12 Ağustos 2008 Salı

KARDEŞLİK

KARDEŞLİK[1]

*Aralarında yaşayabileceğin samimi arkadaşlar edin; çünkü onlar iyi günlerde gönül şenliği,

kötü günlerde yardımcıdırlar. ANONİM

Kardeşlik; Birlik, beraberlik, sevgi, ve dostluktur. Din birliği olan insanların, birbirine göre ana-baba bir kardeşler gibi fedakar ve öz verili olarak hareket etmeleri ve birbirlerini sevmeleridir.[2]

Kendisi için sevdiğini kardeşi için de seven bir müslüman, kardeşinin arkasından dua etmeyi ihmal etmez. Bu duada kalbinin ona olan sadakati ve muhabbeti, ruhunun ona karşı berraklığı ortaya çıkar. Ona hayır duada bulunması sevgisinin kuvvetlendiğini ve kalbindeki kardeşlik bağının güçlendiğini gösterir. Müslüman, bu sıcak duanın, kabul edilme derecesi bakımından, duaların en süratlisi olduğunu bilir. Çünkü dua ihlas, sadakat ve gönül saflığı içinde yapılmaktadır. Resulullah (s.a.v.) şöyle buyurur:

Kabul (edilmesi açısından) duaların en süratlisi insanın başka birine onun arkasından yaptığı duadır. (Buhari)

Resulullah, ashabına kardeşlik ruhunu aşılıyor, onlara duygularına da değer vermelerini öğretiyordu. Her münasebette onlara kardeşliğin anlamını duyuruyordu ki, müslümanların hislerinde gözü kör eden, kalbi ve gönlü paslandıran bencilliğe yer kalmasın.

Bir müslüman için en büyük dost Allah-ü Teâla’dır. Bunun için müslüman Allah-ü Teâla’nın emirlerini severek yerine getirir. Çünkü insan sevdiğinin isteklerini canı gönülden yerine getirir. Zaten Allah-ü Teâla da yukarıdaki Ayet-i Kerime'de bu konuyu vurgulamaktadır. Bundan başka müslümanın dostları yine Müslümanlar olmalıdır. Böylece Müslümanlar arasında kardeşlik, sevgi ve saygı bağları kuvvetlenir.

Bütün inananlar birbirinin kardeşidir. Neden, istediklerimizi başkaları için is­teyeceğimizi, istemediklerimizi de başkaları için de istemeyeceğimizi; bu dört sözcük bize yeterince anlatıyor. Bir inançta birleşiyor, tek inanç bilinci çevresinde toplanıyorsak: Kardeşiz.

Müslüman, Müslüman'ın kardeşidir. İnanan inananın kardeşi­dir. Birbirine yararlı olmalıdırlar.

Allah ve O'nun Sevgili Elçisi, Hazreti Muhammed Sallallâhü Aleyhi ve Sellem; Kardeşliği, sevgiyi, kaynaşmayı, birliği, yararlı olmayı öğütlemişler, övmüşler ve buyurmuşlardır:

İslâm; toplumun birbirini seven, ina­nan, anlaşan, kaynaşan, destekleyen, dayanışan kişilerden oluşmasını ister.

İslâmda yalan yasaktır. En kötü huy, en büyük günahtır. Ama Yüce Peygamber’imiz Hazreti Muhammed Mustafa Salllahü Aleyhi Teala Vesellem Efendimiz: Gerekirse yalan söyleyerek insanların ara­sını bul, düzelt. Bu tür yalan, yalan sayıl­maz. Bu gibilere yalancı denmez. diyor.

Sevişmenin, kaynaşmanın, dirlik içinde yaşamanın önemini anlatmak için bundan daha güzel öğüt olamaz.

Bir kişinin kardeşine sevgi ile bakması, mescidimde bir yıl itikâftan daha üstün ve yararlıdır.

KISSA VE HİKAYELER

KAŞIĞIN UCUNDAN TUTULACAK

*Gerçek arkadaşlık sağlık gibidir, değeri, ancak o yok olduktan sonra anlaşılır. COLTİ

Birgün ermişlerden birine sormuşlar:

-Sevginin sözünü edenler ile sevgiyi paylaşanlar arasında ne fark vardır?

-Bakın göstereyim!.. demiş, derviş.

Bir sofra hazırlamış. Sevgiyi dilinden düşürmeyen ama dilden gönüle de indirmeyen kişileri çağırmış bu sofraya.

Hepsi yerlere oturmuşlar.

Derken, tabaklar içinde sıcak çorbalar gelmiş ve arkasından derviş kaşığı denilen bir metre boyunda kaşıklar… derviş:

-Bu kaşıkların ucundan tutup öyle yiyeceksiniz, diye de şart koşmuş.

-Peki... demişler ve çorbayı içmeye girişmişler.

Fakat o da ne?

Kaşıklar uzun geldiğinden sofradaki hiç kimse bir türlü döküp saçmadan götüremiyormuş çorbayı ağzına. En sonunda, bakmışlar bu iş olmuyor, vazgeçmişler çorbadan. Öylece kalkmışlar sofradan. Onlar kalkınca, derviş:

-Şimdi de sevgiyi gerçekten bilip yaşayanları çağıralım yemeğe, demiş.

Yüzleri aydınlık, gözleri sevgiyle gülümseyen nurlu insanlar gelmiş oturmuş sofraya. Derviş:

-Buyurun bakalım, deyince de her biri uzun boylu kaşığını çorbaya daldırıp karşısındaki kardeşine uzatıp içirmişler çorbalarını.

Böylece her biri diğerini doyurmuş ve kendisi de doymuş olarak şükür içinde kalkmış sofradan. Derviş:

-İşte, kim hayat sofrasında yalnız kendini görür ve doymayı düşünürse, o aç kalacaktır. Ve kim kardeşini düşünür de onu doyurursa, o da kardeşi tarafından doyurulacaktır şüphesiz. Şunu da unutmayın ki, hayat pazarında alan değil, veren kazançlıdır her zaman...



[1] Derleyen, YETER Hasan Vehbi, Emekli öğretmen, Honaz / 2006

[2] Sözlük manaları

Hiç yorum yok: