11 Ağustos 2008 Pazartesi

İYİ İLİŞKİLER KURMAK

İYİ İLİŞKİLER KURMAK[1]

*İnsanlarla öyle iyi geçininiz ki düşmanınız bile ölümünüze ağlasın.

HZ. ALİ (R.A.)

Toplu halde yaşayan insanların mutlu ve huzurlu olabilmeleri için birbirleriyle iyi ilişkiler kurmaları gerekir. Dinimiz, buna çok önem verir.

Bir gün, Peygamberimiz arkadaşları ile oturuyordu. Yanlarına bir adam geldi.

-Ey Allah'ın elçisi! İslam ne demektir? diye sordu. Sevgili Peygam­berimiz:

-İslam iyi ahlaktır, diye cevap verdi. Aynı kişi:

-Ey Allah'ın elçisi! İyi ahlak nedir? diyerek Peygamberimizden yeni bir açıklama istedi. Peygamberimiz ona şöyle dedi:

-Sana darılan, seninle ilişkiyi kesen kişi ile barışman, sana vermeyene vermen, sana kötülük edeni bağışlamandır.

Diğer insanlarla iyi ilişkiler kurmak için nasıl davranılması gerektiğini, Peygamberimizin bu sözleri çok güzel ortaya koymaktadır.

Sevgili Peygamberimiz, başka bir hadisinde de bir Müslümanın, di­ğer insanlarla iyi ilişkiler kurması gerektiğine işaret etmiştir. ...Geçimsiz kişi­den hayır gelmez. buyuran Sevgili Peygamberimiz, bu sözü ile, iyi iliş­kiler kurmanın önemini anlatmak istemiştir.

Sevgili Peygamberimizin bu öğütlerini yerine getirebilmemiz için her şeyden önce birbirimizi sevmemiz gerekiyor.

Toplum hayatı bakımından çok önemli konulardan biri de dayanış­madır. Birbirleriyle iyi ilişkiler kurabilen kişiler, aralarında toplumsal bir dayanışma da gerçekleştirebilirler.

Dayanışmanın temelinde; insanların birbirini sevmesi, birbirine karşı hoşgörülü olması vardır. Kendimiz için istediklerimizi başkaları için istemezsek, dayanışma sağlanamaz. Birlik ve beraberlik ortaya çıkmaz. Peygamber Efendimiz:

-Size birlik halinde bulunmanızı öğütlerim... Kim cennetin ta ortasında bulunmak isterse, toplu halde bulunmaya baksın. (Tirmizi, fiten 7) buyurmuştur. Başka bir hadisinde de:

-Cemaatten ayrılmayın. Şu­nu bilin ki sürüden ayrılanı kurt kapar. (Ebu Davut, salat 46) demiştir.

Birlik ve dayanışmanın sağlanmasında, sevinç ve üzüntülerimizi paylaşmanın önemi çok büyüktür. Sevgili Peygamberimiz Sallallâhü Aleyhi ve Sellem :

-Müminler, birbirini sevmekte, birbirine acımakta, birbi­rini korumakta bir vücut gibidirler. Vücudun herhangi bir organı rahatsız olursa, diğer organları da bu yüzden ateşlenir ve uykusuz kalır. (Buhari, edeb 19) bu­yurmuştur. O, bu sözü ile dayanışmanın ne kadar önemli olduğunu bizlere anlatmak istemiştir.

İmam Âzam Ebû Hanife'nin, öğrencisi Yusuf b. Hâlid Semti'ye vasiyeti:

"Bilmiş ol ki, insanlarla iyi geçinmezsen onlar sana düşman kesilirler, velev ki anan baban bile olsa senden hoşlanmazlar. Akrabandan olmayan bir cemaatle iyi geçinirsen sana ana baba olurlar.

Şimdi gözümün önünden şöyle geçiyorsun: Basra'ya gidiyorsun, onlara muha­lefete başlıyorsun, aralarına karışmıyorsun. Sen onları terkediyorsun, onlar da seni terkediyorlar. Sen onlara sövüyorsun, onlar da sana. Sen onları dalâlette addediyorsun, onlar da seni dalâlette sayıyorlar. Böyle yaparsan bu hem sana, hem bize bir leke olur. Onlardan kaçmak istersin. Bu akıl işi değildir. Zira hoş ge­çinmek gereken yerde insanların yüzüne gülerek iyi geçinmeyen akıllı sayılmaz... Basra'ya girdiğin za­man insanlar seni karşılar ve ziyaret ederler. Senin kadrini bilirler. Herkese mer­tebesine göre itibar et. Şeref ehline ikramda bulun, İlim ehlini büyük tanı, üstadlara hürmet göster. Gençlerle latife yap. Avamla yakından görüş. Günahkarlara güleryüz göster. Hayırlı kimselerle arkadaşlık yap. Sultana lakaytlık gösterme. Kimseyi hakir görme. Mürüvvette kusur etme, sırrını kimseye açma.

Denenmedikçe kimsenin dostluğuna güvenme. Alçak ve hasis olan kimseyle dost olma. Sefihlerle düşüp kalkma. Hoş geçin. Sabırlı ve mütehammil ol. Güzel ahlâklı, geniş yürekli, derya gönüllü ol. Elbisen temiz ve yeni olsun. Binek atın iyi olsun. Güzel kokular kullan... Yemek yedirmekte çok cömert ol, herkesi doyur, cimri kimse asla başa geçip efendi olamaz. Halkın ahvalini araştırıp öğ­renen adamların olsun. Bir fitne ve fesat duydun mu onu ıslaha koş. Bir yerde salaha, fazilete yüz tutmuş iyi işler duydun mu onları daha da arttır. Seni ziyaret edenleri de, etmeyenleri de sen ziyaret et. Sana ister iyilik yapsınlar ister kötülük, sen herkese dai­ma iyilik yap. Her vakit iyilikte bulun. Affet, bazı şeylere göz yum. Sana eziyet ve­ren şeyi terket, hakkı yerine getirmeğe çalış. Arkadaşlarından hastalananları kendin ziyaret et. Göremediklerinin ahvalini soruştur. Sana gelmeyenlerle sen alakadar ol...

İnsanlara onların yapmağa alışık olmadıkları bir şeyi teklif etme. Onların beğen­dikleri şeyi sen de beğen. Onlara daima iyi niyet göster. Doğruluk yap. Kibiri bir yana bırak. Sana merhametsizlik ve zulüm etseler de sen sakın haksızlık etme. Sana hıyanet etseler de sen emaneti yerine getir. Vefadan ayrılma. Takvaya sarıl. Her din erbabına mu­aşeretleri veçhile muaşerette bulun."[2]



[1] Derleyen, YETER Hasan Vehbi, Emekli öğretmen, Honaz / 2006

[2] Ebu Hanife, M. Ebu Zehra, s. 177, Osman Keskioğlu, Ankara, 1962

Hiç yorum yok: