20 Ağustos 2008 Çarşamba

NAMAZI GÜZELLEŞTİRMEK

NAMAZI GÜZELLEŞTİRMEK[1]

*NİCE NAMAZ KILANLAR VARDIR Kİ, ONLARIN NAMAZDAN NASİBİ, YORGUNLUK VE ZAHMETTEN BAŞKA BİR ŞEY DEĞİLDİR. (HADİS-İ ŞERİF)

Tadil-i erkana riayet İmam Yusuf’a göre farz, İmam Azam’la İmam Muhammed’e göre ise vaciptir. Fetva vacip olduğu üzerinedir. Yani kıyam, ruku ve secdelerde vücudun sakin olması kade ve celselerde (Sübhanellahil azim) diyecek kadar durmaktır.

Acele kılınan namaz asgariden vacibi terk edildiği için sehiv secdesi gerekir.

Namazda huşua erenler, manevi Hazret-i duyanlar; namazı ağır ağır kılarlar. Acele etmeyi saygıya ve edebe aykırı görürler.

O halde namazımızı şartlarına riayet ederek ve ciddi olarak hakkıyla kılalım. Bunun için ilmihallerden namazın kılınışını öğrenelim. Namaz dualarını ve surelerini bir bilenden talim edelim. Namazımızı dosdoğru kılmaya bunun da ötesin de kimin huzurunda olduğumuzu idrak ederek tadil-i erkana riayet edelim, böylece de huşua erelim.

Efendimiz -sallallâhu aleyhi ve sellem-’in rükûu, secdeleri, iki secde arasındaki oturuşu ve rükûdan kalktığındaki duruşu, hemen hemen müsâvî idi.

Adap ve erkandan uzak içine şeytanın karıştığı gafilane kılınan namazlar, kulun yüzüne çarpılacak olan namazlardır. Baştan savma, yasak savar gibi erkanına riayet edilmeden kılınan namazlardan istenilen netice elde edilemez.

Bir Hadis-i Şerif’te peygamber Sallahu aleyhi vesellem şöyle buyuruyor:

Nice namaz kılanlar vardır ki, onların namazdan nasibi, yorgunluk ve zahmetten başka bir şey değildir.

Selmanı Farisi (ra) şöyle der:

-Namaz bir ölçüdür. Binaenaleyh, ölçüyü tam yapan karşılığını da tam olarak alır. Eğer bir kimse namazından çalarsa, şanı mübarek ve yüce olan Allah’ın ölçü ve tartıda çalanlar hakkında ne buyurduğunu bilirsiniz.

Yanlış kılanların sevabı olmadığı ve bu sevapları kaçırdığı gibi azabı da büyük olur. Bu konuda Maun suresinde:

Yazıklar olsun o namaz kılanlara ki onlar namazlarını ciddiye almazlar. (Maun 4-5)

Yani kim ki, tarif olunduğu şekilde namaz kılmaz, aklı fikri ticaretinde veya başka başka dünyevi meşgalelerle dolu bulunursa, o asla musalli (namaz kılan) değildir. Onun kıldığı namaz dünyada kalır.

Namazları hızlı kılmak, bir bid'attir, yanlıştır. Çünkü:

El'aceletü mineş şeytàn Acele etmek şeytandandır, buyrulmuştur. İbadette vakar olması lâzım, sekînet olması lâzım! Namazda ta'dîl-i erkân vâcibdir, bazılarına göre farzdır. Her rüknün hakkını vermek lâzım, acele etmemek lâzım! Namaz aceleye getirilmez; çünkü namaz çok güzel, çok büyük bir ibadettir. Namazdaki acelemiz de, rükünleri birbirine eklememiz de hatâlıdır.

KISSA VE HİKAYELER

KALBİNİZİ DE ALLAHA DÖNDÜRÜN

*HACERÜL-ESVED'İ ÖPEN, EL SÜREN İNSAN, İSTİLÂM EDEN İNSAN,

ALLAH'LA SÖZLEŞMİŞ OLUR.(HADİS-İ ŞERİF)

Mısırlı bir hocaefendi, yaşlı başlı, cemaate döndü dedi ki:

-Saflarınızı düzgün yapın, yönünüzü kıbleye güzel çevirin, safların arasında boşluk varsa doldurun! safın muntazam olması namazın tamâmındandır.

Arkasından bir laf söyledi, tüylerim diken diken oldu, gözlerim yaşardı:

-Yönünüzü Kâbe'ye döndürdüğünüz gibi, kalbinizi de Allah'a döndürün, dedi.

Vayy!.. Allah'ın huzurunda duruyorsun. Sen Allah'ı görmüyorsun ama, Allah seni görüyor. Bir insan namaza durup, Allâhu ekber dedi mi, göğün kapıları açılır. İki tarafa melekler, huri kızları dizilir, Cenâb-ı Mevlâ'nın huzuruna girer insan. Onu idrak etmesi lâzım.

Secdeye kapandığı zaman, Rahmân'ın ayağına kapanmış gibi olur. Bunlar biraz müteşabih sözler ama, hadis-i şerifte söylenmiş olduğu için söylüyoruz. Hacerül-Esved'i öpen, el süren insan, istilâm eden insan, Allah'la sözleşmiş olur, buyruluyor hadis-i şerifte. Bunlar mühim şeyler.

Rahmân'ın önünde secde ediyorsun, müthiş bir şey, muazzam bir şey, zevkine doyulmayacak bir şey. Ama bu zevkleri tatmak lâzım, bu kelimeleri bilmek lâzım, söylenen sözleri bilmek lâzım.[2]



[1] Derleyen, YETER Hasan Vehbi, Emekli öğretmen, Honaz / 2007

[2] İnternet, Esad Coşan

Hiç yorum yok: