11 Ağustos 2008 Pazartesi

HACCETMEK

HACCETMEK[1]

*KİM HACCETMEK İSTERSE ACELE ETSİN. (HADİS-İ ŞERİF)

İslam'ın beş esasından birisi de hacdır. Hicretin 9. yılında farz kı­lınmıştır. Kur'an-ı Kerim'de şöyle buyurulmuştur:

Gitmeğe gücü yetenlerin Kabe’yi ziyaret etmesi, Allah'ın insanlar üzerinde bir hakkıdır. (Ali imran 97)

Her şeyden önce hac, Allah’ın emridir ve bunun için yerine getirilmesi gerekir. Bununla beraber haccın pek çok faydaları vardır.

Hac, günahlara keffarettir. Allah rızası için hacceden kimsenin küçük günahları bağışlanır. Nitekim Peygamberimiz Sallallâhü Aleyhi ve Sellem :

Kim Allah için hacceder de hac esnasında kötü sözlerden ve Allah’a karşı gelmekten sakınırsa annesinin onu doğurduğu günkü gibi günahlarından arınmış olarak hacdan döner. (Buharî, Hacc 4) buyurmuştur.

Rasûl-i Ekrem Efendimizin doğup büyüdüğü, İslam Dini’nin dünyaya yayıldığı kutsal yerleri görmek, insanın maneviyatını yükseltir ve dinî duygularını kuvvetlendirir. Kazanılan manevi hazla birçok mümin eskiden mevcut olan kötü huy ve alışkanlıklarını terk ederler.

Hac ibadeti, insanın her hal ve şartta sabırlı olmasını ve müminlere öfkelenmemesi gerektiğini öğretir. İhram yasakları kişiyi hayvanlara, bitkilere ve muhtaç insanlara karşı daha şefkatli yapar ve hassas bir ruh ikliminin oluşmasına katkı sağlar.

Kişinin hac esnasında normal elbiselerini çıkararak, ihrama girmesi ona mahşer gününü hatırlatır.

Yolculuk ve hac esnasında çekilen zorluklar ve mahrumiyetler insanlara nimetlerin kıymetini ve bunlara şükretmeyi öğretir. Mal ve mülkten uzaklaşmak, akraba ve dosttan ayrı kalmak insana dünyanın faniliğini hatırlatır. Ayrıca hac yolculuğu, insana zorluklara karşı dayanma gücü kazandırır. Diğer taraftan mala olan bağımlılığı azaltarak, fakirlere ve yoksullara karşı merhamet duygularını geliştirir.

Hac, dünyanın çeşitli ülkelerinde yaşayan müslümanları yılda bir defa bir araya getirip birbirleriyle tanışmalarını, birbirlerinin dert ve problemlerine çözüm üretmelerini sağlar. Ülkeleri, dilleri ve renkleri ayrı olan müslümanların aynı gaye için bir araya gelmeleri ve hep birlikte Allah’a yönelerek ibadet edip O’ndan af ve bağış di­lemeleri, ruhları arındırarak İslam kardeşliğini güçlendirir.

İmam-ı Azam, İmam-ı Ebu Yusuf, Maliki ve Hambeli’lere göre bir müslüman gerekli şartları taşıdığı ilk yılda hacca gitmesi lazımdır. Haccı birkaç yıl geciktirirse fasık olur ve şahitliği kabul edilmez. Çünkü haccı geciktirmek küçük günahtır. Küçük günahı ısrarla işlemeye devam eden kimse ise fasık olur.

KISSA VE HİKAYELER

HACCIN KABUL OLDU

* İNSAN HACI OLMAZ GİTMEKLE MEKKE’YE

EŞEK EVLİYA OLMAZ ODUN ÇEKMEKLE TEKKEYE.

ATASÖZÜ

Oraya gidiyorlar, Hicaz'ın kıymetini bilmiyorlar da, çarşı pazarda vakit geçiriyorlar. Akşamleyin de birbirlerine aldıklarını gösteriyorlar. Sen bunu kaç riyale aldın? Nerden aldın? Yahu, insan çarşı pazarda vaktini geçirir mi? Ömründe bir defa gittiği bir yer. Attığı bir adıma yediyüz Mekke hasenesi sevab veriliyor. Yaptığı ibadetler yüzbin misli Mekke'de. İnsan orda çarşı pazara gider mi? Çarşı pazarda vakit öldürür mü? Git, Harem-i Şerif'te Kur'an oku, namaz kıl, hayır yap, hasenat yap.

Yalnız bir tane aşık bir insan vardı kafilemde. Medine'ye gittiğimiz zaman, otobüsten bir inişini görecektiniz! Otobüsten indi, yerleri öptü, ağlıyordu. Rasûlüllah buralara ayağını bastı mı diye ağlıyordu. Aşık, seviyor. Yerlere yüzünü gözünü sürdü.

Rüya görmüş bu aşık. Rüyada Rasûlüllah Sallallâhü Aleyhi ve Sellem Efendimiz'i görmüş. Rasûlüllah Sallallâhü Aleyhi ve Sellem Efendimiz ona demiş ki:

-Evlâdım haccın makbul oldu. Kâğıt kalem getir de haccının makbul olduğunu bir kâğıda yazayım, imzalayıvereyem! demiş rüyada.

O da gitmiş içteki odaya; kâğıt aramış, kalem aramış, Rasûlüllah'a kâğıt yetiştireceğim diye. Kâğıdı kalemi bulmuş, gelmiş. Bakmış ki, Rasûlüllah'ı oturuyor bıraktığı yerde şeyhi oturuyor. Tabii, bunun da mânâsı şu: Şeyhi Rasûlüllah'ın hakîkî varisi demek yâni.

İnsan haccı yapınca, böyle bir iltifata ermesi ne güzel değil mi? Hacca gitmiş gelmiş, rüyada Rasûlüllah'ı görüyor; "Haccın kabul oldu evlâdım! Getir bir kâğıdı da yazıvereyim, imzalayıvereyim!" diyor Rasûlüllah rüyada. Ne mutlu?[2]



[1] Derleyen, YETER Hasan Vehbi, Emekli öğretmen, Honaz / 2008

[2] E.COŞAN, SORULARA CEVAPLAR

Hiç yorum yok: