11 Ağustos 2008 Pazartesi

GÜVENİLİR OLMAK

GÜVENİLİR OLMAK[1]

*GÜVENİLMEK, SEVİLMEKTEN İYİDİR. GEORGE MACDONALD

Güven; Korku, çekinme ve kuşku duymadan inanma ve bağlanma duygusu, itimat duymak ve emniyet hissidir. Emniyet, doğruluktan ileri gelen güvenme duygusudur. İnsanların sırlarını ve mallarını güzelce saklamaktır. İtimat, Güvenerek bağlanmaktır. Böylece güven ve itimat eş anlamlı kelimelerdir. Bir insan diğerlerine karşı bir güven oluşturmuşsa onu sarsmamalıdır.[2]

Ferdleri arasında emniyet bulunmayan bir toplum geleceğinden güven içinde bulunamaz. Halkın güvenini kazanmak bir başarı eseridir, onun için insan, güzel ve doğru hareketleriyle herkesin güvenini kazanmaya çalışmalıdır. İktisadî ve içtimaî hayatın devamı itimadın varlığına bağlıdır. İtimatın karşıtı hıyanettir.[3] İtimada aykırı olan şey, hiyanettir, işi kötüye kullanmaktır ki, bunun sonucu pek korkunçtur. Çünkü güven insanların kazandıkları güzel hasletlerden biridir. Güvenilir insan olabilmek kolay değildir. Güven, insan ilişkilerinin temelidir. Başkasına güven beslemek, güven duygusu içinde olabilmek birden kazanılacak bir duygu değildir.

Güven kazandıracak kişinin söz ve davranışlarının uyumlu olması gerekir. İnsanlar ancak defalarca denedikleri insanlara güvenirler. Bundan dolayı güvenilecek insan heryerde her zaman kendine güvenenlerin güvenini boşa çıkarmaz. Çünkü o daima doğru sözlü ve emin insandır.

Müslüman, güvenilip, itimat edilen bir kişidir. Çünkü özü ve sözü doğrudur. Bunun için çevresindeki insanlar ona güvenirler. Peygamberimiz en güvenilir bir insandı. Müşrikler öldürmeye niyet ettikleri halde bazı mal ve mülklerini peygamberimize emanet etmişlerdi. Bu da O’nun ne kadar itimad edilen bir insan olduğunu ortaya koymaktadır.

Allahü teâlâya yemîn ederim ki, muhakkak ben gökte de emînim, yerde de. (İhyâu Ulûmiddîn)

Resûl-i ekrem, hayra dâvet eden bir emîn idi. (Hazret-i Ebû Bekr)

Genel anlamda bütün insanlığa özelde ise müttakîlere yol gösterici olarak indirilen Kur’ân-ı Kerîm, Allah, insan ve âlem merkezli bir kitaptır. Kur’ân’a göre Allah, insanı ahlakî doğruyu görebilecek güçte yaratmıştır. Bununla birlikte insanın hevâ ve hevesi, çeşitli içgüdü ve arzuları onun doğruyu, iyiyi ve güzeli görmesini engellemiştir. Ancak Allah, ahlaklı, erdemli insan ve toplumların oluşmasını istediğinden dolayı zaman zaman tarihe müdahale etmiş, rahmetinin bir nişanesi olarak kendi içlerinden gönderdiği peygamberler ve kitaplar vasıtasıyla insanların hem bu dünyada hem de âhirette mutlu olacakları ahlakî ilke ve yasalar sunmuştur.

Kur’ân’da geçen genel ahitlerden biri de insanoğlunun yaratıcısını bilmesi ve ona yönelip ibadet etmesidir: Ey Adem oğulları! Ben sizinle, Şeytan’a tapmayın, o sizin için apaçık bir düşmandır. Ve bana kulluk edin, bu dosdoğru yoldur diye sözleşmedim mi? ( Yâsîn 60-61.)

Bu âyet, kıyamet günü Allah ile insan oğlu arasında olacak olan bir diyalogdan bahsetmektedir. Allah Teâlâ, insanoğlunun kendisini Rabb olarak kabul ettiği halde Allah’a verdikleri söze sadık kalmadıklarını ve insanoğlunun apaçık düşmanı olan şeytanın yolundan gittiklerini yüzlerine vuracaktır.

Yani ağızdan çıkan söz önemlidir. İnsan dilinin esiridir. Yani ağzından ne çıktığına bakmak zorundadır. Yapamayacağı şeylere söz vermemelidir. Sözün namus olduğunu aklından çıkarmamalıdır.

KISSA VE HİKAYELER

VEFA

*GÜZEL SÖZLER PETEKTEN DAMLA DAMLA SIZAN BALA BENZER;

İNSANIN RUHUNA TAT VERİR. HZ. SÜLEYMAN

Allahu taala rahmet eylesin, kabrinde nur içinde yatsın, ruhu şad olsun, baba dostu, ak sakallı, yaşı yüzü geçmiş, mübarek bir Mehmet Amca vardı; göğsünde istiklal madalyası, eli tesbihli, ağzı dualı, boynu bükük, hali mütevazi, ahlakı çok güzel, işi dürüst, dili tatlı, hakiki bir mümin idi. Medine-i Münevvere’de anlattılar.

Karısı ağır hastalanmış, ölüm döşeğinde yatarken, yanına girdiğinde:

-Efendi! Bana haklarını helal et! Diye rica etmiş; Mehmet Amca da:

-Hanımcığım 60 küsür yıllık evliliğimizde beni hiç kırmadın, üzmedin, darıltmadın; senden çok memnunum, ne hakkım olabilir ki, varsa helal olsun... diye cevap vermiş.

60 küsür yıl bir arada yaşayıp birbirini hiç kırmayan İslami bir aile! Mehmet Amca yakınlarına anlatmış:

-Hanımım, maşallah, çok vefalı, çok sadakatlı bir hatun idi, vefatından sonra bile iki sene sabahları rüyama gelip beni namaza kaldırmaya devam etti.. demiş.

Çok garip ve ibretli bir diğer maceraları da şöyle:

Mehmet Amca, hanımının vefatından sonra yine gelmiş, konuşa konuşa tavafı beraber yapmışlar, sonra Mehmet Amca içinden kendi kendine:

“A! Demiş, yahu bizim hanım vefat etmiş değil miydi?!! Dönüp bakmış hanım yanında yok...”[4]



[1] Derleyen, YETER Hasan Vehbi, Emekli öğretmen, Honaz / 2007

[2] sözlük manaları

[3] BİLMEN Ömer Nasuhi, Büyük İslam İlmihali, Merve Yayın ve dağıtım İstanbul./490

[4] İnternet, Esad Coşan KADIN VE AİLE EKİM 93

Hiç yorum yok: