6 Ağustos 2008 Çarşamba

ARKADAŞLIK KURMAK

ARKADAŞLIK KURMAK[1]

*Arkadaş, sizin hoşlanmadığınız kimselerden hoşlanmayan insandır. ANONİM

Arkadaş; Yakın münasebet içinde bulunulan kimse, dost, bir işte beraber olanlar, refik, yâran anlamındadır. Birbirine karşı sevgi, dostluk gösterenlerden her biri. Beğenileri, huyları, düşünceleri yakın olduğu için birbirleriyle sıkı ilişkiler içinde olan kişilere denilir.[2]

Arkadaş, düşünmeden seninle beraber senin istediğin yere gidebilen ve senin dediğini yapabilen kişidir. Arkadaşlar, aralarında manevi bağları, gönül birliği olan muhabbetle birbirlerine hareket iden insanlardır.

Müslümanların karşılıklı hak ve vazifelerinden biri de bir­birlerini öz kardeşleri gibi, sırf Allah için sev­mektir. Zaten sevdiğini Allah için sevmek müslümanın şiarı­dır. Kişi mü'min kardeşini Allah için sevmekle imanın tadını bulmuş ve imanın hakikatına nail olmuş olur, Bu konuda Pey­gamberimiz (S.A.V.) şöyle buyurur.

Enes (R. A.) den rivayete göre Nebiyy-i mükerrem (S. A. V.) buyurdu ki:

Kim de üç şey bulunursa, o kimse imanın tadı­nı bulmuş olur. 1. Allah ve Resûlu kendisine başkalarından daha sevgili olmak, 2. Bir kimseyi sevmek, fakat yalnız Allah için sevmek, 3. Allah onu küfürden kurtardıktan sonra yine küfre dönmekten, ateşe atılmaktan tiksindiği gibi tiksinmek.

İmam Muhyiddin Nevevî: Bu hadis-i şerif İslâmın esas kaidelerinden büyük bir kaidedir, demiştir. Allah'dan başkasını sevmemek ve küfre dönmekten tiksinmek, İmanı, haddizatında kuvvetli kalbi imana yatkın ve imanı etiyle kanına karışmış olan kimselere müyesserdir. İşte imanın tadını bulacak olan ancak bunlardır.

İmanın tadından murad; İbadet ve taatları lezzetli görmek, Allah ile Resulünün rızalarını dünya menfaatine tercih etmektir diyorlar. Kulun Allah'ı sevmesi onun emirlerine uyarak ibadet ve taatte bulunması muhalefet göstermemesidir. Peygamber (S. A. V.)i sevmek de öyledir. Onu sevmek şeriatını benimsemekle olur. (Sahih-i Müslim tercüme ve şerhi, C 1, Sh: 261)

Ebu Hureyre (R. A.) den, şöyle demiştir. Resûlullah (S. A. V.): Siz iman etmedikçe cennete giremezsiniz. Birbiriniz sevmedikçe de (tam) İman etmiş olamazsınız.(Sahih-i Müslim. C: ı, Sh: 53) buyurdu. Demek ki cennete girebilmek için iman şarttır. Bu İmanımızın kemal bulması ve halimizin düzelmesi için de birbirimiz Allah için sevmemiz şarttır.

Allah için sevmenin fazileti hakkında varid olan haberler pek çoktur. Bazıları:

Ebu Emame (R. A.) den rivayete göre Resûlullah (S. A. V.): Sevdiğini Allah için seven, Allah için buğzeden? Allah için meneden muhakkak imanını olgunlaştırmıştır. buyurdu. (Sünen-i Ebi Davûd, C: Sh: — Tac: C: 5, Sh: 76)

İmanın efdali, sevdiğini Allah için sevmek, buğzettîğine Allah için buğzetmektir. (İslâm, Sh: 305)

KISSA VE HİKAYELER

GELECEĞİNİ BİLİYORDUM

*Gerçek arkadaş, iki gövdede yaşayan tek bir ruhtur. ARİSTO

Savaşın en kanlı günlerinden biri. Asker, en iyi arkadaşının az ilerde kanlar içinde yere düştüğünü gördü. İnsanın başını bir saniye bile siperin üstünde tutamayacağı ateş yağmuru altındaydılar. Asker teğmene koştu:

-Teğmenim. Arkadaşımı alıp gelebilir miyim?.. Delirdin mi sen? Der gibi baktı teğmen:

-Gitmeye değer mi? Arkadaşın delik deşik olmuş… Büyük bir ihtimalle ölmüştür bile…. Kendi hayatını tehlikeye atma sakın.

Asker ısrar etti. Teğmen peki demek zorunda kaldı. Asker o korkunç ateş yağmuru altında arkadaşına ulaştı. Onu sırtına aldı ve koşa koşa döndü. Birlikte siperin içine yuvarlandılar. Teğmen kanlar içindeki askeri muayene etti.

Sonra onu sipere taşıyan arkadaşına döndü:

-Sana değmez, hayatını tehlikeye atmaya değmez, demiştim. Bu zaten ölmüş.

-Değdi teğmenim. Dedi asker…

-Nasıl değdi? Dedi teğmen. Bu adam ölmüş görmüyor musun?

-Gene de değdi komutanım. Çünkü yanına ulaştığımda henüz sağdı. Onun son sözlerini duymak, dünyaya bedeldi benim için… ve arkadaşının son sözlerini hıçkırarak tekrarladı:

-Geleceğini biliyordum! Demişti arkadaşı… geleceğini biliyordum.

İşte dostluk ve arkadaşlık ve karşılıklı sevgi.



[1] Derleyen, YETER Hasan Vehbi, Emekli öğretmen, Honaz / 2006

[2] Sözlük manaları

Hiç yorum yok: