19 Eylül 2008 Cuma

ÇOCUKLARI ÖLDÜRMEK

ÇOCUKLARI ÖLDÜRMEK[1]
* SEN, BABANIN HAKKINA RİAYET EDERSEN, OĞLUN DA SENİN HAKKINA RİAYET EDER.
(HZ. ALİ)
Çocukları öldürmek büyük günahlardandır. Kur'ân-ı Kerîm’de Yüce Rabbimiz bizlere şöyle buyurmuşlardır:
قُلْ تَعَالَوْاْ أَتْلُ مَا حَرَّمَ رَبُّكُمْ عَلَيْكُمْ أَلاَّ تُشْرِكُواْ بِهِ شَيْئًا وَبِالْوَالِدَيْنِ إِحْسَانًا وَلاَ تَقْتُلُواْ أَوْلاَدَكُم مِّنْ … {151}
De ki: Rabbinizin size neleri haram kıldığını okuyayım: O'na hiçbir şeyi ortak koşmayın, ana babaya iyilik edin, fakirlik korkusuyla çocuklarınızı öldürmeyin, sizin de onların da rızkını biz veriyoruz... (Enam, 151)
O halde açlık, fakirlik ve geçim sıkıntısı bahanesiyle çocukların öldürülmesi haramdır. Allah rızkı taksim etmiştir. Kimse kimsenin rızkını yiyemez. Ayette önce babaların zikredilmesinde de bir derin bir incelik vardır. Allah insanların fazla çocuk sahibi olmak yüzünden fakir düşeceklerini zannederek çocuklarını öldürmelerinin yanlışlığını önce, babalarının fakirliği sebebiyle çocukların öldürülmesinin doğru olmadığını, babalarının rızkına da kendisinin kefil olduğunu hemen arkasından haber vermektedir.
Öyleyse inanalar için geçim endişesiyle çocukların öldürülmesi mümkün değildir. Esas olan rızkı aramaktır. [2]
Çocuklar, ailelerde muhabbet bağlarını takviye ederek saadete vesile olan müstesne nimetlerdir.
Bir hadîs-i şerif de peygamber efendimiz Sallallahü Aleyhi ve Sellem şöyle buyururlar:
Çocuklar, kalp meyvesi, göz nurudur. (Tenbihul Gafilin, 838)
Yetiştirilen salih çocuklar, ahirette anne ve baba için cehenneme karşı perde olacaklardır. Hayırlı evlat sadaka-i cariyedir.
Evliliğin meyvesi çocuklardır. Aileyi o devam ettirecek, ebeveynin defterinin kapanmasını o önleyecek, mal varlığı ona intikal edecektir. Şu halde çocuk ile ebeveyn arasında karşılıklı hukuki ve ahlaki münasebetler ve haklar vardır.
Ebu Hüreyre (Radıyallahü anh) rivayet eder; Rasülüllah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) buyurdular:
-Evladın, babası üzerinde üç hakkı vardır. Bunlar, doğduğu zaman ona iyi bir isim koyması, kavrayacak duruma gelince Kur’an’ı öğretmesi, evlenme çağına erişince de evlendirmesidir.
Salihlerden biri, oğluna “şunu yap, bunu yap!” diye hiç emretmezdi. Kendisine bunun sebebi sorulduğunda şu cevabı verdi :
-Bir şey istersem, yapmaz da bana karşı gelir ve dolayısıyle Cehennem’e müstehak olur, diye korkuyorum. Ben evladımın ateşte yanmasını istemem.
KISSA VE HİKAYELER
ÖLÜM DOĞURAN NİKÂH
* HAYATIMIZIN İLK YARISINI ANA-BABALAR, İKİNCİ YARISINI DA ÇOCUKLAR MAHVEDİYOR.CLEARENCE S. DARROW
Abbasî halifesi Harun Reşid'in önde gelen devlet adamlarından Cafer el-Bermekî (Ö.187/803), üstün bir alim, zarif bir edib ve pek cömert bir zengin olarak tanınıp sevilmişti. Çeşitli yerlerde valilik ve komutanlık yapmış başarılı bir idareciydi. Halifenin çok sevip takdir ettiği bir yakını ve yardımcısıydı. Babası Yahya el-Bermekî ise Harun Reşid'in veziriydi.
Harun Reşid, Cafer'i ve çok sevdiği kızkardeşi Abbase'yi yanından hiç ayırmazdı. Sohbet meclisinde onları da hazır bulundururdu. Harun, Cafer ile Abbase'nin aynı meclis ve sofrada meşru olarak buluşup görüşmelerini sağlamak için, Cafer'e çok fazla yaklaşmamak şartıyla Abbase'yi nikâhlama teklifinde bulundu. Cafer'in kabulü üzerine, Abbase'yi onunla nikâhladı.
Cafer ve Abbase, sohbetlerden sonra Harun kalkıp gidince başbaşa kalırlardı. Cafer verdiği sözün gereği Abbase'ye ilişmiyordu. Fakat Abbase rahat durmadı. Bir fırsatını bularak, zayıf bir anında Cafer'e nikâhın gereğini yaptırdı ve Cafer'den hamile kalarak bir oğlan çocuğu doğurdu. Halifeden korkan Abbase, çocuğu gizlice Bağdat'tan Mekke'ye gönderdi.
Harun Reşid o sene hacca gitmiş ve işin gerçeğini öğrenmişti. Bu duruma fena halde sinirlenmişti. Cafer'in artan kudreti, nüfuzu, bazı icraatları ve harcamaları da halifeyi ürkütüyordu. Nikâhın neticesi ise bardağı taşırdı. Bir hayatla birlikte bir ölüm doğdu. Cafer-i Bermekî, Harun Reşid'in emriyle idam edildi.
Derler ki, Cafer'in babası Yahya o yıl hac sırasında Kâbe'nin kapısında şöyle dua etmişti:
-Allahım! Eğer beni günahlarım yüzünden cezalandıracaksan, çoluk-çocuğum ve mallarımı almakla da olsa senin rızana ulaşmam için cezamı dünyada ver, ahirete bırakma.
Yahya'nın duası kabul edilmişti. Oğlu Cafer idam edilmiş, kendisi de hapiste ölmüştür.[3]
[1] Derleyen, YETER Hasan Vehbi, Emekli öğretmen, Honaz / 2007
[2] ÖZTOP Ömer, Kaynaklarıyla Mü’minlere vaazlar, Tuğra neşriyat İstanbul 3.baskı./272

[3] Yusuf Yavuz, Semerkand dergisi.

Hiç yorum yok: