20 Ağustos 2008 Çarşamba

NAMAZIN HÜKÜMLERİNİ BİLMEK

NAMAZIN HÜKÜMLERİNİ BİLMEK[1]

*İŞTE ONLAR DA ABDEST ÂZÂLARI BEMBEYAZ OLDUĞU HALDE GELECEKLER. (HADİS-İ ŞERİF)

Namazın Şartları: Namazdan önce yapılacak işlemlerdir. Tamamı altı tanedir.

1. Hadesten taharet: Gözle görülmeyen "hades" denilen mânevi pislikten temizlenmektir. Abdesti olmayanın abdest alması, cünüplük halinde de gusletmek veya (su bulunmadığı hallerde) teyemmüm etmek namazın ilk şartıdır. Bu suretle temizlenmenin, dinimizde bazı çeşitleri vardır

a) Abdest, b) Gusül, c) Teyemmüm.

a) Abdest

Dinin direği namaz olduğu gibi, namazın anahtarı da abdesttir. Maddi ve mânevi bakımdan çok kıymetli bir ibâdet olan abdest hakkında Peygamberimizin çeşitli müjdeleri bulunmaktadır. Bu müjdeleri ihtiva eden hadisi şeriflerden biri:

Sizden kim güzelce abdest alır, sonra da: Eşhedü en lâ ilâhe illallâh ve eşhedü enne Muhammeden abduhû ve Rasûluhû, derse kendisine cennetin sekiz kapısı da açılır. Hangisinden isterse oradan cennete girer. (Müslim, Tahâret, 17)

Tâbiînden Ebû Hâzim, Ebû Hureyre -radıyallâhu anh-’ı abdest alırken görmüş, kollarını koltuğunun altına kadar yıkıyormuş. Bunun üzerine:

-Ey Ebû Hureyre bu nasıl abdest? diye sormuş. Ebû Hureyre de:

-Ey Benî Ferrûh! Siz burada mıydınız? Burada olduğunuzu bilseydim böyle abdest almazdım, dedikten sonra şöyle devam etmiştir:

-Ben, dostum Resûlullâh -sallallâhu aleyhi ve sellem-’i şöyle buyururken işittim:

-Kıyâmet gününde mü’minin nûru, abdest suyunun ulaştığı yere kadar varır. (Müslim, Tahâret, 40)

Abdest, sâdece ibâdet için alınmamalıdır. İslâm, ibâdet hâricindeki zamanlarda da, devamlı olarak abdestli bulunmaya teşvik etmiştir. Ancak buna müdâvim olabilmek ve her ânı temiz bir şekilde yaşayabilmek, her insanın yapabileceği bir iş değildir. Bunu, ancak abdestli bulunmanın faydalarını ve önemini bilen kimseler başarabilir. İşte bu yüzden devamlı temiz bulunmak, îmânın bir alâmeti kılınmış ve hadîs-i şerîfte:

-Abdeste, ancak mü’min kimse müdâvim olur, buyurulmuştur. (Muvatta, Tahâret, 6)

Nitekim şanlı ecdâdımızın mübârek sîmâlarından II. Abdulhamîd Hân’ın, yastığının altında bir tuğla bulundurduğunu, uykudan kalktığında abdesthâneye gidinceye kadar bile abdestsiz yürümemek için, onunla teyemmüm ettiğini, kızı anlatmıştır.

Abdestin farzları

1. Yüzü yıkamak,

2. Elleri dirseklerle birlikte yıkamak,

3. Başın dörte birini ıslak elle meshetmek,

4. Ayakları, topuklarla birlikte yıkamak.

KISSA VE HİKAYELER

SECDESİZ BAŞ

*KULUN ALLAH'A EN YAKIN OLDUĞU AN SECDE ANIDIR. (HADİS-İ ŞERİF)

Şeytan, namaz kılmayan bir adamla arkadaş olmuş. Adamın Rahman'a secde etmediğini görünce şöyle dermiş:

-Ben Hazreti Adem'e bir kerecik secde etmediğim için dergâh-ı Rabb-ı izzetten kovuldum. Sen ise her gün beş vakit namazın bu kadar secdesini terk ediyorsun. Acaba sen ne olacaksın?

İnsanlar, namaz kılmadıklarında kimin huzuruna çıkma­dıklarını, nasıl bir davete iştirak etmediklerini, bugün git­medikleri huzura bir gün eli kolu bağlı götürüleceklerini dü­şünüp ürpermelidirler.

İnsanda "namazsız olmaz" anlayışı hâkim olmalıdır ki, elhak doğrudur. Zira her şeysiz olur, ama ebedî hayatın ha­vası ve suyu olan namazsız olmaz, yaşanmaz.

İnsanların beynamaz olduğunu görenler, birlikte ateşe atlar gibi bunu çok normal zannetmektedir.

Anneler, aileler, evlatlarına namazsız da yaşanılabilir iz­lenimi vererek zulmetmekte, onları korkunç bir akıbetin ve çirkinliğin içine atmaktadır. Merhametli bir annenin evladını böyle bir ateşe atması düşünülemez.

Kulun Allah'a en yakın olduğu an secde anıdır ki, son­lunun Sonsuz'la randevusu, buluşup konuşma şerefidir.[2]



[1] Derleyen, YETER Hasan Vehbi, Emekli öğretmen, Honaz / 2007

[2] Mesel Ufku, s:117

Hiç yorum yok: