6 Ağustos 2008 Çarşamba

AHİRETE İNANMAK

AHİRETE İNANMAK[1]

*HERŞEYİN ÇOCUĞU VARDIR. SİZ AHİRETİN ÇOCUKLARI OLUNUZ. DÜNYANIN ÇOCUKLARI OLMA­YINIZ. ŞEDDAD BİN EVS

İnanç esaslarımızdan biri de ahirete inanmaktır. Ahiret; son, her şeyin sonu anlamına gelir. Ahiret; Ölüm veya kıyametten sonraki ebedi hayat, öte dünyadır. Ahiret, kıyamet koptuktan sonra, bütün varlıkların ve insanların devamlı kalacakları yerdir. Orada ölüm yoktur. Hayat sonsuzdur. Dinin emirlerine bağlı olanlar için cennet; dine bağlı olmayanlar için de cehennem vardır. Ahirete inanmayan insanlar müslüman olamazlar.[2]

Müslüman olanlar ahiret gününe inanırlar. Zaten bir çok Ayet-i Kerime de Yüce Mevlâmız bizlere şöyle buyurmaktadır:

والَّذِينَ يُؤْمِنُونَ بِمَا أُنزِلَ إِلَيْكَ وَمَا أُنزِلَ مِن قَبْلِكَ وَبِالآخِرَةِ هُمْ يُوقِنُونَ {4{

Yine onlar, sana indirilene ve senden önce indirilene iman ederler; ahiret gününe de kesinkes inanırlar. (Bakara, 4)

...................

AHİRET DELİLİ

* BU GÜN, GEÇMİŞLERİN YERİNE SİZLER GELDİNİZ... SİZİN YERİNİZE DE BAŞKALARI GELECEK­TİR, ELBETTE!.. ÖMER İBN ABDÜLAZİZ

Yaşadığımız hayatta dış eşya ile insan arasında çok ciddi bir alâka görüyoruz. Bu alâka her ikisini yaratan Hâlıkın birlik ve vahdetine delâlet eder. Dışta görülecek, duyulacak, tadılacak şeyleri yaradan kim ise; insana görme, duyma ve tad alma duygularını ihsan eden de yine O’dur.

Meyve, meyveyi yetiştiren ağacı gösterir. Yoldaki izler, yürüyeni ele verir. Gezip tozduğumuz yerde su sızıntıları varsa, orada su cetvelleri var demektir. İnsanda da öyle izler öyle sızıntılar ve tamirler var ki, ona bakanın âhireti görmemesi mümkün değildir.

Şu sınırlı, yıkılan ve yapılmayan ve yapılmayacak olan dünya dahi, hiç yıkılmayacak bir yurdun olacağına delâlet eder. Bu vaziyetiyle her varlık, bir yönüyle sahibini gösterirken; diğer yönüyle öbür âlemdeki varlıklarına işaret etmektedir.

Evet, kâinat öyle bir binadır ki, bu binayı meydana getiren taşların hepsi birbiriyle irtibatlıdır. Oradan küçücük bir taşı çıkarayım derseniz, binayı başınıza yıkarsınız.

Ayrıca: Cenâb-ı Hakk’ın, Allah; Peygamberimiz’in Rasûlullah; ve Kur’ân’ın Kelâmullah olduğunu isbat eden bütün deliller aynı zamanda âhireti de isbat eder. Zira iman bir bütündür.[3]

Kıyamet günü kurulacak mizan haktır, gerçektir. Tartıda sevapları ağır gelenler, işte onlar kurtuluşa erenlerdir. (Araf, 8)

Bir Hadis-i şerifte de şöyle buyuruluyor ki:

Adem oğlu kıyâmette getirilir ve mizanın kefeleri önünde durdurulur. Ona bir melek tayin edilir. Eğer mizanı ağır gelirse, vazifeli melek,. "Filan kimse bundan sonra ebedi olarak kurtulmuştur.” der. Mizanı hafif gelirse, melek "Falan kimse de kaybetmiştir" der. ( Ebû Nuaym)

Peygamberimiz Hazreti Muhammed Sallallahü Aleyhi ve Sellem buyuruyor ki:

Kulun Kıyâmette ilk hesaba çekileceği ameli namazdır. Eğer o düzgün çıkarsa, diğer amelleri de düzgün olur. Eğer o bozuk çıkarsa diğer amelleri de bozuk olur.( Taberânî)



[1] Derleyen, YETER Hasan Vehbi, Emekli öğretmen, Honaz / 2007

[2] Sözlük manaları

[3] İnternet .menba.org

Hiç yorum yok: