11 Ağustos 2008 Pazartesi

İLME DEĞER VERMEK

İLME DEĞER VERMEK[1]

*ALLAH KİMİN HAKKINDA HAYIR MURAD EDERSE, ONU DİNDE ÂLİM KILAR. (HADİS-İ ŞERİF)

Allah’ın doksandokuz Esmâ-i Hüsnâ’sından biri Alîmdir. Alîm, bilgi sahibi çok bilen anlamındadır. Allah’ın bilgisine sınır yoktur. O, her şeyi bilir. Olmuşları olduğu gibi, olacakları da, olmuşlar kadar açık-seçik bir şekilde bilir. Hiç bir şey ilminin dışında değildir.

Kul, yaptığı her şeyin Allah tarafından bilindiğinin şuûrunu her an için hissetmeli ve ona göre davranmalıdır. Allah değil yaptıklarımızı, içimizden geçirdiklerimizi dahi bilmektedir. Bir Ayet-i Kerime'de Yüce Mevlâmız şöyle buyurmaktadır:

...وَاعْلَمُواْ أَنَّ اللّهَ يَعْلَمُ مَا فِي أَنفُسِكُمْ فَاحْذَرُوهُ... {235}

Bilin ki, Allah içinizden geçeni bilir. (O halde) Ondan sakının. (Bakara, 235)[2]

İlmi bir seviyeye sahip olan âlime, Allah katındaki değerinden dolayı itaat, Allah’ın emrine itaattir. Hak yolda ve hayra götüren bir hususta âlimin yaptığı tavsiyeye uymak müminler için farzdır. Resülullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki:

Allah kimin hakkında hayır murad ederse, onu dinde âlim kılar.

Ebu Ümâme radıyallahu anh anlatıyor, Resülullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki:

Alim ve talebe sevapta ortaktırlar, diğer insanIarda (öğretici ve öğrenici olmayanlarda) hayır yoktur! buyurdular.

Peygamberimiz Sallallâhü Aleyhi ve Sellem şöyle buyurmaktadır: :

El'ulemâü veresetül-enbiyâ' Alimler peygamberlerin varisleridir, en yakınlarıdır. (Ebû Dâvud ) buyurmuş. Sahih hadis-i şerif, Ebüd Derdâ RA'den rivayet edilmiş. Peygamberlerin geride bıraktığı şey Peygamberlik tebligatıdır, bilgileridir, hadis-i şeriflerdir, dinin incelikleridir. İşte bunlara varis olanlar alimlerdir.

Alimler peygamberlerin varisleri olduğu için, peygamberlere en yakın kimselerdir. Allah ilim erbâbını çok yüksek derecelere yükseltir. Allah bir insanı dinde fakih kılmışsa, onu hayırlara erdirecek demektir.

Alimler hakkında da bir çok hadis-i şerifler var. Peygamber Sallallâhü Aleyhi ve Sellem Hazretleri buyuruyor ki:

El’ulemâü ümenâül ümmeh Alimler ümmetin emin kişileridir. Burdaki eminden maksat, kendisine bir şeylerin verilip emanet edildiği kimse demek. Yâni ümmetin emânet edildiği, peygamberlerin ümmetlerini emanet ettikleri kimseler demektir alimler. O halde bunların makamının ne kadar üstün olduğunu, bu hadis-i şeriflerden görülüyor.

KISSA VE HİKAYELER

MESCİDE ASILAN KANDİL

*İLİM GIDA GİBİDİR. ONA HER ZAMAN İHTİYAÇ VARDIR. FAYDASI DA HERKESEDİR. ABDÜLVEHHÂB-I MÜTTEKÎ

Peygamber Efendimiz zamanında Medine'de Temimdarî isimli bir tüccar yaşıyordu.

Bir gün Şam'da bir yağ kandili gördü, beğendi. "Bu­nunla mescidimizi aydınlatır, dumanlar arasında veya karanlıkta namaz kılmaktan kurtuluruz" diye düşündü.

Çünkü Medine'de yağ kandili yoktu. Kimse de böyle birşeyin varlığını bilmiyordu. Karanlık çökünce mescidde hurma yaprakları yakılıyordu. Böylece ışık sağlanıyordu ama, etraf duman içinde kalıyordu.

Tüccar Temimdarî, yağ kandilini satın alıp Medine'ye getirdi ve mescidin tavanına astı. Görenler hem şaşırdı­lar, hem de biraz kızdılar. Nasıl olur da bir mescide Hıristiyan yapısı olan bir âlet sokulurdu? Herhalde Peygam­berimiz bu işe kızacak, tüccar Temimdarî'yi azarlayacak diye bekliyorlardı.

Hazret-i Peygamber akşam namazım kıldırmak için mescide gelince kandili gördü. Nereden geldiğini sordu.

-Şam'dan, Ya Resûlâllah, dediler. Temimdarî getirdi. Peygamberimiz, Temimdarî'ye döndü. Herkes kızması­nı beklerken, o gayet mülayim bir sesle:

-Temimdarî, dedi. Müslümanlara yenilik getirdin. Mescidimizi karanlıktan kurtardın. Dilerim Allah da se­nin kabrini böyle apaydınlık etsin. Nur içinde kalasın.

Yağ kandili Müslümanlar için iyi bir örnekti. Bunu gördükten sonra artık daha iyisini yapabilirlerdi. Fakat içlerinde hâlâ bir endişe vardı: Acaba hıristiyan icadını kullanmak yerinde olur muydu?

Peygamberimize danıştılar. Peygamberimiz buyurdu:

-İlim Müslümanların yitiğidir. Faydalı şeyler, Müslümanın cebinden düşen kayıp eşyasıdır. Nerede bulursa, kimde görürse almalıdır.

Anladılar ki, faydalı ve hayırlı olması şartıyla Müslü­manlar her yeniliği alabilir, kullanabilirler." Gâvur icadı­dır" diye faydalı şeylere sırt dönemezler.[3]



[1] Derleyen, YETER Hasan Vehbi, Emekli öğretmen, Honaz / 2007

[2] İnternet- İslam Ansiklopedisi- M. Sait ŞİMŞEK

[3] Ahmet Şahin “Dini Hikayeler” s:30

Hiç yorum yok: