ÇALIŞKAN OLMAK[1]
*AKŞAM OLDUĞUNDA YORULMUYORSANIZ O GÜN ALLAH İÇİN ÇALIŞMAMIŞSINIZ SAYILIR.
OSMAN NURİ TOPBAŞ
Say (çalışma) : Bir şey meydana getirmek, bir neticeye ulaşmak için zihni veya bedeni güç sarfetmek, gayret etmek, çabalamak, uğraşmak anlamındadır. Bir iş yapmakta olmak, iş görmek demektir.[2]
Çalışmak, herhangi bir konuda emek harcamak demektir. İnsanın yaptığı işlerde başarılı olması çalışmasına bağlıdır. Çalışan insan, kötü duygu ve düşüncelerden uzak kalır. İyi, yararlı bir iş yapmanın mutluluğuna erişir.
Yüce Allah'ın en çok sevdiği kulları, kendisine inananlar, ibadet edenler ve çalışanlardır.
İnsan yaratılış gereği olarak hem ahiret için ve hemde dünya için çalışmak zorundadır. Bu Allah’ın koyduğu bir kuraldır. Bu konuda Kur'an-ı Kerîm de:
مَن كَانَ يُرِيدُ حَرْثَ الْآخِرَةِ نَزِدْ لَهُ فِي حَرْثِهِ وَمَن كَانَ يُرِيدُ حَرْثَ الدُّنْيَا نُؤتِهِ مِنْهَا وَمَا لَهُ فِي الْآخِرَةِ مِن نَّصِيبٍ {20}
Şura 20. Kim ahiret kazancını istiyorsa, onun kazancını arttırırız. Kim de dünya kârını istiyorsa ona da dünyadan bir şeyler veririz. Fakat onun ahirette bir nasibi olmaz. Buyuruluyor.
İlk insan ve ilk peygamber Hazreti Adem'den itibaren bütün peygamberler, insanlara çalışma konusunda örnek olmuşlardır. Mesela; Hazreti Adem, çiftçilik yapardı. Hazreti Nuh, marangozdu. Hazreti Dâvud, demircilikle meşgul olurdu. Hazreti İdris, terzi idi. Hazreti Mûsa, çobanlık yapmıştı. Sevgili Peygamberimiz ise, çocukluğunda çobanlık yapmış, gençliğinden itibaren de ticaretle meşgul olmuştu. Ev işleri ile de ilgilenmişti.
Allah, boş oturanı sevmez. O halde, bizim de planlı bir şekilde çalışmamız gerekmektedir. öğrenci isek, öncelikle derslerimize çalışmalıyız. Derslerimizi yapıp bitirdikten sonra annemize, babamıza yardım etmeliyiz. Yaz tatillerinde ise bol bol kitap okuyarak bilgilerimizi artırmalıyız. Annemize, babamıza evde, iş yerinde, bağda, bahçede, tarlada yardımcı olmayı bir görev bilmeliyiz.
Sevgili Peygamberimiz: İki günü birbirine eşit olan zarardadır. (Buhari) buyurmuştur. Yani her insan, bir önceki güne göre çalışmasını daha verimli, üretimini daha kaliteli hale getirmelidir.
Öğrenciler, her gün derslerine çalışarak bilgilerine yeni bilgiler katmalıdırlar. Daha çok şey bilmek, daha çok çalışmakla sağlanır. Ülkemize yararlı olmanın yolu da budur.
KISSA VE HİKAYELER
HOCA'NIN KOMŞUSU
* ÇALIŞANLAR, KÖTÜLÜK DÜŞÜNMEYE VAKİT BULAMAZLAR.
ÇALIŞMAYANLAR İSE KENDİLERİNİ KÖTÜLÜKTEN KURTARAMAZLAR.
HAZRETİ ALİ
Bir atasözümüzde:
"Çalışan kazanır, çalışmayan aldanır" denmiştir. Bu sözün ne kadar doğru olduğunu hatırlatmaya gerek yok. Ders yılı sonunda karnelerimizi aldığımızda gerçeği gözlerimizle görürüz. Görürüz ki çalışanlar sınıfını geçmiş, çalışmayanlar ise kalmıştır. Yani atasözümüzde denildiği gibi çalışan kazanmış, çalışmayan kaybetmiştir.
Çalışan insan güçlüdür, kuvvetlidir. Tembel ise zayıf ve şahsiyetsizdir.
Nasreddin Hoca komşusunun evinin önünden geçerken bir ses duymuş:
-Ya Rabbi, bana Cennetini ver, beni Cennetine koy.
Pencereden başını uzatıp bakmış ki, ne görse beğenirsiniz? Komşusu yatağa sırtüstü yatıp gözlerini tavana dikmiş, bir yandan esniyor, bir yandan Cennet istiyor:
-Allah'ım, bana Cennetini nasip et..
Bir ders vermek için komşusunun çatısına çıkmış. Takır tukur gezinmeye başlayınca adam aşağıdan seslenmiş:
-Kim var orada?
-Benim, diye cevap vermiş Hoca. Kaybolan eşeğimi arıyorum.
Adam kahkahalarla gülmüş:
-Be hey hoca, hiç çatıda eşek aranır mı?
Hoca gürlemiş yukardan:
-Bre ahmak!.. Peki yatakta Cennet aranır mı?
Dünyada başarmak için de çalışmak, âhirette Cennete girmek için de çalışmak lâzım. Edison ampulü çalışmadan mı buldu sanıyorsunuz? Arşimet meşhur kanununu rüyasında mı gördü yoksa? Fatih Sultan Mehmet hayalinde mi aldı İstanbul'u, Osman Gazi çadırında mı kurdu koca imparatorluğu?
Gecelerini gündüze katarak çalıştılar, zorluklara katlandılar, güçlüklere göğüs gerdiler ve sonunda başardılar.
Çalışmak başarmanın sırrıdır ve her meslek, namuslu olmak şartıyla şereflidir.
Unutmamalı ki İslâm dini helâl yolda çalışmayı ibadet saymıştır.[3]
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder