24 Ağustos 2008 Pazar

TEVBE ETMEK

TEVBE ETMEK[1]

*Herkes günah işler. Fakat günahkârların en iyisi tevbe edendir. HZ. MUHAMMED (S.A.V.)

Tevbe: Günah işledikten sonra, pişman olup, Allahü teâlâdan korkmak, yaptığı günahı bırakıp Cenab-ı Hakk’a yönelmek demektir.

İnsanoğlu yaratılış olarak günaha meyyaldir. Her an hata ve isyan içindedir. Bunun için günahlarını affettirebilmek için sık sık tevbe ve istiğfarda bulunur.

Tevbe-i nasuh : Bir daha bozmamak üzere edilen tövbedir.

Tevbe, haram işledikten sonra, pişman olup, Allahü teâlâdan korkmak, bir daha yapmamaya azim etmek, karar vermektir. Tevbeden sonra, günahı tekrar işleyenin, tekrar tevbe etmesi sahih olur. Böylece, çok kere tevbe etmesi, sahih olur. Büyük günahın affolması için, tevbe etmek şarttır.

Beş vakit namaz ve Cuma namazı, Ramazan-ı şerif orucu, hac etmek, istigfâr etmek, büyük günah işlemekten sakınmak gibi ibâdetler, küçük günahların affedilmesine sebep olur. Şartlarına uygun olarak tevbe edince, küfür ve günahlar muhakkak affolunur. Hacc-ı mebrûr, kazaya kalmış olan farzlardan ve kul haklarından başka günahların afvına sebep olur. Bu ikisinin affolması için, kazaların ve kul haklarının ödenmesi de lâzımdır.

Hacc-ı mebrûr yapanın günahları affolur. Dünyaya yeni gelmiş gibi olur hadis-i şerifi, kaza ve kul hakkından başka günahların affolacağını göstermektedir.

Günahtan sonra hemen tevbe etmek farzdır. Tevbeyi geciktirmek de, büyük günahtır. Bunun için de, ayrıca tevbe etmek lâzımdır. Farzı yapmamanın günahı ancak kaza etmekle affolur. Her günahın affı için, kalb ile tevbe etmek ve dil ile istigfâr etmek ve beden ile kaza etmek lâzımdır. Yüz kere tesbîh etmek, yâni (Sübhânallah bi-hamdihi ve Sübhânallah-il-azîm ) demek ve sadaka vermek ve bir gün oruç tutmak, çok iyi olur.

Hadis-i şerifte, Allahü teâlâ, günah işleyip sonra pişman olan kulunu, istigfâr etmeden önce affeder buyuruldu. Bu hadis-i şerif, kul hakkı bulunmayan günahlar içindir. Hadis-i şerifte:

Günah, üç türlüdür: Kıyâmette mağfiret olunmayan, terk edilmeyen ve Allahü teâlâ dilerse affedeceği günah. Kıyâmet günü muhakkak affolunmayacak günah, şirktir. Şirk, burada her türlü küfür demektir. Terk edilmeyecek olan günah, kul hakkı bulunan günahtır. Allahü teâlânın dilerse affedeceği günah, kul hakkı bulunmayan günahtır.

Ebu Ümame Bahili’ (Radıyallahü Anh) den rivayet edilir. Rasulullah (Sallallâhü Aleyhi ve Sellem) buyurdular ki:

Sevapları yazan melek, günahları yazan melek için bir nevi bir amirdir. Kul bir iyilik işlediği zaman, sevapları yazan melek hemen ona on misli mükafat yazar. Fakat bir günah işledi de günahları yazan melek onu yazmaya niyetlendi mi sevap meleği ona şöyle der :

-Biraz bekle!

Onun bu emri üzerine günah meleği altı veya yedi saat kadar bekler, o kulun günahını hemen yazmaz. Eğer kul bu müddet zarfında tevbe-istiğfar ederse ona hiçbir şey yazmaz. Tevbe etmezse sadece bir günah yazar.

Allah-ü Teâla buyuruyor ki:

قُلْ يَا عِبَادِيَ الَّذِينَ أَسْرَفُوا عَلَى أَنفُسِهِمْ لَا تَقْنَطُوا مِن رَّحْمَةِ اللَّهِ إِنَّ اللَّهَ يَغْفِرُ الذُّنُوبَ جَمِيعًا إِنَّهُ هُوَ الْغَفُورُ الرَّحِيمُ {53}

Zümer 53. De ki: ey kendi nefisleri aleyhine haddi aşan kullarım! Allah'ın rahmetinden ümit kesmeyin! Çünkü Allah bütün günahları bağışlar. Şüphesiz ki o, çok bağışlayan, çok esirgeyendir.

KISSA VE HİKAYELER

TERZİNİN TEVBESİ

*Bir günahkâr, istiğfar eder, sonra bu günahı tekrar yapar, sonra istiğfar eder. Üçüncüde yine yapar, yine tevbe ve istiğfar ederse, dördüncü defa yapınca, büyük günah yazılır.

HZ. MUHAMMED (S.A.V.)

Bir terzi Allah dostlarından birine sorar:

-Peygamberimizin, Allahü teâlâ, günahkâr kulunun tevbesini, canı gargaraya gelmeden kabul eder, hadis-i şerifi hakkında ne buyurursunuz?

Cevap vermeden o kimseye sorar mübarek zat.

-Mesleğin nedir?

-Terziyim, elbise dikerim.

-Terzilikte en kolay şey nedir?

-Makası tutup, kumaş kesmektir.

-Kaç senedir, bu işi yaparsın?

-Otuz senedir.

-Canın gargaraya geldiği zaman kumaş kesebilir misin?

-Hayır, kesemem!

Bir müddet zahmet çekip, öğrendiğin ve otuz sene kolaylıkla yaptığın bir işi, o zaman yapamazsan, ömründe hiç yapmadığın tevbeyi o zaman nasıl yapabilirsin? Bugün gücün yerinde iken tevbe et! O zaman belki yapamazsın, buyurdu...



[1] Derleyen, YETER Hasan Vehbi, Emekli öğretmen, Honaz / 2007

Hiç yorum yok: