6 Ağustos 2008 Çarşamba

CAMİYE HÜRMET ETMEK

CAMİYE HÜRMET ETMEK[1]

*HER KİM MESCİDE ALIŞIR, YAKINLIK GÖSTERİRSE, ALLAH DA ONA YAKINLIK GÖSTERİR. (HADİS-İ ŞERİF)

Cami; Toplayıcı, toplayan, cem eden, içine alan anlamlarındadır. Müslümanların bir arada namaz kılmak, ibadet etmek üzere yaptıkları, günde beş kere namaz kıldıkları, dua okudukları mukaddes binadır.

Cami, Müslümanların mabedi, mescid, büyük mescid. Müslümanların içinde Cuma namazı kıldığı büyük mescittir.

Mescid; Secde edilen yer, namazgah, ibadet yeri. Genellikle minaresiz, küçük camidir. İçinde Cuma ve bayram namazı kılınmayan küçük camiler için kullanılır. Ancak zamanımızda cami yerine kullanılan ibadet yeridir.[2]

Mescidler Allah-u Teâlâ’nın evleridir. Yâni biz mescide gittiğimiz zaman, Allah-u Teâlâ Hazretleri’ni evinde ziyaret etmiş oluyoruz.

Camiler, insanları buluşturan, tanıştıran, geliştiren, eriştiren, oluşturan, kaynaştıran, birleştiren yerlerdir. İslâm dinini talim, terbiye ve ibadetlerinin yapıldığı yerlerdir.

وَأَنَّ الْمَسَاجِدَ لِلَّهِ فَلَا تَدْعُوا مَعَ اللَّهِ أَحَدًا {18}

Muhakkak ki bütün mescidler şüphesiz Allah'ındır, Allah’a ibadet için kurulmuştur. O halde, Allah ile birlikte kimseye yalvarmayın (ve kulluk etmeyin. (Cin, 18)

Camiler Allah’ın evidir. Cami yaptırmak ve camiye yardım etmek çok sevaplıdır. Bu imanın olgunlaşmasının bir ürünüdür. Hadis-i Şeriflerde de cami yaptırtmak cennette bir köşk yapmaya benzetilir. Hani insan sevdiği yüksek bir şahsiyetin konağının kapısına gitse, sarayına gitse, huzura alınsa ne kadar memnun olur. Biz de Allah-u Teâlâ Hazretleri’ni istediğimiz zaman, günde en aşağı beş defa ziyaret edebiliyoruz. Ezanlar okunup da bize bir de davet oluyor. Müezzinler minarelerden “Hayye ales-salâh!.. Hayye alel-felâh!..” derken, Allah-u Teâlâ bizi evine kendisi davet ediyor. Ne kadar büyük bir şeref. O davet kaçırılır mı?

Allah kullarını evine davet ediyor. Kapılar açık ve ne güzel ev ki kapılarında bekçileri yok, engellemeler yok. Bilet kontrolları yok, aramalar taramalar yok. Protokol yok. İnsan samîmî olarak Allah-u Teâlâ Hazretleri’nin evine gidiyor. Orada can u gönülden Allah-u Teâlâ Hazretleri’ne, Rabbine ibadet ediyor.

Zaten mescidleri iman ehillerinin inşaa, imar ve tamir etmeleri Allah’ın mü'minlere emridir.

KISSA VE HİKAYELER

EZAN OKUNMADI

*CEMAATLE NAMAZ KILMAK 27 DERECE DAHA SEVABLIDIR. (HADİS-İ ŞERİF)

Bolu'nun dağlarına gittik, bir arkadaşın köyüne vardık, evine vardık. Bakıyoruz saate, ezan okunmadı. Dedik:

-Niye ezan okunmadı? İmam emekli olmuş, yeni imam gelmemiş, köyde ezan okunmuyor. Dedim ki:

-Çok fenâ olursunuz. Köyde cami var, minare var, insanlar var; namaz kılınmıyor. Herkes evinde kılıyor ama, camide namaz kılınmıyor cemaatle. Yok mu bir ezan okuyacak insan? Çık oraya; bağırabildiğin kadar, ihlâs ile Allahu ekber, de, sesini dört tarafa duyur.

Orda ev sahibine dedim ki:

-Ezanı sen okuyacaksın, imamlığı sen yapacaksın! Kendin okuyacaksın, kendin imamlık yapacaksın; şu köyü ezansız bırakmayacaksın. Hadi bakalım camiye gidelim, dedim. Camiye gittik, minareye çıktı ezan okudu arkadaşlar. Ondan sonra içerde namaz kıldık. Sonradan duyduk; köyde kadınlar ağlaşmışlar, "Çok şükür köyümüzde ezan okundu." diye.

Bunlar mühim şeylerdir. Siz kıymetini belki takdir ediyorsunuzdur, belki bazıları takdir etmiyordur; çok önemli değil.[3]



[1] Derleyen, YETER Hasan Vehbi, Emekli öğretmen, Honaz / 2007

[2] Sözlük manaları

[3] İnternet, M. Esat Coşan

Hiç yorum yok: