20 Eylül 2008 Cumartesi

ÖLDÜRMEK

ÖLDÜRMEK[1]
*ÖLÜM, BAZEN CEZA, BAZEN BİR ARMAĞAN, ÇOĞU ZAMAN DA BİR LÜTUFTUR. (SENECA)
Öldürmek; Başkasının hayatına kıymak, cinayet yani katilliktir. Cinayet, bir terim olarak insanın hayatına ve vücut tamlığına karşı işlenmesi yasaklanmış fiillerdir. Cinayet, öldürme ve yaralama olmak üzere iki kısma ayrılır.
Öldürme, dünya ve ahirette cezayı gerektiren bir fiildir. Dünyadaki cezası kısas, ahiretteki ise cehennem azâbıdır. Çünkü o, dünyada Allah'ın yaratmasına tecavüz, toplumun ve toplum hayatının emniyetini tehdid eden bir fiildir.
İslâm dininin kutsal addettiği unsurlardan en önde gelenlerinden birisi de insan hayatıdır. Çünkü, insan, Kur'an'ın yani vahyin muhatabıdır. Yaratılışın gayesi, umumî planda insan, hususî planda insan-ı kamildir. Her insan Allah'ı tanıma ve bilme kabiliyetinde yaratılmıştır. Bu yüzden insan, en şerefli varlıktır. O, aynı zamanda yeryüzünde Allah'ın halifesidir. Hatta yeryüzüne varis kılınmıştır. Yerlere ve göklere sığmayan Allah, kutsal varlık, insanın kalbinde duyulup idrak edilebilir.
Diğer taraftan insan, meleklerin kendisine secde ettiği ulvî ve muhteşem bir varlıktır. Böyle mübarek, muhteşem ve ulvî varlık olan insanın hayata gelmesi ve hayattan çekilip alın­ması ancak Allah'a aittir. Bir başka varlık, insanın hayatına son verme hak ve salâhiyetine sahip değildir. Hele hele bir başka insan bu hakkı hiçbir şekilde kendinde göremez. Zira, insanın görevi Yaratıcı'nın kendisine verdiği hilafete uygun olarak yeryüzündeki hayatı idame ettirmektir. Bu hayatı ida­me ettirme faaliyeti sevgi ile gerçekleşebilir. Yani insan, in­sanlığı gereği ve tabiatı icabı sevmek zorundadır. Her türlü kin, garez, haset ve intikam duygularından azade olarak in­sanları ve diğer varlıkları yaşatmak yükümlülüğünü taşır. Bir başka yönden de "Müminler kardeştir" kardeşin kardeşe gös­tereceği yegane muamele kardeş sevgisini izhar eden tavır ve davranıştır. Bu sebeple Kur'an-ı Kerim hayata kastetmeyi şid­detle yasaklamıştır. Hissî davranmak suretiyle bir başka fer­din hayatına kasdeden kimse bütün insanları öldürmüş gibi­dir. Kur'an-ı Kerim'de hiçbir ceza bir başkasının hayatına son vermenin cezası kadar maddî ve manevî olarak büyük değil­dir.
Yanlışlıkla olması dışında bir müminin bir mümini öldürmeye hakkı olamaz. Yanlışlıkla bir mümini öldüren kimsenin, mümin bir köle azat etmesi ve ölenin ailesine teslim edilecek bir diyet vermesi gereklidir. Meğer ki ölünün ailesi o diyeti bağışlamış ola. (Bu takdirde diyet vermez). Eğer öldürülen mümin olduğu halde, size düşman olan bir toplumdan ise mümin bir köle azat etmek lâzımdır. Eğer kendileriyle aranızda antlaşma bulunan bir toplumdan ise ailesine teslim edilecek bir diyet ve bir mümin köleyi azat etmek gerekir. Bunları bulamayan kimsenin, Allah tarafından tevbesinin kabulü için iki ay peşpeşe oruç tutması lâzımdır. Allah her şeyi bilendir, hikmet sahibidir. (Nisa, 92)[2]
Âdem (a.s.)'ın oğlu Kâbil’in Hâbil'i öldürme suçu, öldürmenin insanlığa tecavüz anlamına gelen bir suç olduğunu gösterir. Her katilin günahından bir payda Kabil’e ayrılır. Çünkü dünya üzerinde ilk cinayeti işleyen o olmuştur.
İbnu Mes'ud radıyallahu anh anlatıyor: Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki:
Yeryüzünde haksız yere öldürülen bir insan yoktur ki katilin günahından bir misli Hz. Âdem'in ilk oğluna (Kâbil'e) gitmemiş olsun. Çünkü o, haksız öldürme yolunu ilk açandır. (Buhâri, Diyât 2)
Cenâb-ı Hak şöyle buyurur: Bu yüzden İsrâiloğulları'na şu gerçeği hükmettik: Kim bir canı, bir can karşılığında veya yeryüzünde bir fesat çıkarmaktan dolayı olmaksızın, öldürürse, bütün insanları öldürmüş gibi olur. (Mâide, 32)[3]
KISSA VE HİKAYELER
DUR BEN ÖLDÜREYİM!
*ÖLÜMDEN NİÇİN KORKAYIM Kİ, BEN VARKEN O YOK, O VARKEN BEN YOKUM.
EPİKUROS
Birgün kadının birisi kendini öldürmek için kafasına silah dayar. Herşeyden bıkmış bir hali vardır. Görünen kadın kesin intihar edecektir. Tam o sırada adamın biri bunu görür ve yanına gelir derki:
-hanımefendi durun kendinizi öldürmeyin. kadın derki:
-ben bu hayattan bıktım öldüreceğim kendimi. Adam bu lafın üzerine:
-Madem intihar etmek istiyorsunuz sizden birşey isteyeceğim der.
-Ben hayatta bütün zevkleri yaşadım ama insan öldürmek nasıl bir zevktir, bilmiyorum. Bunu tatmak isterim, verin sizi ben öldüreyim der. Kadın:
-Tamam der, silahı verir.
Adam hakikaten söz verdiği gibi kadına ateş eder. Büyük bir zevk almıştır. Ama birden ışıklar yanar kameralar filan adama derler ki bu bir kamera şakasıydı. Adamın elindeki silah kuru sıkı çıkar. Şimdi benim öğrenmek istediğim bu adam şuç işlemiş midir? Bu sorunun cevabı kesin midir?
Bir kişi buna suç deyip başka biri şakaymış bu adama ceza verilmez diyebilir mi?


[1] Derleyen, YETER Hasan Vehbi, Emekli öğretmen, Honaz / 2007
[2] İslam Ahlakı; ALTINTAŞ Prof. Dr. Hayrani, Akçağ yayınları, 1999 Ankara. / 233
[3] ÖZTOP Ömer, Kaynaklarıyla Mü’minlere vaazlar, Tuğra neşriyat İstanbul 3.baskı./27

Hiç yorum yok: