6 Ağustos 2008 Çarşamba

ALLAH'A İNANMAK

ALLAH’A İNANMAK[1]

*ALLAH’IN RAZI OLDUĞU BİR KUL OLMAK İÇİN, ALLAH’TAN RAZI OLMAK LAZIM.

KÜRŞAT EMİN YETER

Allah; İnsanı, dünyayı, kâinatı, görülen veya görülmeyen bütün varlıkların yaratıcısıdır. Allah yarattığı bütün varlıkları idare eden, koruyan onlara hayat veren tek güçlü, üstün bir varlıktır. O tek mabud, tek tanrı, Rab, Hâlık, Mevlâ ve Hudadır. Allah ezeldir; yani varlığının başlangıcı yoktur, çünkü yaratılmamıştır ve varlığı devamlıdır, sonsuzdur. Hiç bir şey yokken o yine vardı.

Allah’ın ilmi, kudreti ve iradesi ve diğer sıfatları da sonsuzdur. O herşeyi ve hepimizi her an bilir ve görür. Allah’ı doğru olarak bilebilmek için ondört sıfatını doğru ve tam anlamıyla bilmek lazımdır. Allah ismi bu sıfatları da kapsar. Allah’ın müslümanlarca zikredilen 99 ismi vardır. Bu isimler Allah’ı daha iyi bilmemize yardımcı olur. Allah kemal sıfatların sahibidir.

Leeileeheillallah, Allah’dan başka ilah yoktur demektir. Hükmü islâmın temel inancıdır. Allah birliğin bölünmez şekliyle kâimdir ve tek gerçektir. Geçmişte ve gelecekte özü ve sıfatları değişmez.

Allah’a tanrı demek çok yanlıştır. Allah isminin manasını ifade eden başka bir kelime hiç bir dilde yoktur. Tanrı sözü müslümanlıktan önceki türklerin şamanizm denilen batıl dinlerinde güneş ilahı denilen Tengri sözünün bugünkü dilde aldığı şekildir.[2]

İnsan, daima kendisinden daha güçlü yüce bir varlığa inanmaya ihtiyaç duyar. Bu durum insanın çaresiz kaldığı anlarda daha da açık olarak ortaya çıkar. O yüce varlığa sığınma ihtiyacı hisseder. Ondan yardım bekler. İnsanın inanma ihtiyacı duyduğu, ibadet ettiği ve kendisinden yardım beklediği bu yüce varlık, Allah'tır.

İnsan, Allah'ın var ve bir olduğunu anlayabilecek bir şekilde yaratılmıştır. Ya­ratılıştan verilen akıl sayesinde insan, Allah'ın varlığını kabul etmiştir ve ona iman etmiştir.

İnsan, kainata ve kainatta bulunan bütün canlı ve cansız varlıklara bakarak, Allah'ın var ve bir olduğunu anlar.

İnsan, hem kendi iç aleminde hem de dış alemde birtakım incelemeler yaparak da Allah'ın varlığını anlayabilir. Mesela; insan kendi organlarının düzenine, bu organların çalışmasındaki mükemmelliğe bakarak bu mükemmelliğin yaratılmış varlıkların gücü ile olamayacağını anlar.

Ayrıca, tabiattaki düzene bakarak dağların, denizlerin, mevsimlerin, gece ve gündüzün, ay ve güneşin, düzenli bir şekilde hareket etmesinin kendiliğinden olamayacağını kavrar. Akıllı insan, canlıların yapısında bulunan suyun; bulutların hareket ettiricisi olan rüz­garın; ölü toprağın yağmurla canlanması gibi bütün bu düzenin kendiliğinden olamayacağını anlar. Bunun sonucu olarak da Allah'ın varlığını ve birliğini kabul eder.

Allah, Kuran-ı Kerim'de, kendisinin var ve bir olduğunu akıl sahiplerine şöyle ifade ediyor:

قُلْ هُوَ اللَّهُ أَحَدٌ {1} اللَّهُ الصَّمَدُ {2} لَمْ يَلِدْ وَلَمْ يُولَدْ {3} وَلَمْ يَكُن لَّهُ كُفُوًا أَحَدٌ {4{

De ki: O Allah tektir. O Allah, başkalarına muhtaç olmayan, fakat başkaları kendisine muhtaç olandır. O doğurmamıştır, doğmamıştır. Hiçbir şey onun dengi değildir. ( İhlas, 1-4)

Rabbimiz, kullarının kendisi hakkında birden fazla yaratıcı olabileceğini düşüneceklerini bildiği için bu konuda bizleri uyarıyor ve bunu şöyle açıklıyor:

Eğer, yerde ve gökte Allah’tan başka ilahlar bulunsaydı, yer ve gök (bunların düzeni) bozulup gitmişti... (Enbiya,22)

Bizler de, Kur'an'da belirtildiği şekilde Allah'ın varlığına inanırız. Onun emir­lerini yerine getirir, yasakladıklarından da kaçınırız.



[1] Derleyen, YETER Hasan Vehbi, Emekli öğretmen, Honaz / 2007

[2] Sözlük manaları

Hiç yorum yok: