22 Ağustos 2008 Cuma

ŞEFKATLI OLMAK

ŞEFKATLI OLMAK[1]

* BÜYÜKLERE SAYGI, KÜÇÜKLERE ŞEFKAT GÖSTERMEYEN BİZDEN DEĞİLDİR.

HZ. MUHAMMED (S.A.V.)

Şefkat; Acıma, esirgeme, sakınma, acıyarak sevme, merhamet etme. Başkasının kederiyle alakalanma, acıyarak sevme. Yardıma, sevgiye muhtaç olanlara karşılıksız olarak merhamet ve sevgiyle yardıma koşma. Karşılıksız, safi, ivazsız sevgi beslemedir. Şefkat, temiz ve saf kalblerin bir özelliğidir. [2]

Şefkat; Allah'ın yarattığı canlılara karşı insanda varolan acıma, merhamet etme duygusudur. İslâmda, "Yüce Allah'ın emirlerine saygı, yaratıklarına şefkat" büyük bir esastır.

Yeryüzündeki bütün canlılar Allah'ın rahmet ve şefkatiyle varlıklarını devam ettirirler. Bunu Kur'an-ı Kerîm şu ifadelerle anlatır: Bakara, 143: …Allah sizin imanınızı asla zayi edecek değildir. Zira Allah insanlara karşı şefkatli ve merhametlidir.

Bakara, 207: İnsanlardan öyleleri de var ki, Allah'ın rızasını almak için kendini ve malını feda eder. Allah da kullarına şefkatlidir.

وَلَوْلَا فَضْلُ اللَّهِ عَلَيْكُمْ وَرَحْمَتُهُ وَأَنَّ اللَّه رَؤُوفٌ رَحِيمٌ {20}

Nur, 20: Ya sizin üstünüze Allah'ın lütuf ve merhameti olmasaydı, Allah çok şefkatli ve merhametli olmasaydı (haliniz nice olurdu)!

Sevgili Peygamber’imiz Hz. Muhammed (s.a.v.)’de bu konuda bizlere şöyle buyurmaktadır:

Allah rahmeti yüz parçaya ayırdı; doksandokuzunu kendi katında tuttu, birini dünyaya indirdi. Bütün canlılar bu bir parçadan istifade ederek hemcinslerine şefkat gösterirler. At, yavrusu memesini emerken başına değmesin diye ayağını kaldırır, (Buhârî, Edeb, 19) hadisi, bu duygunun sadece insanlara has olmayıp, hayvanlarda da bulunduğunu açıklamaktadır.

Yine Müslim'de gelen bir diğer rivâyette Resülullah (aleyhissalâtü vesselâm): Allah, arz ve semayı yarattığı gün, yüz rahmet yarattı. Her bir rahmet göklerle yer arasını dolduracak kadardır. Ondan yeryüzüne tek bir rahmet indirmiştir. İşte anne, yavrusuna bununla şefkat eder. Vahşi hayvanlar ve kuşlar birbirlerine bununla merhamet ederler. Kıyamet günü geldiği vakit Allah, rahmetine bunu da ilâve ederek (tekrar yüze) tamamlayacaktır. Buyurmaktadır.

KISSA VE HİKAYELER

SARHOŞ KOMŞU

*Her insan mükemmel olarak yaratılmıştır. Ancak bazıları, yaşarken mükemmellik kavramından uzaklaşırlar.

İmamı Azam Hazretlerinin genç bir komşusu vardı. Her gece evine içkili gelir, çıkardığı gürültü ile imamı çok rahatsız ederdi. İmam, gençten hiç şikayetçi olmaz, komşusunun haline tahammül ederdi. Bir gün başkalarının şikayetinden olsa gerek genci hapse attılar. Ertesi gece gencin sesini duymayan Ebu Hanife (r.a.) şaşırdı ve:

-Genç komşumuzun sesleri niçin kulağımıza gelmiyor? Diye sordu.

-Efendim, o sarhoşu vali hapse attırdı, dediler. Ertesi sabah doğruca valinin konağına gitti. Talebeleri, hocamız herhalde valiye teşekkür edecek, diye düşünüyordu. Vali, onu görür görmez ayağa fırladı. Hürmet etti ve:

-Ya imam! Teşrifinizin sebebini lütfen söyle misiniz? Dedi. O da, komşusu olan gencin serbest bırakılmasını rica etti. Vali:

-Efendim böyle ehemmiyetsiz mesele için niye zahmet ettiniz? Haber gönderseydiniz emrinizi derhal yerine getirilirdi, cevabını verdi.

Delikanlı serbest bırakıldı. İmamla karşılaştıklarında oldukça mahcuptu. Kendisini bizzat çok rahatsız etmişti. Ebu Hanife:

-Bak biz seni unutmuyoruz, sözleriyle iltifat buyurdu.

Genç kısa zaman sonra tevbe etti ve İmam’ın talebeleri arasına katıldı.

Onlar kimseyi itmiyor, kınamıyor, suçlamıyor, belki sadece kendine zulmeden zavallılara acıyor ve yardım etmeye çalışıyorlardı. Başkası ne yarsa yapsın, onlar kendilerine düşeni yapıyordu.[3]



[1] Derleyen, YETER Hasan Vehbi, Emekli öğretmen, Honaz / 2007

[2] Sözlük manaları

[3] Mesel Denizi, s:142

Hiç yorum yok: