12 Ağustos 2008 Salı

İZİN İSTEMEK

İZİN İSTEMEK[1]

* KOMŞUSU AÇ OLUP DA KARNINI DOYURAN KİMSE, MÜMİN DEĞİLDİR.

HZ. MUHAMMED (S.A.V.)

Günlük hayatımızda gerek kendimize ait gerekse başkalarının bulunduğu mekânlara girer çıkarız. Elbette bu durum, mü’min bir kimse için belirli bir âdâb içinde gerçekleşecektir.

İzin isteme, kapı çalma âdâbı, büyük ve küçük herkesin görevidir. İslam'da bunun özel yeri bulunmaktadır. Bu yüzden Allahü Teala bunu, asırlar ve nesiller devam ettikçe okunacak ayetlerle hususi olarak açıklamıştır. Bu, aile ve cemiyet hayatında da büyük bir önem taşımaktadır.

Kur’an-ı Kerîm bu husûsta bizlere şöyle seslenmektedir:

يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا لَا تَدْخُلُوا بُيُوتًا غَيْرَ بُيُوتِكُمْ حَتَّى تَسْتَأْنِسُوا وَتُسَلِّمُوا عَلَى أَهْلِهَا ذَلِكُمْ خَيْرٌ لَّكُمْ لَعَلَّكُمْ تَذَكَّرُونَ {27}

Ey îmân edenler! Kendi evlerinizden başka evlere, geldiğinizi farkettirip ev halkına selâm vermeden girmeyiniz! (Nûr, 27) Dikkat edilecek olursa kendi evinden başka bir eve girecek olan insanın önce dışarıdan, içeriyi görmeyecek bir yerden kendisini belli etmesi yani ev sahibine kendini tanıtması gerekmektedir. İzin verildikten sonra da önce selam vererek Allah’ın selamıyla söze başlamalıdır.

Ayrıca herhangi bir evin kapısını çalarak izin isteyen kimse, bu işi en fazla üç defa tekrarlamalı, cevap verilmediği takdirde ısrarcı olmamalıdır. Âyet-i kerimede şöyle buyurulmaktadır:

Eğer (girmek istediğiniz) evlerde kimseyi bulamazsanız, izin verilinceye kadar oraya girmeyin! «Geri dönün!» denirse artık dönün, bu sizin için daha uygundur. Şüphesiz Allâh yapmakta olduklarınızı hakkıyla bilendir. (Nûr,28)

Efendimiz -sallallâhu aleyhi ve sellem- de; İzin istemek üç defâdır. İzin verilirse girersin, verilmezse geri dönersin. (Buhârî, İsti’zân, 13) buyurmuştur.

Kapı çalan kişi bu üç defa izin istemeyi hemen arka arkaya yapmaz. Bu durum zamanımızda telefonla aramalarda da geçerlidir. Telefonla aranıldığında veya kapı çalındığında bir miktar durur, belki duymamıştır düşüncesiyle ikinci defa tekrar çalar veya telefonla ikinci defa arar. Aranılan kişinin meşgul olabileceğini düşünerek (Namazda veya tuvalette olabilir) dört rekatlık bir namazın bitirilme süresi geçtikten sonra tekrar zile basar veya telefonla arar yine cevap verilmezse o zaman geriye dönülür. Ancak bir sefer zile bastıktan sonra veya ara vermeden arka arkaya üç defa basarak ben seni aradım demek uygun değildir.

Ebu Eyyüb el-Ensâri anlatıyor, Bir gün:

-Ey Allah'ın Resûlü! Şu selâm malum. İsti zan (=izin istemek=kapı çalmak) nedir? diye sorduk. Şu açıklamayı yaptılar:

-(Bir başkasının evine girmek isteyen kimse varlığını duyurmak için kapıda, sesli olarak sübhanallah, Allahüekber, elhamdilillah! der, öksürüp boğazını temizler ve içeri girmek istediğini haber verip ev halkından böylece izin ister.

KISSA VE HİKAYELER

KÖR ÇOÇUK

* YAŞIMIZ İLERLEDİKÇE, KABİLİYETLERİMİZİN SINIRLARI ORTAYA ÇIKAR.

J. A. PROUDE

Adamın biri, ilk defa gittiği küçük bir kasabada şaşkın şaşkın
gezindikten sonra yol kenarında duran bir arabanın yanına sokulmuş ve arka
koltukta tek başına oturan çocuğa:

-Buraların yabancısıyım, demiş. Parkın hemen yanıbaşındaki fırını
arıyorum, çok yakın olduğunu söylediler.

Çocuk, arabanın penceresini iyice açtıktan sonra:

-Ben de buraya ilk defa geliyorum, demiş. Ama sağ tarafa gitmeniz
gerekiyor herhalde.

Adam, çocuğun da yabancı olmasına rağmen bunu nasıl anladığını sormuş ister istemez.

Çocuk:

-Ihlamur çiçeklerinin kokusunu duymuyor musunuz? diye gülümsemiş.
Kuş cıvıltıları da oradan geliyor zaten.

-İyi ama, demiş adam, bunların parktan değil de tek bir ağaçtan
gelmediği ne malûm?

-Tek bir ağaçtan bu kadar yoğun koku gelmez, diye atılmış çocuk.
Üstelik, manolyalar da katılıyor onlara. Hem biraz derin nefes alırsanız,
fırından yeni çıkmış ekmeklerin kokusunu duyacaksınız.

Adam, gözlerini hafifçe kısarak denileni yaptıktan sonra, cebinden bir
kağıt para çıkartıp teşekkür ederken farketmiş onun kör olduğunu.
Çocuk ise, konuşurken bir anda sözlerini yarıda kesmesinden anlamış,
adamın kendisini farkettiğini.

Işığa hasret gözlerini ondan saklamaya çalışırken:

-Üç yıl önce bir kaza geçirmiştim, demiş, görmeyi o kadar çok özledim
ki. Sizinkiler sağlam öyle değil mi?

Adam, çocuğun tarif ettiği yerde bulunan fırına yönelirken:

-Artık emin değilim, demiş. Emin olduğum tek şey, benden iyi
gördüğündür.[2]



[1] Derleyen, YETER Hasan Vehbi, Emekli öğretmen, Honaz / 2007

[2] İnternet Düşündüren hikayeler

Hiç yorum yok: