23 Aralık 2008 Salı

ZULÜM YAPMAK

ZULÜM YAPMAK
*ZULÜMDEN SAKININIZ. ZİRA ZULÜM, KIYÂMET GÜNÜ SAHİBİNİ SARAN KARANLIKLAR OLACAKDIR. (HADİS-İ ŞERİF)
Zulüm; İşkence, eziyet, haksızlık, hak yemek, baskı kullanmak ve adaletsizlik yapmak, anlamlarındadır. Herhangi bir şeyi kendi yerinden başka bir yere koymak, bir hakkı kendi yerinden başka bir yere koymaktır. Dinî anlamdaki manası ise, haddi aşmak söz ve fiilde aşırı gitmek demektir. Adalete aykırı davranış olarak da değerlendirilir. Güçlü bir kimsenin yasaya ve vicdana aykırı olarak başkalarına yaptığı kötü, acımasız, kıyıcı davranıştır.[1]
Arapça bir kelimedir. Aslı zulm olup Türkçede zulüm diye kullanılır. Çoğulu zulümattır. Kelime olarak zulüm, azgınlık, gadr, karanlık, azab ve ezâ ile eş anlamlıdır. Zıddı ise, nur, aydınlık ve adalettir.
Kur'ân-ı Kerîm'de cehalet, şirk, fısk anlamında "nûr"un zıddı olarak kullanılır. Bu anlamlarıyla Kur'ân'ın temel kavramlarından biridir.
Kur'ân'ın üzerinde en çok durduğu kavramlardan biri şüphesiz zulümdür. Aynı kökden gelen kelimelerle birlikte, Kur'ân'da üç yüze yakın yerde geçmektedir.
Herhangi bir insana veya hayvana haksız yere eziyet etmekte zulümdür. Herhangi bir hakkın kaybolmasına veya gecikmesine sebep olmakta bir zulümdür Zulümün sonucu ise azaptır, felakettir. Kur'an-ı Kerîm’de Yüce Melâmız bizlere bu konuda şöyle buyurmaktadır:
Sizden önce, zulmettikleri için nice nesilleri helak etmişizdir. (Yu­nus, 13)
Allah korusun, insanlar bilerek veya bilmiyerek başkalarına zulüm yaparak esas olarak kendilerine zarar verdiklerinin farkına bile varmamaktadırlar.
Peygamber Efendimiz Hazreti Muhammed Sallallahü Aleyhi ve Sellem Bir Hadis-i Şerifte:
Zulme uğramışın duasından kork; çünkü onunla Allah arasında perde yoktur. Buyurmuştur.
Zulmün ne kadar büyük bir azaba sebep olacağını Yüce Allah Kur'ân-ı Kerîm’inde bizlere şöyle bildirmektedir:
Zulmeden her kişi, yeryüzünde ne varsa hepsi kendisinin olsaydı azaptan kurtulmak için onu fidye verirdi. Azabı gördükleri zaman, içlerinde pişmanlık duyarlar, aralarında adaletle hükmedilir, asla haksızlığa uğratılmazlar. (Yunus, 54)
Ahiret azabından korkan insan zulüm yapmaz ve zulüm yapılmasına izin vermez. Çünkü burada alınamayan haklar ahirette alınacaktır.
Bir defasında Ehran oğlu Meymun şöyle dedi:
-Kur’an okuyan bir kişi, bazen kendisine lanet eder. Soruldu:
-Kişi kendisine nasıl lanet eder ki? Dedi:
أَلاَ لَعْنَةُ اللّهِ عَلَى الظَّالِمِينَ {18}...
-Allah’ın laneti zalimlerin üzerine olsun.(Hud, 18) ayetini okur. Eğer kendi zalimse, böylece kendi kendine lanet etmiş olur.
Zulümden daha büyük günah yoktur. Eğer bir günah, kul ile Allah arasında ise, bu takdirde Allah kerimdir. Eğer dilerse onu affeder.
Zulmün âhiretteki azabını bildiren bir hadis de şöyledir:
Zulümden sakınınız. Zira zulüm, kıyâmet günü sahibini saran karanlıklar olacakdır. (Buhârî, Mezâlim, 8; Tirmizi, Birr, 83)
Bir de Rasûlüllah Sallallâhü Aleyhi ve Sellem dünya hayatında insanlara zulmetmenin, ahirette, zulmeden kişiyi iflasa götüreceğini bildirmiştir.
Anlatıldığına göre Ebu Verrak şöyle der: “Kalbden imanı silen günahların başında zulüm gelir.[2]

KISSA VE HİKAYELER

ZALİMİN UYKUSU
*BİR HALKIN ACILARI, İNİLTİLERİ ORTASINDA KEYİF SÜRMEK KIRALLIK DEĞİL, ZİNDAN BEKÇİLİĞİ ETMEKTİR. SİR THOMAS MORE
İnsafsız zalim hükümdarlardan birisi, ibâdetle meşgul olan bir Allah dostuna sorar:
-İbâdetlerden hangisi efdaldir? Allah dostu, sükûnetle cevap verir:
-Senin için uyumak efdaldir; çünkü uyuduğun müddetçe halkı incitemezsin!..
Bir zalimin uykuda geçirdiği vakit, insanlara zulmedemediği vakittir. Böylelerinin uykuları uyanık olmalarından daha hayırlıdır. Tevbe ihtimali hariç tutulursa, ölümleri de yaşamalarından daha iyidir.



[1] Sözlük manaları
[2] SEMERKANDİ Ebulleys, Gafletten kurtuluş, Uyanış yayınevi, İstanbul (1,2)./550