24 Ağustos 2008 Pazar

VİCDANLI OLMAK

VİCDANLI OLMAK[1]

*TEMİZ BİR VİCDAN KADAR YUMUŞAK BİR YASTIK YOKTUR. FRANSIZ ATASÖZÜ

Vicdan; His, duygu, inanç, kalple hissetme, İyiyi kötüden ayıran ve seçen bir yapıya sahip olan kalpteki gizli histir. İyiyi kötüden, hayrı şerden ayırmayı sağlayan iç duygu, ahlâk şuurudur. İyiliklerden hoşnut olma ve kötülüklerden azap duyma hissidir. İyilik etmekten lezzet duyan ve kötülükten elem alan manevi hislerdir. Kişiyi kendi davranışlarıyla ilgili olarak bir yargıda bulunmaya yönelten, kişinin kendi ahlâk değerleri üzerinde dolaysız ve kendiliğinden yargılama yapmasını sağlayan, kişiye doğruyu ve iyiyi yapma yükümlüğünü de yükleyen iç güçlere denir.[2]

İnsanın maddî olan vücudundan başka ruhî yönü de vardır. İnsanın bedeni öyle harika bir makinadır ki çağımızda tekniğin en ileri seviyedeki imkanları ile yapılmış motor ve makinalar bunun yanında çok basit kalır. İnsan bedeninin planı tafsilatıyla anlatılmaya kalkışılsa bunun bilgisi her bir cildi biner sayfa olmak üzere bin ciltlik bir kitap eder.

İnsan vücudu çeşitli elementlerden teşekkül etmiştir. Bunların % 98'i çokluk sırasına göre Oksijen, Karbon, Hidrojen, Azot, Fosfor ve Kükürttür. Bunlardan ayrı olarak Kalsiyum, Potasyum, Sodyum ve Mağnezyum ise bedenin % 1,3'ünü, geriye kalan elementler ise % 0,70'ini oluştururlar. İnsan vücudunda çok olan elementlerden lipitler (yağlar), karbonhidratlar, protein ve nükleik asit molekülleri oluşturulmuş ve bunların tertiplenmesinden hücreler ve hücrelerden de doku, kas ve organlar vücuda getirilmiştir. Vücudda pek çok kimyasal ve fiziksel olaylar ve değişmeler cereyan eder. Zaman içinde arka arkaya vücudda meydana gelen bu fizyolojik olaylardan başka bir takım ruhî hâdiseler vardır.

Fizik, kimya konularına irca edilemeyen şuur ve iradeden başka, iyiliğe, mutlak adalete ve güzelliğe, hayır ve fazilete doğru temayül ve özleyiş; sevinme, üzülme, beğenme, nefret etme, istikbal endişesi, beka ve edebiyete meyil ve sevgi, emniyet hissi, haya, insaf, merhamet, adalet, vicdan azabı çok darda kaldığında inançsız bile olsa Allah'a sığınıp yalvarma gibi duygular vardır. Bunların kaynağı da insan ruhunun vicdan denilen yönüdür.

İnsan ve diğer canlılarda canlılık faaliyetlerini yürüten bir de nefis (can) vardır. Nefis, canlının şehvet, hırs, nesli muhafaza ve hayat koruma olgularını, beş duyunun duygularını, tad alma ve acı duymayı, büyümeyi ve bedenin diğer ihtiyaçlarını idare eder. Buna "hayvani nefis" de denilir.

İnsani nefis denilen ruha gelince; bu, yalnız insanlara verilmiştir. Buna "nefs-i natıka" da denilir. Hayvani nefis vasıtasıyla bedene tealluk eder ve onu bir alet gibi kullanır.

Ruh bedende, ona bitişik ve ondan ayrılmaksızın bulunur. Eğer canla beraber tamamen ayrılırsa beden ölür.

Maddeden örgülenmiş beden ise:

a) Atom ve moleküllerden düzenlenmiştir. Fizik ve kimya konularına irca edebilir ve bölünüp parçalanır. b) Değişir. c) Atıldır. Canı ve ruhu çıktığında kendiliğinden işi ve gücü yoktur. d) Maddidir. e) Şuursuzdur, düşünemez ve varlıkların bilgisine sahip olamaz. Üzüntü ve sevinme gibi duyguları yoktur. g) Bazı cüzleri hariç enerjiye dönüşerek yok olabilir. h) Bir insanın organları başkalarına nakledilebilir.

KISSA VE HİKAYELER

BUGÜN PARAM YOK

*HAYIRLA YAD EDİLMEK, İNSAN İÇİN İKİNCİ BİR ÖMÜRDÜR.

ARAP ATASÖZÜ

Allah dostlarının kıssalarından anlatılır:

Bir gün Karaköy'e geçmek üzere kayıkçılara:

- Bugün param yok, Allah için beni karşıya kim geçirir? teklifinde bulunur. Ses çıkmaz. Az sonra biri :

- Ben diye talip olur ve götürür.

O günün gecesi o kayıkçı, rüyasında kıyamet kopmuş, mizan kurulmuş, herkes amellerine göre muamele olunurken, şaşkın, sıratı geçmek korkusu ve düşünenlerin dehşeti içinde iken ona bir el uzanıp selamete götürür. Kayıkçı:

- Siz kimsiniz? Bu badireden beni kurtardınız, diye sual edince:

-Ben iki cihan serverinin mağara arkadaşı Ebu Bekir Sıddıyk'ım. evlatlarımıza hizmet eli uzatanlara, imdad elimiz böyle ulaşır, buyururlar.[3]



[1] Derleyen, YETER Hasan Vehbi, Emekli öğretmen, Honaz / 2007

[2] Sözlük manaları

[3] Hatıratım, Ali Erol

1 yorum:

Unknown dedi ki...

Tesekkurler