GÜZEL GİYİNMEK[1]
*BİR EĞLENCEYİ, KENDİLERİNİ GÖSTERMEK İÇİN GÖRMEYE GELENLER DE VARDIR.
OVİDİUS
Her insanın, normal olarak, her zaman için veya çalışma esnasında giyineceği elbise, bir de özel gün ve yerlerde giyineceği elbise olmak üzere iki takımı olması gerekmektedir. Çünkü Allâh Teâlâ’nın: Ey Adem oğulları, mescide gittiğiniz her zaman ziynetinizi alınız. (A'raf, 31) âyeti ile Rasûlullâh (sallâllâhü aleyhi ve sellem)'in de cuma günü ve elçileri karşılamak için özel elbise taşıması bu gerekliliği ifade etmektedir. Ayrıca Allâhü Teâlâ’nın: Yiyiniz, içiniz, israf etmeyiniz. Çünkü O israf edenleri sevmez âyet-i celilesi ile Hz. Peygamber'in: Yiyiniz içiniz, giyininiz, tasadduk ediniz fakat israf ve kibre dalmayınız, mealindeki hadisi şerîfleri, israf ve kibirlenmeye sebep olmadıkça her türlü giyinmenin mubah olduğuna işaret ettiği gibi; İbn-i Abbas (radıyallâhü anhüma) da bu âyeti tefsir ederken: Kibirlilik ve israf hatasına düşmediğin müddetçe dilediğini ye, dilediğini de giyinmenin lâzım geldiğini beyan etmiştir.
Daima güzel giyinen ve güzel giyinmeyi seven İmam Malik hazretlerine, “neden bu kadar güzel ve şık giyiniyorsun?” diye soranlara daima; De ki, Allâh'ın kulları için çıkarttığı ziyneti kim haram kılmıştır. (A'raf, 32) âyet-i celîlesini okuyarak cevap vermesi güzel ve şık giyinmenin haram olmayacağı hükmünü de ortaya koymaktadır. Özellikle de Rasûlullâh (sallâllâhü aleyhi ve sellem)'in: her türlü mala sahip olduğu halde güzel giyinmeyip, kılık-kıyafeti dağınık olan sahabiye; Madem ki, Allâh sana mal vermiş, o halde Allâh'ın nimetinin eseri üzerinde görülsün. şeklinde tavsiyeleri, şahsın varlığına göre şık giyinmesinin icap ettiğini açıklamaktadır. Kişinin, nefsini düşünüp zelil ve perişan olmaktan kurtarması, en azından ferdin, şahsına karşı saygısının bir ifadesi olacağı gibi içtimai hayatın da bir gereğidir.
Ebu Hureyre (radıyallâhü anh)'in naklettiğine göre bir adam gelerek:
-Ya Rasûlullâh, ben güzelliği seven bir insanım. Gördüğün gibi güzel giyiniyorum ve istiyorum ki, hiçbir kimse bu konuda benden daha ileride olmasın. Bu kibirlilik midir?
Rasûlullâh (sallâllâhü aleyhi ve sellem) :
- Hayır, bu kibirlilik değildir. Kibirlilik ancak hakkı çiğneyip insanları hafife almandır, buyurdu. Müslim'in nakletmiş olduğu rivâyette ise:
-İnsan elbisesinin ve ayakkabılarının güzel olmasından hoşlansa (ve öyle giyinse), bu kibirlilik midir? sorusuna:
-Allâh güzeldir, güzelliği sever; kibir hakkı çiğnemek ve insanları hakir görmektir, şeklinde cevap verdiği mervîdir ki, kibir söz konuşu olmadığı müddetçe güzel giyinmenin bir mahzuru olmadığı; aksine sosyal hayatın icabı olarak. gerekliliği ifade edilmektedir.
Gösteriş, çalım ve caka satmak için giyinmek ise haramdır. Çünkü bunda kibirlenmek söz konusudur.
KISSA VE HİKAYELER
HÜNER AĞACI
*GÖRÜNÜŞE GÖRE KARAR VERME. LA FONTAİNE
Adamın biri düşünde diriliş meydanını gördü. Yer kabuğu güneşin ısısından demirci ocağından kızarak bakıra dönmüştü. İnsanların çığlıkları göğe yükseliyor, sıcağın etkisiyle beyinler fokurduyordu. Orada bulunanlardan biri ayrı bir yerde, gölgede, cennet giysisi giyinmiş oturuyordu.
Düşü gören ona sordu: ‘Ey bulunduğu yeri süsleyen kişi! Buna sahip olmak için sana kim şefaat etti?’ Adam şöyle cevap verdi: ‘Vaktiyle, dünyadayken yani, evimin önünde bir üzüm asması vardı. Birgün Allah dostlarından birisi gelip gölgesinde uyumuştu. Şimdi, kıyametten sonra, o adam geldi, Allah’a yakararak, ey Allah’ım ben bu adamın asmasının gölgesinde uyumuş ve dinlenmiştim, bunu bana bağışla, dedi. Onun yakarışı üzerine Allah beni bağışladı ve ödüllendirdi.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder