11 Ağustos 2008 Pazartesi

EVLİLİK ŞARTLARINI BİLMEK

EVLİLİK ŞARTLARINI BİLMEK[1]

* KALPLERİN GENİŞ OLDUĞU YERDE, EV DAR GELMEZ. GOETHE

Aile önemlidir, toplumun çekirdeğidir. Burada bir yapı bozukluğu varsa çürüyen ağaçtan cennet meyvası almak mümkün değildir. Bu çekirdekten zakkum büyüyecektir. Aile her toplumun ilk mektebidir. İlk erdemlerin alındığı ocaktır. Maddi değil manevi değeri olan bir yapıdır.

İslâm; toplumun ve gelecek neslin yetişmesinin sağlam olabilmesi için, işi tam başından, ailenin kurulmasından sağlam tutmaktadır. Sağlam aileye ulaşabilmek için ailenin esasını teşkil edecek olan karı- kocanın iyi meziyetlerle bezenmiş olmasını tavsiye etmektedir.

İslâm aile teşkilatına pek büyük ehemmiyet vermiştir. İnsan neslinin temiz olarak yetişmesini, cemiyetin safiyetle devam ve bekasını sağlamak için nikahı meşru kılmıştır.

İslâm sağlam toplum için, nikah ile evliliği zorunlu kılmıştır. Aile de edebin ve ahlakın önde olduğunu her zaman hatırlatmaktadır. İslâm evlenecek olan eşlerde bazı özellikler aramaktadır ki bunlar yetişecek olan neslin sağlam ve düzgün olması için şarttır.

Bir hadisi şerifte şöyle buyrulur:

Bir müslüman erkeğin gözü bir kadının güzelliklerine takılır da sonra Allâh’tan korkarak gözünü sakınırsa Allâhû Teâla ona ibadet ecri verir, ve o kimse kalbinde ibadetin tadını bulur. Ayrıca mahrem olmayan kadın ile erkeğin birbirine dokunması, musafaha etmesi ve tokalaşması helal değildir. Hadisi Şerifte buyurulduğu gibi bu da elin veya dokunan uzvun zinasıdır.

Cenâb-ı Hakk tekliği zâtına mahsus kılmış ve bütün mahlukatı çift olarak yaratmıştır. Nitekim âyet-i kerîmede şöyle buyrulmaktadır:

وَخَلَقْنَاكُمْ أَزْوَاجًا {8}

Ey insanlar! sizi çift çift yarattık. (Nebe, 8)

Hayat boyunca bir arada yaşayacak, her türlü tehlikelere birlikte göğüs gerecek, müştereken yuva ve yavrulara sahip olacak iki eşin (karı ile kocanın), nikahtan ön­ce mutlaka birbirlerini görüp haklarında bilgi sahibi ol­maları; kuracakları müşterek hayatın sağlamlığı bakımından oldukça önemli bir konudur.

Rasûlullâh (sallâllâhü aleyhi ve sellem) Muğire b. Şu'be'ye:

Evlenmek is­tediğin kadına bak. Çünkü (evlenmeden önceki) görmen, aranızdaki izdivacın başarılı olmasını daha iyi sağlar, buyururken bu konuya işaret etmek istemiştir. Kur'an-ı Kerîm’de doğrudan doğruya Rasûlullâh'a hitabeden:

KISSA VE HİKAYELER

BÜYÜKLERİN AİLE DAVRANIŞLARI

* KADININ KÖTÜSÜ KADAR KÖTÜ, İYİSİ KADAR DA İYİ BİR YARATIK YOKTUR. EURİPİDES

Mahmut Samî Ramazanoğlu (k.s.) Hazretleri Cuma namazına giderken bile hanımına üç defa selam verirdi. Hazırlanıp kapıya yöneldiğinde geriye döner ve:

-Esselamü aleyküm, hakkınızı helal edin, derdi. Mübarek validemiz de:

-Ve aleyküm selam, helal olsun siz de helal edin. Biraz daha yürür tekrar geriye dönerek hatta biraz da eğilerek elini kalbine götürüp:

-Esselamü aleyküm, bizlere dua buyurun, derdi.

-Ve aleyküm selam, biz kimiz ki size dua buyuracağız, siz duanızdan eksik etmeyin. Cevabını alırdı. Biraz daha ilerleyip kapıyı kapatacağı zaman yine geriye döner ve tekrar:

-Esselamü aleyküm, bizlere dua buyurun. Hakkınızı helal edin. Derdi.

İşte size son devirden şahane bir edep örneği. Mahmut Samî Ramazanoğlu (k.s.) damadı Ömer Kirazoğlu abi bu davranışın bir ömür boyu aynı şekilde devam ettiğini belki 40 yıl aynı şekilde hareket edildiğini söylemiştir.

Bu mübarek insandan bir edep örneği daha sunalım. Bir sohbet vesilesiyle bir haftalığına Bursa’ya gidilmiştir. Bir hafta sonunda Bursa ihvanı daha fazla istifade edebilmek için izin süresini uzatmasını rica ederler. O zaman verilen cevap bizlere ders vermek istercesine çok nazikdir.

-Efendim biz annenizden bir haftalığına izin almıştık. O zaman izinin uzatılmasını istirham edelim. Buyurur. Ve yanında bulunan damadı Ömer Kirazoğlu’na

-Evladım Erenköy’üne gidiniz, validenize buradaki durumu anlatınız ve bir hafta izin vermesini rica ediniz. Buyurur. Ve Ömer Abi izin alır gelir. Ve bir hafta daha Bursa’da kalırlar. Valide annemiz bu incelik karşısında göz yaşları dökerek:

-Biz ne oluyoruz ki büyük Sultan bizlerden izin rica ediyorlar. Biz O’na izin verecek makamda mıyız? Diye söylenir.

Burada çok ilginç bir edep ve nezaket ölçüleri vardır. Durum telefonla bildirilebilirdi veya bizim yaptığımız gibi geriye döndüğümüz de durumu bir kaç cümleyle ve kadına hiç değer vermeden geçiştirilebilirdi. Ancak böyle yapılmamış islâm büyüklerinin ailesine karşı davranışı bizlere böylece gösterilmiş oluyordu.



[1] Derleyen, YETER Hasan Vehbi, Emekli öğretmen, Honaz / 2007

Hiç yorum yok: