24 Ağustos 2008 Pazar

YUMUŞAK HUYLU OLMAK

YUMUŞAK HUYLU OLMAK[1]

* KESKİN DİL, SIK KULLANMA İLE DAHA KESKİNLEŞEN TEK KESKİN ALETTİR.

WASHINGTON IRVING

Yumuşak huyluluk;Mülayemet; mülayimlik, yumuşaklık, yavaşlık, nezaket ve tatlılıkla iş yapmak, uysallık anlamlarındadır. Sevinç gösterme manalarına da gelir.[2] Nîmete Şükretmek, onu islâmiyete uygun olarak kullanmak demektir. Hadis-i şerifte:

Gazaba gelen bir kimse, dilediğini yapmaya kâdir olduğu hâlde, yumuşak davranırsa, Allahü teâlâ, onun kalbini, emniyyet ve îman ile doldurur ve Bir kimse gazabını örterse, Allahü teâlâ onun ayıplarını, kabahatlarını örter buyuruldu.

İmâm-ı Gazâlî, (hilm sahibi olmak, gazabını yenmekten daha kıymetlidir) buyurdu.

Mülayimlik veya yumuşak huyluluk çok güzel bir vasıftır. Bir çok problemi büyümeden çözen, çevresindeki insanları rahatlatan bir özelliktir. Bu değerli özelliği kazanmak için çok gayret sarfetmelidir.

Sevgili Peygamber’imiz (s.a.v.) bir Hadis-i Şeriflerinde şöyle buyuruyor:

Yâ Rabbî! Bana ilim ver, hilm ile zînetlendir, takvâ ihsân eyle! Âfiyet ile beni güzelleştir.

Haram işleyeni görenin, buna câhil veya ahmak demesine izin verilmiş ise de, yumuşak, tatlı söyleyerek nasihat vermek, iyi olur.

Bir Hadis-i Şeriflerinde sevgili Peygamber’imiz Hz. Muhammed (s.a.v.) şöyle buyuruyor: Allahü teâlâ, her zaman yumuşak söylemeyi sever.

Başka bir Hadis-i Şeriflerinde şöyle buyuruyor: İlim ve sekîne sahibi olunuz! Öğrenirken ve öğretirken yumuşak söyleyiniz! İlim ile tekebbür etmeyiniz!

Sekîne, ağır başlı, vekar sahibi olmaktır.

İslamiyetin ahlaki kaidelerinden birini açıklayan sevgili Peygamber’imiz (s.a.v.) diğer bir Hadis-i Şeriflerinde şöyle buyuruyor:

İslâmiyete uyan ve yumuşak olan kimseyi, Cehennem ateşi yakmaz ve Yumuşak olmak, bereket getirir. İşinde taşkınlık ve gevşeklik yapmak, gaflete sebep olur. İnsanoğlu bu hadisi şerif üzerinde çok iyi düşünmelidir. Mülayim ve yumuşak huylu kişiyi bu dünya da herkes sevdiği gibi islamiyete uyduğu müddetçe onu cehennem ateşi yakmayacaktır. İnsan yaratılış gereği bir çok günah işlemektedir. Günah işleyenlerin yeri de cehennem olacaktır. Ama bu kişi yumuşak huylu olursa onu cehennem ateşi yakmayacaktır. O halde insan oğlu huyunu güzelleştirmek ve yumuşak başlı olmaya gayret etmelidir. Allah hepimize bu konuda gayret versin ve yardımcımız olsun. (Amin)

Yine sevgili Peygamber’imiz Hz. Muhammed (s.a.v.) bu konuda devam etmektedir:

Rıfk sahibi olmıyan kimseden hayr gelmez! ve Rıfk, insana zînet verir, kusurlarını giderir, buyurmaktadır.

Şunu da iyice bilmelidir ki ahlakta mülayemet-yumuşaklık başta acıdır, fakat sonunda tatlı olur.

Yine sevgili Peygamber’imiz Hz. Muhammed (s.a.v.) bir Hadis-i Şeriflerinde şöyle buyuruyor: İlim, öğrenmekle, hilm de gayret ile hâsıl olur. Allahü teâlâ, hayırlı şey için çalışanı, maksadına kavuşturur. Kötülükten sakınanı, ondan korur.

Sert, kaba, sinirli ve öfkeli insanların zıddı olan bu tip insanlar toplumu birbirine kaynaştıran hoş kişilerdir. Bunların bu konudaki davranışları destanidir. Bu duyguya ulaşabilmek ne hoş bir şeydir.

Abdullah ibni Abbâsa bir kimse söğdü. Buna karşılık olarak o, bir ihtiyacın varsa, sana yardım edeyim, buyurdu. Adamcağız başını öne eğerek ve utanarak özür diledi.

Hz. Hüseyin’in oğlu Zeynel Âbidîn’e bir kimse söğdü. Elbisesini çıkarıp ona hediye eyledi.

KISSA VE HİKAYELER

KENDİNİ GÖREN ÂBİDİN HİKÂYESİ

* HER İYİLİK BİR SADAKADIR. HZ. MUHAMMED (S.A.V.)

İşittim ki, bir âbid, Hicaz yolunda her adımda iki rekât namaz kılardı. Hak yolunda o kadar aşk ve şevk ile giderdi ki, ayağına batan deve dikenini çıkarmazdı.

Âbid bu yolda devam etmekte iken kendini beğenmeğe başladı, gurur getirdi. Şeytan ona:

-Kimse senden daha güzel bir sûrette ibâdet, hareket edemez!.. diye vesvese verdi, onu kuyuya düşürdü. Eğer ona Cenâb-ı Hakkın lûtfu, keremi erişmeseydi, kibir ve gurur, onun başını doğru yoldan çevirirdi.

Gâibden bir hâtif, o âbide seslendi:

-Ey iyi tâlihli, güzel huylu kimse, yaptığın ibâdet ile Cenâb-ı Hakk’a lâyık bir hediye takdim ettin sanma! Bir iyilik ederek, bir gönül kazanmak her menzilde bin rekât namaz kılmaktan efdaldir.[3]



[1] Derleyen, YETER Hasan Vehbi, Emekli öğretmen, Honaz / 2007

[2] Sözlük manaları

[3] Bostan’dan

Hiç yorum yok: