11 Ağustos 2008 Pazartesi

HÂLİNE ŞÜKRETMEK

HÂLİNE ŞÜKRETMEK[1]

* Halkı inciteni Allah sevmez. Böyle bir huy dindar bir adama yakışmaz.

MUHAMMED FERİDÜDDİN ATTAR

Nice fakirler vardır ki, bir lokma ekmek kazanınca, Allahü teâlâya şükreder ve zenginler gibi olmayı düşünmez bile. Nice zenginler de vardır ki, milyarlarına daha birkaç milyar ekleyemediği için üzüntü içindedir. Kıskanç insan, başka bir insanın kendinden iyi giyinmesini, iyi yaşamasını hazmedemez. Yani onun boyunu posunu, güzelliğini, çalışkanlığını, başarısını kıskanır. Daha kötüsü, onun başına gelen fenalıklara sevinir.

Ahiret işinde, salih kimselere bakıp, onlar gibi olmaya çalışmak gerekirken, dünya işlerinde, kendimizden daha aşağıda olan fakirlere bakmak gerekir. Kendimizden daha çok zengin olanlarla sık sık görüşmemek iyi olur. Peygamber efendimiz, Zenginlerdeki mal ve nimetleri görüp, hâlinizden şikâyet etmemek ve sahip olduğunuz nimetleri küçümsememek için onların yanına seyrek gidin, buyuruyor. (Hakim)

İnsan, içinde bulunduğu duruma isyan etmemelidir. Belki o durumu kendisi için daha iyidir. Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:

Bir kul, Allah’ın verdiği nimet için Elhamdülillah derse, nimetin şükrünü eda etmiş olur. İki defa söylerse sevabı artar. Üç defa söylerse günahları mağfiret olur. (Beyheki)

Allahü teâlâ, yiyip içtiğinde Elhamdülillah diyeni, bu sözü için Cennete koyar. (İbni Asakir)

Bir kimse, hasta, sakat birini görünce, "Allahü teâlâya hamdolsun ki beni böyle etmedi. Bundan ve daha başka dertlilerden üstün kıldı" derse, nimetin şükrü olur. (Beyheki)

Nimete şükredince, hem eldeki nimet yok olmaktan kurtulur, hem de yeni nimetlerin ele geçmesine sebep olur. Hadis-i şerifte, Az veya çok bir nimete kavuşan, "Elhamdülillah" derse, Allahü teâlâ, o kimseye bu nimetten daha iyisini verir, buyuruldu. Şükredenden Allahü teâlâ razı olur. Hadis-i şerifte, Yiyip içtikten sonra "Elhamdülillah" diyenden Allahü teâlâ razı olur, buyuruldu.

Şu üç şeyi yapan tam şükretmiş olur:

1- Bir nimet gelince Allah’tan bilip şükretmek.

2- Allahü teâlânın verdiği her şeye razı olmak.

3-Verilen nimetten istifade edildiği müddetçe, Allahü teâlâya isyan etmemek. Hadis-i şerifte buyuruldu ki: Allahü teâlânın başta iman nimeti olmak üzere verdiği sayısız nimetlere her zaman şükretmek, hamd etmek gerekir. İnsanların en efdali, çok hamd edenlerdir. (Taberani)

İnsana verilen nimet çok olunca, şükrü o nispette zorlaşır. Rabbimiz bize iki göz vermiştir. Sağır ve dilsiz değiliz. Elimiz, kolumuz sağlam. En önemlisi de, deli değiliz, aklımız vardır. Hepsinden daha önemlisi de imanlıyız. Daha bilmediğimiz ve sayamayacağımız nice nimetlere sahibizdir.

Kur'an-ı kerimde mealen buyuruldu ki: Allah’ın nimetlerini saymaya kalksanız, bitiremezsiniz. (Nahl, 18)

İnsanlar şükür yönünden gafildir. Elindeki nimet gitmeyince kıymetini bilemez. Nimet içinde yüzen şükrü kolay hatırlayamaz. Kur'an-ı kerimde mealen buyuruldu ki: Kullarım içinde hakkıyla şükreden azdır. (Sebe, 13)

KISSA VE HİKAYELER

SIĞINAK

*Hayatta her insan yanlış yapar, ne var ki ahmaklar yanlışlarında ısrar ederler. ÇİÇERO

Kış geldiğinde köpek soğuktan ezilir, büzülür, perişan bir hale gelir.

- Kışa dayanamıyorum artık!.. Sağ olurda yaza erişirsem; dişimle, tırnağımla çalışıp, çabalayacağım, taştan bir kulübe yapacağım der.

Fakat yaz gelipte vücudu ısınıp, kellesi kemiği yerine geldiğinde, ilikleri kızışıp, derisi gerildiğinde kendini kos kocaman görür de:

- Ev yapayım yapmasına da... ben hangi eve sığarım ki? der.

İrileşir, ayağını çeker, tembel tembel; karnı tok, sırtı pek, kendine güvenmiş bir halde gölgeye çekilir, aklı:

- Bir ev yapmalısın!... dedikçe;

- Söyle be yahu!... ben nasıl olur da bir eve sığabilirim, diye cevaplandırır kendi sorusunu.

Sen de bir belaya, musibete düştüğünde büzülürsün, hırs kemiklerin bitişir, küçülür kalırsın da:

- Tövbeden bir ev yapayım, kışın o evceğizde barınayım, dersin. Fakat dertten kurtuldun da, hırsın büyüdü mü; köpek gibi ev sevdası geçer gider.

Nimete şükretmek; nimetten daha hoştur. Şükreden kişi, hiç şükretmeyi bırakır da nimet sevdasına düşer mi?. Şükür nimetin canıdır, nimet ise deriye benzer. Çünkü; seni sevgiliye kadar ulaştıran, şükürdür. Nimet insana gaflet verir, şükürse uyandırır. Padişahın şükür tuzağıyla, nimet avlamaya bak !... Şükür nimeti; gözünü doyurur, seni bey yapar. Bu suretle de yoksullara yüzlerce nimet bağışlarsın. Hakk yemeğinden ye, doy ki; senden oburluk, tamah ve şuna buna ihtiyacını arz etme illeti son bulsun![2]



[1] Derleyen, YETER Hasan Vehbi, Emekli öğretmen, Honaz / 2006

[2] Mesnevi:3.Cilt - Sayfa:234

Hiç yorum yok: