6 Ağustos 2008 Çarşamba

ADALETLİ OLMAK

ADALETLİ OLMAK[1]

Allah size, insanlar arasında hükmettiğiniz zaman adaletle hükmetmenizi emreder.

KUR’AN-I KERİM 4/58

Adalet; Her şeyi tam olarak yerine getirmek, herkesin hakkını vermek ve ölçülü davranmak demektir. Hakka yönelmek, haksızlıktan kaçınmak, her hakkı sahibine vermeye çalışmaktır. Dünyanın bütün düzeni adaletle kazanılır. Yüce Allah bize adaleti emrediyor. Onun için insanlar işlerini hep adaleti gözeterek yapmalıdır. Adaletin karşıtı Karşıtı "Zulüm, gadr"dır, insafsızlıktır.[2] Adaletsiz olmak kötü bir huydur, günahtır.

İnsan-eşya ilişkilerini, insanların birbirleriyle olan münasebetlerini ve insanın devletle olan alâkasını, Allah (cc)'ın indirdiği hükümlere göre düzenlemeye "adâlet" denir.

İnsanın:

1-Allah’a ve peygambere karşı görevleri vardır.

2-İçinde bulunduğu topluma karşı görevleri vardır.

3-Ailesine karşı görevleri vardır.

4-Kendi nefsine karşı görevleri vardır.

İnsan bu dört görevi de dengeli bir şekilde götürmek mecburiyetindedir.

KISSA VE HİKAYELER

Hz. ÖMER’E NEDEN FARUK DENDİ

Adaleti, aklın yardımı olmadan kullanmak imkânsızdır. FREUDE

Bir yahudi ile bir münafık bir meselede anlaşamadılar. Yahudi meseleyi halletmek için Resûlüllah’a gidelim diyor münafık ise yahudilerin başı Ka’b b. Eşref’e gidelim , diyordu.

Peygamber Efendimizin huzuruna gelip meselelerini anlattılar. Peygamberimiz yahudiye hak verdi. Huzur-u Saadetten çıktıktan sonra münafık bu sefer:

-Ben Muhammed’in hükmüne itimat etmiyorum. Bir de Ömer’in yanına gidelim, dedi.

Yahudi de bunu kabul edip Hazreti Ömer’in yanına vardılar. Yahudi meseleyi anlatıp, Muhammed (s.a.v.) ‘in yanına gittiklerini fakat öbürünün onun hükmünü kabul etmediğini söyleyince Hazreti Ömer münafığa:

-Arkadaşın doğrumu söylüyor? diye sordu. O da doğru söylediğini ve evvela Resûlüllah’ın huzuruna çıktıklarını söyleyince Hazreti Ömer:

-Tamam siz bir dakika bekleyin, ben şimdi gelir hükmümü bildiririm deyip içeri girdi.

Biraz sonra içeriden kılıçla çıktı ve kapıda bekleyen münafığın kellesini bir vuruşta yere yuvarladı:

-Allah ve Resûlünün hükmüne razı olmayana ben böyle hüküm veririm, buyurdu.

O anda Cebrail Aleyhisselam gelip durumu haber verdi ve Hz. Ömer’in (r.a.) hakkı bâtıldan ayırdığını bildirdi. Hazreti Ömer (r.a.) Meclis-i Saadete gelmeden Peygamber Efendimiz ona “Faruk” adını verdiğini bildirdi.[3]



[1] Derleyen, YETER Hasan Vehbi, Emekli öğretmen, Honaz / 2006

[2] BİLMEN Ömer Nasuhi, Büyük İslam İlmihali, /502

[3] Yeni Şafak Gazetesi

Hiç yorum yok: