1 Eylül 2008 Pazartesi

BİDAT NEDİR?

BİDAT NEDİR?[1]
*İŞLERİN HAYIRLISI SONU İYİ OLAN, KÖTÜSÜ DE BİD'ATLARDIR. (HADİS-İ ŞERİF)
Bid'at; Sonradan türeyen şey, yeni adettir. Daha önce mevcut olmayan, sonradan ortaya çıkan amel ve inançlardır. Rasûlüllah (s.a.s.)den sonra ortaya konan, ister iyi, ister kötü, ibadet veya âdetle ilgili bütün davranış fiil ve eşyadır. Hazret-i peygamber’den sonra ortaya çıkan, ekseriya Sünnet-i Şerife’ye aykırı uygulamalara bid’atlar denir.[2]
Hz. Peygamber ve Ashâb-ı Kirâm dönemlerinde görülmeyip, onunla amel edilmeyen, hattâ bir benzeri olmayan ve İslâm'dan olmadığı halde sonradan ortaya çıkan ve ibâdet kabûl edilen görüş ve ameller, sünnete aykırı davranışların hepsi bidattır.
Bid’at, Sünnet’in zıddı olarak kullanılmaktadır ki, Allah (c.c.) Resûlünün (s.a.v.) açık ya da dolaylı, sözlü ya da fiilî izni olmaksızın, dinde sahabeden sonra ortaya çıkan eksiltme ya da fazlalaştırmalardır. Yani dinde olmayan şeylerin daha sonra dinin bir hükmü gibi dine sokulmasıdır.
Bid'at'ın kapsamı konusunda farklı bakış açılarının olmasından dolayı İslâm bilginleri tarafından farklı tarifler yapılmıştır.
Kimi âlimlere göre bid'at, Hz. Peygamber Sallallahü Aleyhi ve Sellem'den sonra meydana gelen her şeydir. Bu tarifi yapan âlimler bid'ate sözlük anlamından daha geniş bir anlam yüklemişlerdir. Bu sebeple de sonradan çıkan amel ve inançları iyi ve kötü olmak üzere ayırmak mecburiyetinde kalmışlardır. Sonradan ortaya çıkıp Kur'ân ve Sünnet'e muhâlif olmayan ya da emirlerinin bir gereği olan şeylere bid'at-i hasene (güzel bid'at); muhâlif olanlara ise, bid'at-i seyyie (kötü bid'at) ismini vermişlerdir.
Bid'ati bu şekilde tarif edip taksimata tabi tutanlar, Kur'an ve Sünnete muhalif olmayan ya da emirlerinin bir gereği olan şeylere bid'at isminin verilmesine dayanak olarak, Hz. Ömer'in şu sözünü ileri sürerler:
Hz. Ömer, Übey b. Ka'b'in, (r.a.) sekiz rekât olan terâvih namazını yirmi rekât olarak kıldığını ve Rasûlüllah Sallallahü Aleyhi ve Sellem döneminde münferiden kılınan bu namazın cemaat halinde kılındığını gördüğünde: "Bu ne güzel bid’ât" demiştir. (Muhammed Revvâs Kal'acî, Mevsüatu Fıkhı Umar b. El Hattâb, Kuveyt 1984, s. 125)
Diğer âlimlerin bid'at tarifleri ise şöyledir: Hz. Peygamber Sallallahü Aleyhi ve Sellem'den sonra ortaya çıkan, din ile alâkalı olup bir ilâve veya eksiltme mahiyetinde olan her şeydir. (Hayreddin Karaman, İslâmın Işığında Günün Meseleleri, İstanbul 1982, II, 248)
Rasûlullah Sallallahü Aleyhi ve Selem, şu hadislerinde bid'atin tarifini yapmışlardır:
Sonradan ortaya çıkan herşey bid'attir; her bid'at sapıklıktır ve her sapıklık insanı ateşe sürükler. (Müslim, Cumua, 43)
Huzeyfe b. el-Yamân'ın rivâyet ettiği bir hadis-i şerifte Peygamberimiz Hazreti Muhammed Sallallahü Aleyhi ve Sellem şöyle buyurmaktadır:
Allah bid'at sahibinin orucunu, namazını, sadakasını, haccını, umresini, cihadını, sarfını maddi yardımını, şehadetini kabul etmez. O, kılın yağdan çıktığı gibi İslâm'dan çıkar. (İbn Mace, Mukaddime, 7/49)
Bu ikaz karşısında müslümanların dikkatli davranacakları ve bid'atın ne olduğunu araştıracakları muhakkaktır. Abdullah b. Abbâs (r.a.)'dan rivâyet edilen bir hadiste şöyle buyrulur:
Allah, bid'at sahibinin amelini, bid'atından vazgeçinceye kadar kabul etmez. (İbn Mâce, Mukaddime, 7/50) Amellerinin kabul edilmeyeceğini bilen bir müslüman korkar ve neyin bid'at olup, neyin olmadığını araştırır.
Kur'ân-ı Kerîm'i bir mushaf içerisinde toplamak, hadisleri derleyip toplayarak kitap haline getirmek, camilerin yanında minare yapmak, her ne kadar Hz. Peygamber Sallallahü Aleyhi ve Sellem'den sonra olmuş birer bid'at iseler de, bunlar bid'at kapsamına girmeyen güzel şeylerdir, İslâm'a aykırı değildir.
Günümüzde pek çok bid'at, müslümanların hayatına girmiştir. Bu sebeple dininin emirlerini yerine getirmek isteyen her kişi, bu hususa dikkat etmeli; dinde eksiltme ya da ilâve mahiyetinde olan söz, tavır ve davranışların yasaklanmış şeyler olduğunu bilerek bunları hayatından ayıklayıp atmalıdır. Burada müracaat edilecek yegane kaynak ise, Kur'ân ve Sünnet'tir.[3]


[1] Derleyen, YETER Hasan Vehbi, Emekli öğretmen, Honaz / 2007
[2] Sözlük manaları
[3] İnternet- İslam Ansiklopedisi- M. Sait ŞİMŞEK

Hiç yorum yok: