12 Ağustos 2008 Salı

İYİLİĞİ EMRETMEK

İYİLİĞİ EMRETMEK[1]

* BÜYÜK İŞLER HİÇ ÖLMEYECEKMİŞ GİBİ YAŞAMAKLA YAPILIR. VANVENARUES

İyiliği emretmek, kötülükten sakındırmak; (Emr-i bil ma’ruf, nehy-i anil münker) Allahü teâlâ için sevmek ve Allahü teâlâ için düşmanlık etmek demektir. İs­lam'ın gereği olan Allah'a itaati emretmek ve Allah'a karşı gelmeyi de yasaklamaktır.

İyiliği emredip, kötülükden sakındırmak, dinimizin en önemli düsturlarındandır. Öyle ki bu vazife ihmal edilip terk edil­diği zaman din izmihlale uğrar, fesat zuhur eder ve memleketler harap olur.

Bu sebeple, bu vazifeyi belli bir topluluk yerine getirince diğerlerinden sorumluluk düşer. Emr-i bi'I-Ma'ruf ve Nehy-i an'il-münker görevi yani hayra çağırmak iyiliği emir ve kötülüğe engel olma görevi bütün müslümanlara farz-ı kifayedir. Bu yapılmayınca hiç bir müslüman mesuliyetten kendisini kurtaramaz. Çocukla­rıyla ilgili terbiye de anne ve babalara farz-ı ayın görevdir.

Fert, aile ve toplum açısından konunun önemi gereği, ih­malden doğacak felaket çok büyüktür. Bu gerçek, bir çok hadis-i şeriflerde açıkça bildiriliyor. Nitekim Huzeyfe (ra) an­latıyor: Resulüllah (sav) buyurdular ki:

Nefsimi kudret elinde tutan zât'a yemin olsun ki, ya ma'ruf'u emreder ve münkerden yasaklarsınız veya Al­lah'ın katından umumî bir bela göndermesi yakındır. O zaman yalvar yakar olursunuz da duanız kabul edilmez. (Tirmizi, Fiten 9)

İslam âleminin her yerindeki bu üzücü olaylar. Nereye baksan kan, savaş, baskı. Cezayir'de bilmem şu kadar insan öldürüldü, bu kadar insanın boynu kesildi. Cezayir'de öldüren ve ölenler, iki taraf da Cezayir halkı. İşte Ortadoğu'daki olaylar, bizim sınırlarımızın çevresinde olan olaylar. Bunların hepsi Allah'ın cezâsı olabilir. Çare olarak da, hepimizin Kur'an-ı Kerim'e sarılması, sarılmayanlara da emr-i ma'ruf, nehy-i anil münker yaparak, doğruları öğretmemizi Peygamber Efendimiz söylüyor.

Halkı Hakk'ın yoluna davette bir takım ölçülerin bulunduğu, erbabına meçhul olmayan bir gerçektir. İnsanları irşad ile vazifeli kim­se, bu ölçüleri bilmek ve yapacağı davette usûl olarak uygulamak mecburiyetindedir. Bunları ihmal eden şahıs, doğruyu ifade etmiş olsa bile, hizmetinde başarılı olamaz.

Davet, saçılacak bir tohum gibidir. Onu kalbe atmadan önce mü­sait bir vasat meydana getirmelidir. Çiftçi, ekeceği tarla kuru olursa su verir; çamur ise, tava gelmesini bekler. İslama davette bulunacak kim­se de karşısındaki şahsın ruh haletini dikkate almalı; kalp ve mefkuresi kuru bir halde ise, feyizli sözlerle sulamalı; hışır bir halde ise aşk ve heyecanını tahrik ederek kalbini irşat tohumlarını saçacak hale getir­melidir.

KISSA VE HİKAYELER

ÜÇ ÖĞÜT

*YÜKSEK FİKİRLER, YÜKSEK DAĞLARA BENZER, ALIŞIK OLMAYANLARI ÜRKÜTÜR.

CENAP ŞAHABETTİN

Adamın birisi hile ile tuzağına bir kuş düşürdü. Kuş ona dedi ki:

-Ey ulu hoca! Sen şimdiye kadar bir çok deve kurban ettin, bir çok öküz, koyun yedin!. Dünyada onlarla doymadın da, benimle mi doyacaksın? Eğer bırakırsan beni, sana öyle üç öğüt veririm ki, aklın şaşar!

Birincisini elinde iken, ikincisini samanla karışık balçıktan yapılma şu damın üzerinde, üçüncüsünü de ağacın dalına konduğumda veririm. Bu üç öğütle bahtın iyileşir, rahat edersin. Ne dersin ha? Bak ilkini söylüyorum:

-Olmayacak söze; kim söylerse söylesin, inanma! Tamam mı?

Adamın aklı yattı kuşun bilgeliğine, gevşetiverdi parmaklarını, pırrr diye uçtu, azat oldu, duvarın üzerine konup dedi ki:

-Geçmiş, gitmiş şeye gam yeme. fırsatı kaçırdın diye dövünme!. Bak beni bıraktın ama, şu küçücük bedenimde on dirhem ağırlığında, değerine paha biçilemeyecek bir inci var idi. Sana da, oğullarına da yeterdi de artardı bile!. O inci senin hakkındı!. Fakat kısmetin değilmiş kaçırdın. Dünyada bir eşi bulunmayacak kadar kıymetli ve emsalsiz idi.

Adam, gebe kadın doğururken nasıl feryat eder, bağırırsa öyle bağırmaya, dövünmeye başladı.

Kuş dedi ki:

-Sana geçmiş, gitmiş şeye üzülme, gam yeme diye nasihat etmedim mi? Madem ki, geçip gitti, neden üzülürsün? Sen; ya benim öğüdümü anlamadın, yahut da sağırsın! Aslanım, ben kendim üç dirhem gelmem zaten, içimde on dirhemlik inci nasıl bulunabilir?

Adam bu söz üzerine kendine geldi;

-Haydi, dedi o üçüncü güzel öğüdü de ver bakalım!

Kuş dedi ki:

-Allah için, o ikisini iyi tuttun da üçüncüsünü sana bedava söyleyeceğim ha!

Uykuya dalmış, bilgisiz kişiye öğüt vermek, çorak yere tohum saçmaktır.

Aptallık ve bilgisizlik yırtığı yama kabul etmez!

Ey öğütçü; ona hikmet tohumunu pek saçma![2]



[1] Derleyen, YETER Hasan Vehbi, Emekli öğretmen, Honaz / 2007

[2] Mesnevi:(4.Cilt - Sayfa:181-183)

Hiç yorum yok: