak Teâlâ:

Siz, insanlar için ortaya çıkarılan, ma'rufu emreden, münkerden alıkoyan, Allah'a inanan hayırlı bir ümmetsiniz, (Âl-i İmrân, 110) buyurur.[1]

Peygamberimiz Hazreti Muhammed Sallallâhü aleyhi ve sellem efendimizin Bu konudaki bazı Hadis-i Şerifleri de şöyledir:

Müslüman hayırlı olur. Hased edince hayır kalmaz. (Berîka)

Yumuşak davranmayan hayır yapmamış olur. (Müslim)

En hayırlınız, Kur'ân-ı kerîmi öğrenip öğreteninizdir. (Buhârî)

Bir millet, kendi ferdlerinin iyiliğine çalışmalıdır. Çalışmazsa, fesadçıların eline esir düşer. Bir müslüman din ve dünya görevlerini öğrenip güzelce uygulamadıkça iyi hal sahibi olamaz. Yusuf 101. Beni müslüman olarak öldür ve beni sâlihler arasına kat!

Bir müslümanın genel prensibi aşağıdaki ayeti kerîme gereği sonunun müslümanca olması ve ahirette de Salihlerin arasına katılmak olmalıdır. Bunun için iyiliklerle dolu ve herkesin iyiliğini düşünen bir insan olmalıdır.

Peygamber aleyhisselatü vesselam birgün sahabesiyle giderken kokmuş bir köpek görmüş, herkes burnunu tıkamış, Efendimiz gelmiş köpeği incelemiş, Ne güzel inci gibi dişleri var, buyurmuş. Bir leşde dahi, bir güzellik görme kasdıyla ona bakmadaki nikbinliğin dehşetine bakın. İşte bu onun iyimserliğinin, kusur görme kasdıyla bakmadığının göstergesidir.

İslam da iyimserdir. Çünkü, bedbin insanlar, hamle gücüne sahip olmazlar.

KISSA VE HİKAYELER

CENNET KOMŞUSU

*EĞER ZALİM SANA ZULÜM EDERSE, SEN ONU AFFET, DİN YOLU BUDUR. KUTADGU BİLİG

Vaktiyle padişahlardan biri şehri dolaşmaya çıkmıştı. Tanınmamak için kıyafetini değiştirmiş, yanına da bir kölesini almıştı. Halkın kendi yönetimi hakkında neler düşündüğünü öğrenmek istemişti.

Mevsim kıştı. Soğuk her yeri kasıp kovuruyordu.

Yolu bir mescide düştü.

İki yoksul bir köşede titreyerek oturuyordu. Gidecek başka yerleri yoktu.
Onların ne konuştuklarını merak eden padişah yanlarına sokuldu.
Fakirlerden şakacı olanı soğuktan şikayet ediyordu:

-Yarın cennete gittiğimizde bizim padişahı oraya sokmayacağım! Cennetin duvarına yaklaştığını görürsem, pabucumu çıkarıp kafasına vuracağım.

Öteki merakla sordu:

-Onu niçin cennete sokmayacakmışsın?

-Tabii sokmam. Biz burada soğuktan donarken o sarayında keyif sürsün. Bizim halimizden haberdar olmasın. Sonra da kalkıp cennette bana komşu olsun. Ben öyle komşuyu istemem arkadaş, dedi.

Gülüştüler.

Padişah kölesine:

-Bu mescidi ve adamları unutma! dedi.

Saraya dönünce mescide adamlarını yolladı. İki fakiri alıp saraya getirdiler.

Zavallılar başımıza neler gelecek diye korkuyla bekleşirken onları dayalı, döşeli bir odaya yerleştirdiler.

-Burada yeyip, içip yatacak, padişahımıza dua edeceksiniz. Cennette size komşu olmasına karşı çıkmıyacaksınız, dediler.

Padişah ne iyi kalpli imiş, değil mi? Peygamberimiz Sallallâhü aleyhi ve sellem yoksula yardım edenleri şöyle övmüştür:

Bir mü'mini dünya dertlerinden kurtaranı, Allah, ahiret dertlerinden kurtarır.

Hiç yorum yok: