AKRABAYI GÖZETMEK[1]
*KİM, RIZKININ ALLAH TARAFINDAN GENİŞLETİLMESİNİ, ECELİNİN UZATILMASINI İSTERSE SILA-İ RAHİM YAPSIN. HZ. MUHAMMED (S.A.V.)
Sıla-i Rahim; Akrabayı arayıp sormak, akrabanın kusurlarını bağışlamak muhtaçlarına yardım etmektir. Akraba ile görüşmek, sohbette bulunmak, kendilerine selâm ve hediye göndermek sılâ-i rahim sayılır.
İslâm’ın, üzerinde çokça durduğu hususlardan biri de “sıla-i rahim”dir. Sıla-i rahim, akrabalar arasındaki münâsebetleri kuvvetlendirmek ve devam ettirmektir. Yakında iseler onları sık sık ziyâret etmeli, yardımda bulunmalı ve meseleleri ile ilgilenmelidir. Sürurlu günlerinde tebrik etmeli, üzüntülü vakitlerinde ise teselli ve tâziyede bulunmalı, hâl hatır sormalıdır. Uzakta iseler zaman zaman ziyâretlerine gitmeli, en azından mektup ve telefon gibi vâsıtalarla irtibâtı devâm ettirmelidir.
Akrabalarla ilgiyi koparmak ve onlara kötü davranmak büyük bir günahtır. Akrabaya iyiliğin ölçüsü, onların yakınlık derecesine ve ihtiyaç durumlarına göre değişiklik arzeder. Resullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
Nesebinizden sıla-i rahm yapacaklarınızı öğrenin. Zira sıla-i rahim akrabalarda sevgi, malda bolluk, ömürde uzamadır. (Buhari, Edeb 12)
Hz. Peygamber Sallallâhü Aleyhi ve Sellem şöyle buyurmuştur:
Akrabalık bağlarını kesip koparan kimse Cennete giremez. (Buhari, Edeb, 11)
Ziyaretler akrabalar arasındaki sevgi bağlarını güçlendirir. Dargınlıkları sona erdirir. Sevinç ve üzüntülerin karşılıklı paylaşılmasına, sıkıntılara birlikte çareler aranmasına vesîle olur.
Abdullah ibni Ömer (ra) şöyle der :
-Kim ki Rabb’ından korkarak kötülüklerden ve akraba-taallukatı ile bağlarını devam ettirirse ömrü bereketli olur, serveti artar, aile efradı kendisini sever.
Yine bir hadis-i şerifte:
Sadece bir selam ile de olsa, sıla-i rahim yapınız. Akraba-taallukatınızı ziyaret ediniz. Buyuruluyor.
Müslüman olan ve dînini kayıran akrabâsını ziyâret eden bir kimseye, yetmiş nâfile hac sevabı verilir.
Rasulüllah (Sallallâhü Aleyhi ve Sellem) yine buyurur ki :
-Allah nazarında, kulun farz namazları eda etmek ve akrabalarla dostları ziyarette bulunmak için attığı adımlardan daha sevimli bir adam yoktur. Buyurmaktadır.[2]
Ziyâret ederek akrabaları sevindirmek, zâhiren onlara faydalı imiş gibi görünse de gerçekte sıla-i rahimde bulunanlar daha kazançlı çıkmaktadır. Zîrâ akraba ziyâretlerinin âhiretteki büyük faydaları ile birlikte dünya hayatında da pek çok hayırlı netîceleri vardır.
PEYGAMBERİMİZİN AKRABALARINA İYİLİĞİ
*KİM ALLAH'A VE ÂHİRET GÜNÜNE İMAN ETMİŞSE SILÂ-İ RAHİM ETSİN YAKINLARI İLE İLGİLENSİN. HZ. MUHAMMED (S.A.V.)
Peygamberimiz herkese iyilik yapar, yardım ederdi. Fakat akrabalarına daha fazla ikram ve ihsanda bulunmaya çalışırdı. Akrabaya iyiliğin "sılâ-i rahm" adıyla farz kılınması da daha çok önem verilmesine sebep oluyordu.
Peygamberimizin baba tarafından pek çok akrabası vardı. Amcası, halası, onların çocukları ve torunları bulunmaktaydı. Ayrıca süt annesi, süt babası ve süt kardeşleri de vardı. Onları da aynı şekilde akraba olarak görüyordu.
Peygamberimiz süt annesine, süt babasına ve süt kardeşine de iyilik ve ihsanda bulunurdu.
Huneyn savaşından sonra ele geçen esirler arasında Peygamberimizin süt kardeşi Şeyma da vardı.
Sahabîler Şeyma'yı Peygamberimizin huzuruna getirdiler. Peygamberimiz hırkasını çıkardı, süt kardeşinin altına serdi, oturmasına söyledi.
Bir anda çocukluk günleri zihninde canlandı. Gözleri doldu.
Daha sonra Şeyma'ya:
-İstersen yanımda sevimli birisi olarak kalabilirsin. İstersen faydalanacağın bazı mallar vererek kavim ve ailenin yanına göndereyim, teklifinde bulundu.
Şeyma, ailesine dönmeyi tercih etti. O sırada Müslüman olan Şeyma'ya Peygamberimiz, Cir'ane'ye gidip beklemesini söyledi. Taif dönüşünde ise ona ve aile halkından hayâtta kalanlara deve, keçi ve koyun verdi.
Akrabaya iyilik yapmak aynı zamanda bir ibadet, Allah'ın razı olacağı bir kulluk görevi, aynı zamanda birinci derecede imanın bir alâmeti, mü'min olmanın bir gereğidir.
Peygamber Efendimiz akrabalarla ilgilenmeyi çok tavsiye eder, bu konunun üzerinde çok dururdu. Sahabîler de Peygamberimizden aldıkları bu tavsiyeyi birer emir ve direktif olarak kabul ederler, bu konudaki ihmallerini telafi yoluna giderlerdi.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder