6 Ağustos 2008 Çarşamba

KUR'AN'DA DUALAR

KUR'AN-I KERİM'DEN DUALAR[1]

*EY RABBİM, BANA HİKMET VER VE BENİ SALİHLER ARASINA KAT! (ŞUARA, 83)

Yüce kitabımız Kur'an-ı Kerim'den aldığımız bu dualar Cenâb-ı Hakk'ın öğrettiği dualardır. Bunlar, peygamberlerin ve onların zamanlarındaki bazı müminlerin yaptığı, kabul edilmiş dualardır. Süre sırası ile ne zaman ve niçin yapıldığı belirtilerek yer almıştır. Ayet-i kerime Türkçe manalarında sadece dua bölümü verilmiştir.

Anlamı: Hesap Günü'nün sahibi, affı bol, affeden, Alemlerin Rabbi Allah'ım. Sadece sana kulluk ederiz. Yalnız senden yardım istiyoruz. Bizi nimete kavuşturduklarının yoluna ilet; sapıkların ve gadaba uğrayanların değil. (Fatiha:1-7)

Anlamı: Ey Rabbimiz! Bizden bunu kabul buyur; şüphesiz sen işitensin, bilensin. (Bakara,127)

Anlamı: Ey Rabbimiz! Bizi sana boyun eğenlerden kıl, neslimizden de sana itaat eden bir ümmet çıkar, bize ibadet usullerimizi göster, tevbemizi kabul et; zira, tevbeleri çokça kabul eden, çok merhametli olan ancak sensin. (Bakara, 128)

Anlamı: Ey Rabbimiz! Onlara, içlerinden senin âyetlerini kendilerine okuyacak, onlara kitap ve hikmeti öğretecek, onları temizleyecek bir peygamber gönder. Çünkü üstün gelen, her şeyi yerli yerince yapan yalnız sensin. (Bakara, 129)

Anlamı: Ey Rabbimiz bize dünya ve ahirette iyilik ver, bizi Cehennem azabından koru! (Bakara, 201)

Anlamı: Ey Rabbimiz bize sabır, cesaret ve sebat ver, kâfirlere karşı bize yardım et! (Bakara, 250)

Anlamı: Rabbimiz! Unutursak veya hataya düşersek bizi sorumlu tutma. Ey Rabbimiz! Bizden öncekilere yüklediğin gibi bize de ağır bir yük yükleme. Bize gücümüzün yetmediği işler de yükleme. Bizi affet. Bizi bağışla. Bize acı. Sen bizim mevlâmızsın. Kafirler topluluğuna karşı bize yardım et. (Bakara, 286)

Anlamı: Ey Rabbimiz, bizi doğru yola ilettikten sonra kalblerimizi kaydırma! Bize, tarafından rahmet bağışla! Lütfu en bol olan sensin. (Ali İmran, 8)

Anlamı: Ey Rabbimiz, iman ettik; günahlarımızı bağışla, bizi Cehennem azabından koru. (Ali İmran, 16)

Anlamı: Ey Rabbimiz, günahlarımızı ve işimizdeki taşkınlığı bağışla; yolunda sabit kıl; kâfirlere karşı bizi muzaffer eyle! (Ali İmran, 147)

Anlamı: Ey Rabbimiz, "Rabbinize inanın" diyen davetçiyi işittik, hemen iman ettik. Artık bizim günahlarımızı bağışla, kötülüklerimizi ört, ruhumuzu iyilerle beraber al! Ey Rabbimiz, bize, peygamberlerin vasıtasıyla vâdettiklerini de ikram et ve kıyamette bizi rezil-rüsvay etme; şüphesiz sen vâdinden caymazsın. (Ali İmran, 193-194)

Anlamı: Ey Rabbimiz, bize çok sabır ver, müslüman olarak canımızı al! (Araf, 126)

Anlamı: Ey Rabbim, beni ve neslimi namazı devamlı kılanlardan eyle; duâmı kabul et, kıyamette hesab olunacağı gün beni, ana-babamı ve müminleri bağışla! (İbrahim, 40-41)

Anlamı: Ey Rabbim, bana hikmet ver ve beni salihler arasına kat! (Şuara, 83)[2]

Rabbena’ğfirlenê ve li ıhvêninê’l-lezîne sebegûne bi’l-îmêni ve lâ tec’al fî gulûbinê ğıllen lillezîne êmenû. Rabbenê inneke raûfü’r-rahîm. (Haşr,10)

Anlamı: Rabbimiz! Bizi ve iman ile daha önce bizi geçmiş din kardeşlerimizi bağışla, kalplerimizde iman edenlere karşı kin bırakma. Rabbimiz! Şüphesiz ki sen çok şefkatli, çok merhametlisin.

Hz. Nuh: Hz. Nuh’a uzun zaman zarfında pek az kişi tabi olması karşısında Ya Rabbi mağlup düştüm bana yardım et (Kamer,10) diyerek Allah’a yalvarır. Hz. Nuh’a gemiye yerleştiklerinde şöyle dua etmesi emredilir:

Bizi zalim kavminden kurtaran Allah’a hamdolsun. Ya rabbi, beni bereketli bir yere indir. Sen hayrul Muzazilinsin.(Mü’minun,28-29)

Hz. İbrahim: Hz. İbrahim Ya Rabbi bana hikmet ver ve beni salih kullarından ilhak et. Sonra gelenler içinde bana lisanı sıdk (hayırla anılmak) nasib et. Beni; naim cennetinin varislerinden kıl. Babamı da bağışla. Çünkü o sapıtanlardandır. İnsanların diriltilecekleri günde beni mahcup etme. Öyle bir gün ki, o günde ne mal bir fayda verir ne de oğullar. Ancak kim selim bir kalple Allah’ın huzuruna gelse (o kurtulur). (Şuara, 83-89)

Hz. Lut: Hz. Lut’un kavmi günahda ısrar edince “Ya Rabbi, beni ve ehlimi onların yaptıklarından kurtar. (Şuara,169) Ve kavmi azabı getir de görelim deyince; Ya Rabbi bozguncu kavme karşı bana yardım et.dedi. (Ankebut, 30)

Hz. Eyyub: Ya Rabbi zarar bana dokundu ve sen Erhamer’rahiminsin (Enbiya, 83) Kuran’daki diğer bir dua da; Ya Rabbi şeytan beni zorluk ve azaba uğrattı.(Sad,41)

Hz. Yusuf: Hz. Yusuf zindana atılmak veya Züleyha’nın dediğini yapmakla karşı karşıya kalınca Ya Rabbi; zindan benim için onların davet ettiğinden daha sevimlidir. Eğer bu kadınların hilesini benden çevirmezsen onlara meyleder ve cahillerden olurum.(Yusuf, 33)

Hz. Yusuf rüya misal dünya saltanatına bedel gerçek saadetin olduğu beka alemini ister. Ve Ya Rabbi: bana saltanatla bir nasip verdin ve rüya tabirini öğrettin. Ey gökleri ve yeri yaratan; sen dünya ve ahirette benim velimsin. Beni müslüman olarak vefat ettir ve salihlere ilhak eyle. (Yusuf, 101)

Hz. Şuayb: Bu peygamberin kavmi ona tabi olanları tehdit edip derler: “Ya bizim yolumuza dönersin ya da sizi bu beldeden çıkaracağız”. Hz. Şuayb şöyle dua eder: Ya Rabbena bizim ile kavmimiz arasını hak ile aç sen hayrul fatihinsin. (Araf, 89)

Hz. Musa: Cenab-ı Hakk Musa (a. s)’a firavuna gidip tebliğde bulunmasını Beni İsrail’i kurtarmasını ister. Orada Hz. Musa şu meşhur duasını yapar:

Ya Rabbi kalbime inşirah ver, işimi kolaylaştır, dilimdeki düğümü aç, ta ki sözlerimi anlasınlar. Bana ehlimden kardeşim Harun’u yardımcı kıl onunla sırtımı kuvvetlendir. Onu işimde bana ortak kıl. Ta ki sana çokça tesbih edelim ve seni çokça analım. Şüphesiz sen bizi görmektesin. (Taha, 25-35)

Hz. Süleyman: Ya Rabbi beni bağışla ve benden sonra kimseye nasip olmayacak bir saltanat ver. Şüphesiz sen Vehhab’sın. (Sad, 35)

Hz. Süleyman’ın diğer duası: Ya Rabbi bana anneme ve babama ihsan ettiğin nimetine şükretmemi ve razı olacağın ameller yapmamı nasip et rahmetinle beni salih kulların arasına kat.(Neml, 19)

Hz. Yunus: Bu yüce Nebi balığın karnında şöyle yalvarır: Ya Rabbi senden başka ilah yoktur. Seni tenzih ederim, muhakkak ben zalimlerden olurum .(Enbiya, 87)

Hz. Zekeriyya: Ya Rabbi; kemiğim zayıflayıp gevşediği baş bembeyaz alev gibi tutuştu, sana dua etmekle de Ey Rabbim hiç bir zaman mahrum olmadım, Ya Rabbi gerçekten ben arkamdan yerime geçecekler hususunda korkmaktayım, karım da kısır onun için bana yardımcı ihsan buyur; bana varis olsun Yakup ailesine varis olsun ve onu ey Rabbim rızana kavuştur.(Meryem, 4-6)

Hz. İsa: Havarilerin gökten sofra istemelerine karşı Hz. Mesih şöyle dua eder; Ya Rabbena bize semadan evvelimiz ve ahirimiz için bir bayram ve senden mucize olarak bir sofra indir. Bizi rızıklandır, Sen hayru-r razıkınsın. (Maide ,114)

Hz. Muhammed (s.a.v.): Kur’an-ı Kerim de Peygamberimiz(s. a. v)’in ve pek çok duaları zikredilmiştir. Bu duaların hemen hepsi -kul- yani “deki” ifadesi ile başlamaktadır.

-De ki: Ey mülkün sahibi olan Allah’ım, dilediğine mülk verir, dilediğinden çeker alırsın, dilediğini aziz eder, dilediğin, zelil kılarsın. Bütün hayır senin elindedir. Çünkü sen her şeye kadirsin, geceyi gündüze sokar, gündüzü geceye dahil edersin, ölüden diri, diriden ölü çıkarırsın ve dilediğine hesapsız rızık verirsin. (Al-I İmran, 26-27)

-Bir iş veya yere sıdk ile girmek ve çıkmak için de ki; Ya Rabbi sıdk ile beni girdir ve sıdk ile beni çıkar. Katından yardıma bir kuvvet ihsan buyur. (İsra, 80)

-İlim talebi için de ki: Ya Rabbi ilmimi arttır.(Taha,114)

-Kavminin yalanlamasına karşı: Yarabbi aramızda hak ile hüküm ver. Bizim Rabbimiz vasfettiğimiz şeylere karşı kendinden yardım istenilen rahmandır. (Enbiy,112)

-Muhtemel bir azaba karşı: Ya Rabbi eğer onlara vaad olunanı bana göstereceksen Ya Rabbi beni o zalimler topluluğu içinde kılma. (Mü’minun,/93-94)

-Afvı mağfiret talebi: Ya Rabbi affet ve merhamet et. Sen hayrur rahiminsin.

KUR’AN-DA ZİKROLUNAN DİĞER DUALAR

*YA RABBENA ÜZERİMİZE SABIR YAĞDIR VE BİZLERİ MÜSLÜMAN OLARAK VEFAT ETTİR.(A’RAF, 26)

Hz. Asiye firavuna karşı olmakla birlikte Hz. Musa’ya iman etmiştir. Ve şiddetli işkencelerden sonra şu duayı yapar:

Ya Rabbi lütfundan cennette benim için bir el nasip et. Beni firavundan ve amelinden kurtar. Beni zalimler topluluğundan kurtar. (Tahrim,11) Bu duadan sonra vefat eder.

Sihirbazlar Hz. Musa’nın mucizesi karşısında: Ya Rabbena üzerimize sabır yağdır ve bizleri müslüman olarak vefat ettir.(A’raf, 26)

Hz. Musa’nın kavmi: Ya Rabbena bizi o zalimler topluluğuna bizi bir fitne kılma, rahmetinle bizi o kafirler topluluğundan kurtar. (Yunus, 85-86)

Ta’uf ve ordusu: Ya Rabbena üzerimize sabır yağdır. Ayaklarımıza sebat ver, kafirler topluluğuna karşı bize yardım et. (Bakara, 250)

Belkıs: Ya rabbi nefsime zulmettim (şimdi ) Süleymanla beraber alemlerin rabbi olan Allah’a teslim oldum.(Neml, 44)

Havariler: Yarabbena indirdiklerine iman ettik, peygambere tabi olduk, artık bizi şahitlerle beraber yaz. (Ali imran, 53)

Ashab-ı Kehf: Ya Rabbena bize katından bir rahmet ver ve işimizde bize bir muvaffakiyet hazırla.

Kafirlere karşı darda kalanların duası: Ya rabbi sana dayandık, sana yöneldik, dönüş ancak sanadır, Ya Rabbena bizi inkar edenler için bir fitne kılma, bizi bağışla. Ya Rabbena yegane galip ve hikmet sahibi ancak sensin. (Mümtehine, 4-5)

İslam öncesi Allah yolunda savaşanların duası: Ya rabbi; günahlarımızı ve işimizde israfımızı (taşkınlığımızı) bağışla ve ayaklarımıza sebat ver. Kafirle topluluğuna karşı bize yardım et. (Al-i İmran,144)

Müttakilerin duası: Ya Rabbena; biz gerçekten iman ettik, bizlerin günahını bağışla ve bizleri cehennem azabından koru. ( Al-i imran,16)

Sahabeden sonra gelenlerin duası: Ya Rabbena ; bizi ve bizden önce iman etmiş olanları bağışla. Kalplerimizde iman edenlere karşı bir kötülük bırakma .Ya Rabbena şüphesiz sen gafur ve rahimsin. (Haşr, 10)

Salih amel ve iyi bir nesil için: Ya rabbi; bana anneme ve babama inam ettiğin nimetlere şükretmemi ve razı olacağın salih amel işlememi nasip et. Neslimi de salih kıl. Ben sana döndüm ben gerçekten teslim olanlardanım . (Ahkaf, 15)

Mütefekkirlerin duası: Ya Rabbena sen bunları boşuna yaratmadın, seni tenzih ederiz, bizi cehennem azabından koru. Ya Rabbena gerçekten sen kimi ateşe sokarsan onu perişan edersin. Zalimlere hiç bir yardımcı yoktur. Ya Rabbena, bizler “Rabbinize iman edin diye nida eden bir münadi işittik ve hemen iman ettik. Ya Rabbena günahlarımızı bağışla seyyiatımızı ört ve bizi iyilerle vefat ettir. Ya Rabbena peygamberlerine bizi vaadettiklerini ver ve bizi kıyamet günü perişan eyleme, şüphesiz sen vaadinden hulfetmezsin. (Al-i imran,190-194)

Cehennem azabından istiaze: Ya Rabbena cehennem azabını bizden çevir, muhakkak ki onun azabı devamlı felakettir. Orası ne kötü bir müstekar ve ne kötü bir durma yeridir. (Furkan, 65-66)

İlimde kökleşmiş olanların duası: Ya Rabbena bize hidayet verdikten sonra kalplerimizi kaydırma, katından bize bir rahmet ver, şüphesiz sen vehhabsın. Yarabbena geleceğine hiç bir şüphemin olmadığı bir günde muhakkak ki insanları toplayacaksın. Allah vaadinden asla hulfetmez. (Al-i İmran,/8-9)

Peygamber Efendimiz (sav)’e miraçtan sonra inen duada: “Ya Rabbena mağfiretini isteriz. Dönüş ancak sanadır. Ya Rabbena unuttuk veya hata ettikse bizi (ondan) hesaba çekme. Ya Rabbena bizden öncekilere yüklediğin gibi bize ağır yük yükleme, Ya Rabbena kendisine güç yetiremeyeceğimiz şeyi bize yükleme bizleri affet, bizleri bağışla bizlere merhamet et. Sen bizim mevlamızsın. Kafirler kavmine karşı bize yardım et. (Bakara, 285-286)

Ehli cennetin duası: Onların orada duaları: “Allah’ım seni takdis ve tenzih ederiz. Aralarından tahiyye ise selamdır. Dualarının sonu elhamdulillahi rabbil alemin dir. (Yunus, 10)

Ehli Cehennemin yalvarmaları: Her ümmet cehenneme girdikçe (kendilerini sapıtan daha önceki yoldaşlarına )lanet edecekler. Nihayet hepsi bir araya geldiklerinde tabi olanlar önderleri için diyecekler: “Ya Rabbena işte bunlar bizi saptırdı .Bunlara cehennem azabını iki kat ver.” (A’raf , 38)

Ya Rabbena bize yakın zamana kadar mühlet ver, davetine icabet edelim. Peygamberlere tabi olalım.

Onlara denilecek: “Siz değil misiniz, önceden bize hiç bir zeval yok diye yemin eden ?…Halbuki nefislerine zulmeden kimselerin ellerinde yaşamıştınız. Onları ne hale getirdiğinizi biliyordunuz. Size ibret alınacak misaller de göstermiştik. (İbrahim, 44-45)

PEYGAMBERİMİZDEN DUÂLAR

*ALLAHIM KALBİMİ DİNİN ÜZERE SABİT KIL. (HADİS-İ ŞERİF)

Hz. Câbir radıyallahu anh anlatıyor: “Resülullah aleyhissalâtu vesselâm:

Allah’tan faydalı ilim dileyin, faydasız ilimden Allah’a sığının buyurdu.

Hz. Aişe radıyallahu anhâ’nın anlattığına göre: Resülullah aleyhissalâtu vesselâm kendisine şu duayı öğretmiştir:

-Allahım ben senden hayrın her çeşidini isterim; yakın olsun, uzak olsun; bildiğim olsun, bilmediğim olsun; bütün şerlerden de sana sığınırım; yakın olsun, uzak olsun; bildiğim şer olsun, bilmediğim şer olsun. Allahım! Kulun ve peygamberin Muhammed’in senden istediği şeyleri senden ben de istiyorum. Kulun ve peygamberin hangi şerlerden sana sığınmışsa ben de o şerlerden sana sığınıyorum. Allahım! Ben senden, cenneti ve cennete götüren söz ve amel(de beni muvaffak kılman)ı istiyorum. Ateşten ve ateşe götüren söz ve fiillerden de sana sığınıyorum. Ve dahi benim hakkımda hükmettiğin her kaza ve kaderi hayırlı kılmanı senden diliyorum.

Hz. Ebu Hüreyre radıyallahu anh anlatıyor: Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki:

Kişinin yaptığı dualar içerisinde en hayırlısı şudur: Allahümme innî es’eluke’l-mu’âfâte fid-dünya ve’l-âhireti Ey Allah’ım! Senden dünya ve ahirette afiyet istiyorum.

Hz. Enes İbnu Mâlik radıyallahu anh anlatıyor: Resülullah şu duayı çok yapardı:

Allahümme sebbit kalbî alâ dînike.Allahım kalbimi dinin üzere sabit kıl. Bir adam:

-Ey Allah’ın Resülü! Biz sana iman ettiğimiz ve senin getirdiklerini tasdik ettiğimiz halde bizim (âkibetimiz) için korkuyor musun? dedi. Aleyhissalâtu vesselâm adama şu cevabı verdi:

Kalpler, muhakkak ki Rahman’ın parmaklarından iki parmağı arasındadır, onu (dilediği şekilde) döndürür. Ravi der ki : A’meş iki parmağını gösterdi.

Allahım! Sen’den bildiğim ve bilmediğim, şu anda lutfedilen, ilerde lutfedilecek bütün hayırları istiyorum. Allahım, bildiğim bilmediğim şu anda gelip çatan, şlerde başa gelecek olan bütün şerlerden Sana sığınırım.( Müsned, 6/147)

Allahım, bir söz söylememiş, bir yemin etmemiş, bir nezir yapmamış veya bir amel işlememiş olmayayım ki, hepsini Sen önceden dilemiş olmayasın. Neyi ki diledin, o olmuştur; olmasını dilemediğin şey de olmamıştır. Güç ve kuvvet ancak Sen’dendir. Şüphesiz Senin her şeye gücün yeter.

Allahım yaptığım her dua, Senin rahmet ettiğin, ettiğim her lanet de Senin lanet ettiğin kimsenin üzerine olsun. Sen dünyada ve ahirette de benim dostum ve velimsin. Beni müslüman olarak öldür ve salih (kul)ların arasına ilhak buyur. (Müsned, 5/191)

Allahım Sen’den muzır bir şeye ve saptırıcı bir fitneye uğramaksızın, kazaya rıza, ölümden sonra rahat bir hayat, cemaline bakma lezzeti ve Sana kavuşma şevki istiyorum. Ve, zulmetmekten ya da zulme uğramaktan, düşmanlık etmekten veya düşmanlığa maruz kalmaktan, hata işlemekten veya bağışlanmayacak bir günaha girmekten Sana sığınırım.(Nesai, Sehv, 62; Müsned, 5/191)

Allahım, Senden işimde sebatı diliyorum, doğru yolda azim istiyorum. Senden nimete şükremeyi ve Sana güzelce ,ibadet etmeyi istiyorum. Ve sadık bir dil, selim bir kalp istiyorum. Bildiğin şeylerin serrinden Sana sığınıyorum. Bildiğin şeylerin hayrını Senden istiyor ve bildiğin şeylerden Sana istiğfar ediyorum. Şüphesiz Sen Allâmul-guyupsun.(Tirmizi, Daavat, 23; Neseî, Sehv 61)

Allahım, Sen’den hayrın başını ve sonunu, en kapsamlı olanlarını, evvelini ve ahirini, açığını ve gizlisini ve Cennet’te en yüksek dereceleri istiyorum, âmin.(Müstedrek, 1/520)

Allahım Sen’den hidayet, takva, iffet ve gönül zenginliği dilerim.(İbni Mace, Dua 2)

RESULULLAHIN DİLİNDEN BAZI DUALAR

*ALLAHIM, BANA KENDİ KATINDAN HİDÂYET İHSÂN EYLE. (HADİS-İ ŞERİF)

Peygamber efendimiz, biz müslümanların nasıl duâ etmesi gerektiğini bildirmiştir. Bu duâlardan bazıları şunlardır:

Allahım, bana kendi katından hidâyet ihsân eyle, kendi fazlu kereminden bana ihsân eyle, rahmetini bana akıt ve bereketlerinden bana inzâl eyle.

Allahım! Ben âcizim, sen beni kuvvetlendir. Ben zelil bir kimseyim, sen beni izzetlendir. Ben fakirim, sen beni zenginleştir yâ erhamerrahimîn.

Allahım ben senin kulunum, kulunun ve câriyenin oğluyum. Perçemim senin elindedir. Bende hükmün geçerlidir, hakkımdaki kaza'n, adalettir. Senin olan, senin kendine isim verdiğin veya kitabında indirdiğin yahut yaratıklarından birine bildirdiğin veya katında, gayb ilminde kendine tahsis ettiğin bir isimle senden dilerim ki Kur'ân'ı kalbimin baharı, üzüntümün cilâsı, keder ve tasamın giderilmesi için vesile kılasın. (Kitâbu'l-Esma ve's-sıfat, Beyhaki)

Allahım! Ben, senin pak, güzel, mübarek ve yüce nezdinde en sevimli olan, onunla dua edildiği taktirde hemen icabet ettiğin, onunla senden istenince hemen verdiğin, onunla rahmetin talep edilince rahmetini esirgemediğin, onunla kurtuluş talep edilince kurtuluş verdiğin isminle senden istiyorum. (Hz. Aişe r.a anlatıyor, Kutub-i Site )

Allahım! Benim için takdir ettiğin herşeyin sonu hayır olmasını senden, senin merhametinden dilerim. Ey merhamet edenlerin en merhametlisi

Allahım! Cehennem azabından, kabir azabından, Mesih Deccâl'in fitnesinden, hayat ve ölüm fitnesinden sana sığınırım. (İbnu Abbâs r.a rivayet ediyor, Kutub-i Site )

Allahım! Cenneti ve Cennete götürecek söz ve işleri senden ister, Cehennemden ve Cehenneme sürükleyecek söz ve hareketlerden sana sığınırım.

Allahım! Hâlde ve gelecekte bildiğim ve bilmediğim bütün iyilikleri senden ister, bildiğim ve bilmediğim hâlde ve gelecekte bütün kötülüklerden sana sığınırım.

Allahım! Kulun ve Resûlün Muhammed sallâllahü aleyhi ve sellemin senden istediği hayır ve iyilikleri senden ister ve sana sığınıp ilticâ ettiği her şeyden ben de sana sığınırım.

Allahım! Peygamberin Muhammed aleyhisselam, dostun İbrahim aleyhisselam, sırdaşın Mûsâ aleyhisselam, Kelîme ve ruhundan olan Îsâ aleyhisselam hürmetine, Mûsâ’ya inen Tevrat, Îsâ’ya inen İncil, Dâvûd’a inen Zebûr, Muhammed aleyhisselâma inen Kur’ân hürmetine, bütün peygamberlerine yaptığın vahiy hürmetine, Mahlûkâtın üzerindeki kazâ ve takdîrin, senden isteyenlere verdiğin, fakir ettiğin zenginler, zengin ettiğin fakirler, hidâyete ulaştırdığın kimseler hürmetine; Mûsâ Aleyhisselâma bildirdiğin, kulların rızıklarını böldüğün yeryüzünün, hareketten sükûna erdirdiğin dağların, ayakta tuttuğun, arş-ı âzamı taşıttığın ism-i âzamın hürmetine; Kur’ân-ı Kerîmde nâzil olan samed, ahad ve tâhir isimlerinin hürmetine; gündüzleri aydınlatıp geceleri karartan ismin hürmetine; azamet-i Kibriyân ve nûr-i vechin hürmetine,Senin kuvvet ve kudretinle Kur’ân-ı Kerîmi okuyup anlamağı ve onu bütün vücûduma duyurmanı ve bütün hareketlerimi ona uydurmamı senden dilerim. Kuvvet ve kudret ancak sendendir. Yâ erhamerrahimîn.

Bildiğimiz-bilmediğimiz bütün iyilikleri ver, bildiğimiz-bilmediğimiz bütün kötülüklerden muhafaza et, her işimizin sonunu güzel eyle, dünya sıkıntılarından ve ahıret azabından bizi koru!

Bizi dostlarına dost, düşmanlarına düşman olanlardan ve sabreden ve şükredenlerden eyle! (Amin)



[1] Derleyen, YETER Hasan Vehbi, Emekli öğretmen, Honaz / 2007

[2] Miftahü'l Kulûb, Kalplerin Anahtarı, M. Nuri Şemseddin Nakşıbendî

Hiç yorum yok: