11 Ağustos 2008 Pazartesi

FETANETLİ OLMAK

FETANETLİ OLMAK[1]

*ZENGİNLİĞİN EN İYİSİ AKIL ZENGİNLİĞİDİR. EN BÜYÜK FAKİRLİK AHMAKLIKTIR. (HZ.ALİ)

Fetânet; Zihin açıklığı, anlama ve kavrama kabiliyeti. Üstün akıl, ince görüş, derin kavrayış, yüksek muhakeme, ulvi düşünce sahibi olmak demektir. Kelime manası, akıllılık, zekilik, uyanıklık demektir. Ahmaklık, akılsızlık veya az anlayışlılığın tam zıddıdır. Çabuk kavrayış ve sağlam anlayış da bu anlamdadır. Peygamberlerde bulunması lâzım olan sıfatlarından biridir.[2] Peygamberler; bütün insanların en akıllısı, en zekîsi ve en anlayışlısı olmaları onların fetanet ehli olmalarındandır, peygamberliğin sıfatlarından biri de fetanettir.

Peygamberler (aleyhimüsselâm) hakkında bilinmesi vâcib olan sıfatlar beştir.

1-Sıdk (doğruluk),

2-Emânet (güvenilirlik),

3-Tebliğ (Allahü teâlâdan aldıkları emir ve yasakları insanlara bildirmek),

4-İsmet (günahsızlık)

5-Fetânet(zeki ve anlayışlı) olmaktır. (Kutbüddîn-i İznikî)

Bütün peygamberler son derece üstün bir akla, keskin bir zekaya, sağlam bir iradeye, iyi bir muhakemeye, işin iç yüzünü keşfetme yeteneğine yani hikmete sahiptirler. Onlar her şeyin zahir, bâtın ve hikmet yönüne bakarlar. Ayrıca nübüvvet ve feraset nuruyla, işin aslına nüfuz eder, Yüce Rabbin özel yardımı ile hüküm verirler.

Fetanet, akılla aklı aşma, demektir. Ona, peygamber mantığı da diyebiliriz. Bu mantık, ruh, kalp, his ve letâifi bir araya getirip mütalâa edilecek şeyi öyle mütalâa etmenin adıdır.

Eğer peygamberlerde fetanet olmasaydı, düşmanların itirazlarına, dostların da sorularına maruz kalan bu insanların karşılarına çıkan bunca meseleyi izah ve tefsir etmeleri nasıl mümkün olacaktı ki. Böyle bir imkânsızlık da hiç şüphesiz, dinin anlaşılmaması gibi bir neticeyi doğuracaktı. Bu takdirde ise, dinin tekliflerinin bir manâsı kalmayacak, dinin teklifleri kalmayınca da, insanın yaratılması abes olacaktı. İşte bütün bu menfi neticelerin olmaması, peygamberlerin hârikûlâde bir mantıkla donatılmalarına bağlıdır. Evet, peygamberler, bütün zorluk ve güçlükleri gayet rahatlıkla çözen bir fetanetle diğer insanlardan üstün kılınmışlardır.

KISSA VE HİKAYELER

BÜYÜK PUTA SORUN

*KENDİNİ AKILLI SANAN HERKES APTALDIR. VOLTAİRE

Hazreti İbrahim’in kavmi putperestti; yâni puta tapıyorlardı. Bir gün İbrahim aleyhisselam putların bulunduğu yere girdi. Büyük putun dışındaki bütün putları kırdı. Sonra da baltayı büyük putun boynuna astı. Putperestler, Hazreti İbrahim’den şüphelendiler. Onu karşılarına alıp: “Bu işi sen mi yaptın?” diye sordular. O da şu cevabı verdi:

-Bunu büyük put yapmış olmalı. Kendinden başkasına tapmanız, herhâlde onu kızdırdı. Bu işi bana değil, -eğer size cevap verebilirse- ona sormalısınız!..

Bir başka olay da şu: Hazreti İbrahim devrinin ünlü kralı Nemrut, kendinin tanrı olduğunu iddia ediyordu. Bu yüzden İbrahim peygamberin Rabbi Allah’I kabul etmiyordu. İbrahim peygamber ona:

-Benim Rabbim, güneşi doğudan doğdurur. Eğer sen de tanrı isen güneşi batıdan doğdur bakalım! deyince Nemrut şaşırıp kaldı. Hazreti İbrahim’e söyleyecek bir söz bulamadı.



[1] Derleyen, YETER Hasan Vehbi, Emekli öğretmen, Honaz / 2007

[2] Sözlük manaları

Hiç yorum yok: