24 Ağustos 2008 Pazar

TIRAŞ OLMAK

TIRAŞ OLMAK[1]

* MUHAKKAK BİLİNİZ Kİ!.. ABES OLARAK YARATILMADIĞINIZ GİBİ, MES'UL OLMADAN DA KALACAK DEĞİLSİNİZ! HİÇ BİR KİMSE UNUTULMAZ, İHMAL EDİLMEZ! ÖMER İBN ABDÜLAZİZ

Saç; İnsan başının derisini kaplayan kıllar, baş kıllarıdır. Tıraş; Saç ve sakalı belli bir şekil vererek kesmedir. Ayrıca vücudun belli yerlerindeki uzayan kıllarını keskin bir aletle, ustura veya jiletle kazımaktır.[2]

Saçlar, insan bedeninde temizliğine dikkat edilecek yerlerin başında gelir. Saçları sık sık yıkamalıdır. Rasülullah Efendimiz saçlarını ihtimamla bakar ve temizlerdi. Ara sıra zeytinyağı ile yağlar ve tarardı. Dağınık, kirli saçlardan hiç hoşlanmazdı. Bir gün huzuruna saçı sakalı birbirine karışmış, kirli paslı bir adam geldi. Adamı bu halde görünce şöyle buyurdular:

Biriniz şeytan gibi huzuruma giriyor! Bu adamda saçını yıkayacak kadar su, yatıştıracak kadar yağ yok mu idi? (Ebu Davud; Tirmizi)

Saçlar, el ve yüz sık sık yıkanmalı, saçları yağlı olanlar daha sık yı­kamalıdır.

Saç ve sakal bakımı, güzel bir yüz görünüşü için önem arzeder. Saç ve sakalımızı örfe göre traş etmeli; taramalı, dağınık bırakmamalıyız.

El ve ayak tırnakları, mikrop ve pislik barındırmaya en müsait yer­lerdir. Tırnaklar, mümkün mertebe haftada bir defa kesilmeli, uzamalarına fırsat verilmemelidir.

İnsanoğlunun yaratılışını bu şekilde yapan ve güzel yapan Allahü Teala’dır o bizlere şöyle buyurmaktadır:

(Resûlüm!) De ki: Sizi yaratan, size işitme duyusu, gözler ve kalpler veren O'dur. Ne az şükrediyorsunuz! (Mülk, 23)

قُلْ هُوَ الَّذِي أَنشَأَكُمْ وَجَعَلَ لَكُمُ السَّمْعَ وَالْأَبْصَارَ وَالْأَفْئِدَةَ قَلِيلًا مَّا تَشْكُرُونَ {23}

Önemli olan bu fıtrattan yaratılış şeklini en güzel şekilde O’nun Rasulu Sallallahü aleyhi ve Sellem efendimizin işaret ettiği şekilde düzenleyerek hayatımızı devam ettirmektir. Şeytan insanı Allahü Teala’nn doğru yolundan sapıttırabilmek için çeşitli vesilelerle saçını şöyle yaparsa, bıyığını böyle burarsa diğer temizlenmesi gereken yerleri Allah’ın emrinin dışında bırakırsa daha güzel olacağı konusunda sapıtır. Önemli olan bu vesveselere kapılmayıp en uygun olanı kabullenip yaşamaktır.

İbn Ömer'in (r.a.) rivayetine göre Peygamber Sallallahü Aleyhi ve Sellem saçının bir kısmı traş edilmiş, diğer bir kısmı bırakılmış bir çocuk gördü. Derhal bunu yapmalarını yasakladı ve şöyle buyurdu:

Ya tamamını traş edin veya hepsini olduğu gibi bırakın! (Eb0 Davud, Tereccül,)

Yine İbn Ömer'den (Radıyallahü anh) rivayet edildiğine göre Rasulüllah (Sallallâhü Aleyhi ve Sellem) yarım traş yani, başın bir kısmını traş edip bir kısmını da bırakmayı (kaze') yasakladı. (Buharî, Libas 72 )

İbnu'l-Kayyım, Ahkâmu'l-Mevlud'ünde, hadis üzerine şu açıklamayı yapmaktadır: Bu dört şekilde olur:

1- Başın muhtelif yerlerinin rastgele traş edilmesi,

2-Hıristiyan papazların yaptığı gibi ortasının traş edilip yanlarının bırakılması,
3-Ayak takımı güruhunun yaptığı gibi yanlarının traş edilip ortasının bırakılması,
4-Başın ön tarafının traş edilip arka tarafının bırakılması. Bunların hepsi Peygamberin (s.a.v.) yasakladığı traş türünden (kaze') dir. Şüphesiz Allah daha iyi bilir.

Bizzat Peygamber (Sallallâhü Aleyhi ve Sellem) çocukların traşı ile ilgilenmiştir. Abdullah b. Câfer'den (r.a.) rivayet edildiğine göre Peygamber (Sallallâhü Aleyhi ve Sellem) Câfer'in vefatından üç gün sonra ailesine gelerek:

Bugünden sonra artık kardeşime ağlamayın dedi. Sonra da Kardeşimin oğullarını yanıma çağırın dedi. Derken bizi huzuruna getirdiler. Adeta biz kuş yavruları gibiydik. Peygamber (Sallallâhü Aleyhi ve Sellem):

-Bana berberi çağırın dedi ve başımızı traş etmesini emretti.( Ebu Davud, Tereccül, 13; )

KISSA VE HİKAYELER

BERBERİN İHLÂSI

NE VERİLDİĞİ DEĞİL, NASIL VERİLDİĞİ ÖNEMLİDİR. (CORNEİLLE)

Birisi ona gelir sorar:

-İhlâsı kimden öğrendiniz?

-Bir berberden, Mekke-i Mükerreme’de harçlıksız kalmıştım. Basra’dan para bekliyordum ama gelmemişti. Saçım sakalım çok uzamıştı. Bir berbere girdim

-Peşin peşin söyleyeyim param yok, dedim, Allah rızası için saçlarımı düzeltebilir misin?

Berber o anda mevki sahibi birini traş etmekteydi. Onu bırakıp bana başladı. Adam itiraz etti. Berber:

-Kusura bakmayınız efendim, dedi, ‘Sizi ücreti mukabilinde traş ediyorum. Ama bu genç Allah rızası için istedi. Berber dahasını da yaptı, bana harçlık verdi. Aradan birkaç gün geçti, beklediğim para geldi. Ona bir kese altın götürdüm.

-Asla alamam, dedi, ‘İnan Allah’ın rızası, daha değerli.’



[1] Derleyen, YETER Hasan Vehbi, Emekli öğretmen, Honaz / 2007

[2] Sözlük manaları

Hiç yorum yok: