21 Ağustos 2008 Perşembe

ŞEFÂ'ATA İNANMAK

ŞEFÂ'ATA İNANMAK[1]

* ŞEFÂATİME İNANMAYAN, ONA KAVUŞAMAZ. HZ. MUHAMMED (S.A.V.)

Şefâ'at; şefaat etme, af için vesile olmadır. Ahiret günü bir kısım günahkar müminlerin affedilmeleri ve itaatli müminlerin de yüksek mertebelere ermeleri için Peygamber Efendimiz aleyhisselam ve sair büyük zatların Allahü Teâla’dan niyaz ve istirhamda bulunmalarıdır.[2]

Kıyâmet günü, Allahü teâlânın izni ile, başta Peygamber efendimiz sallallahü aleyhi ve sellem olmak üzere, diğer peygamberler, âlimler, şehîdler, sâlihler iyi kimseler ve küçük yaşta ölen müslüman çocuklar ve Allahü teâlânın izin verdiklerinin; günahkâr olan mü'minlerin günahlarının affedilip Cehennem'den kurtulmalarını, cennetlik olanların da Cennet'teki derecelerinin artmasını Allahü teâlâdan istemeleri, bu hususta vâsıta olmalarına şefâat etme denir.

Allahü teâlâ, âyet-i kerîmede meâlen buyuruyor ki:

يَوْمَئِذٍ لَّا تَنفَعُ الشَّفَاعَةُ إِلَّا مَنْ أَذِنَ لَهُ الرَّحْمَنُ وَرَضِيَ لَهُ قَوْلًا {109}

O gün, Allahü teâlânın kendisine şefâat etmeye izin verdiği ve sözünden hoşnûd olduğu kimselerden başkasının şefâati fayda vermez. (Tâhâ , 109)

Peygamberimiz Hazreti Muhammed Sallallahü Aleyhi ve Sellem efendimiz de şöyle buyurmaktadır:

Kıyâmet günü peygamberler, sonra âlimler, sonra şehidler şefâat edecektir. (İhyâ)

Hz. Ali (radıyallahu anh) anlatıyor; Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki:

-Kim Kur'ân'ı okur, ezberler, helâl kıldığı şeyi helâl kabul eder, haram kıldığı şeyi de haram kabûl ederse Allah, o kimseyi cennete koyar. Ayrıca hepsine cehennem şart olmuş bulunan ailesinden on kişiye şefaatçi kılınır.

Küçük çocuklar, anasına ve babasına şefâat ederler. Hattâ düşük olanlar bile, anasına ve babasına şefâat ederler. (İmâm-ı Birgivî)

Mahşerde şefâat beş türlüdür:

Birincisi; kıyâmet günü, mahşer yerinde kalabalıktan ve çok uzun beklemekten usanan günâhkârlar, feryâd ederek, hesâbın bir an önce yapılmasını isteyeceklerdir. Bunun için şefâat olunacaktır.

İkincisi; suâlin ve hesâbın kolay ve çabuk olması için şefâat edilecektir.

Üçüncüsü; günâhı olan mü'minlerin, Sırat'tan Cehennem'e düşmemeleri, Cehennem azâbından korunmaları için şefâat olunacaktır.

Dördüncüsü; günâhı çok olan mü'minleri Cehennem'den çıkarmak için şefâat olunacaktır.

Beşincisi; Cennet'te sayısız nîmetler olacak ve sonsuz kalınacak ise de, sekiz derecesi vardır. Herkesin derecesi, makamı, îmânının ve amellerinin miktârınca olacaktır. Cennet'tekilerin derecelerinin yükselmeleri için de şefâat olunacaktır. (Mevlânâ Hâlid-i Bağdâdî)

Peygamberimiz Hazreti Muhammed Sallallahü Aleyhi ve Sellem şöyle buyurmaktadır:

Ümmetimden, büyük günâhı olanlara şefâat edeceğim. (Müsned-i Ahmed bin Hanbel)

Zübeyr İbnu'l-Avvâm (radıyallâhu anh)'ın anlattığına göre, hırsızı yakalayıp sultana götürmekte olan bir adama rastlar. Zübeyr adamı salıvermesi için lehinde şefaatte bulunur. Adam:

-Hayır, sultana ulaştırıncaya kadar onu salmam, der. Zübeyr (radıyallâhu anh) şu açıklamayı yapar:

-Şefaat, sultana ulaşmadan önce caizdir. Sultana ulaştı mı, ondan sonra şefaat yapan da, şefaati kabul eden de mel'undur.

KISSA VE HİKAYELER

EN SON SÖZ

* GÜZEL AHLÂK, KİŞİNİN SAADETİNDENDİR. HZ. MUHAMMED (S.A.V.)

İmam Kazım (Rahmetüllahü aleyh)’ ın annesi, Ümmü Hamide’nin gözü, eşi İmam Sadık (Rahmetüllahü aleyh) ’ın vefatı münasebetiyle, kendisini teselli etmek için gelmiş olan Ebu Basir’e ilişince, gözyaşları akmaya başladı. Ebu Basir’de, bir müddet ağladı. Ümmü Hamide’nin ağlaması durunca, Ebu Basır’e:

-İmam’ın can çekiştiği anda, hazır değildin! Tuhaf bir mesele oldu.

-Ne meselesi?”

-İmamın hayatının son anlarıydı. İmam ömrünün son dakikalarını geçiriyordu. Gözleri kapanmıştı. İmam, ansızın gözlerini açtı ve “hemen şimdi akrabalarım ve yakınlarımın hepsini toplayın” buyurdu. Tuhaf bir (emir) istekti. Böyle bir vakitte imam, madem ki emir vermişti, biz de gayret ettik ve hepsini topladık. İmamın yakınları ve akrabalarından gelmemiş kimse kalmadı. Hepsi, bu hassas anda imam ne yapacak, ne söyleyecek diye hazırdılar ve merakla bekliyordı.

İmam, hepsini hazır görünce topluluğu karşısına alarak:

-Bizim şefaatimiz namazına önem vermeyen kimselere asla nasip olmayacaktır” buyurdu.[3]



[1] Derleyen, YETER Hasan Vehbi, Emekli öğretmen, Honaz / 2007

[2] Sözlük manaları

[3] Bihar ul-Envar

Hiç yorum yok: