19 Eylül 2008 Cuma

FESÂT ÇIKARMAK

FESÂT ÇIKARMAK[1]
*ÜMMETİM ARASINA FESÂD YAYILDIĞI ZAMAN, SÜNNETİME YAPIŞAN İÇİN YÜZ ŞEHÎD SEVÂBI VARDIR. HZ. MUHAMMED (S.A.V.)
Fesât; Bozukluk, fenalık, kötülük, arabozanlık, anlaşmazlık, kargaşa, karışıklık, fitne, anarşi anlamlarındadır. İnsanları bir birine düşüren, arabozucu kimse için ve her hangi bir konuyu olumsuz, kötü bir biçimde yorumlayan, iyimser olmayan kimse için de kullanılır. Fesadın zıddı, salâhdır[2]
‘Fesat’, sözlükte bozulma, kokuşma ve orta yoldan ayrılma demektir. Bir şeyin faydalı olmaktan çıkıp zararlı olmaya başlaması fesattır.
Aynı kökten gelen ‘ifsat’, bozma, kokuşturma, geçersiz duruma getirme anlamına gelir. Müfsit, bozan, bozgunculuk yapan, ifsat eden demektir.
Fesadın karşıtı sulh ve salahtır. Sulh veya salah, iyi olma, düzelme, iyiliğe aracı olma anlamlarına gelir. Bunun çoğulu maslahattır. Maslahat, iyi olan halleri, düzelmeyi ve faydalı olan şeyi ifade etmektedir.
Fesat, kavram olarak Kur’an-ı Kerim’de; yeryüzünde fitne uyandırıp, insanların durumunu ve yaşama yollarını doğruluktan saptırıp, din ve dünyaya ait çıkarlarını zedelemek anlamında kullanılmıştır. Allahü teâlâ âyet-i kerîmede buyuruyor ki:
Biz, Kitap'ta İsrailoğullarına: Sizler, yeryüzünde iki defa fesat çıkaracaksınız ve azgınlık derecesinde bir kibre kapılacaksınız, diye bildirdik. (İsra, 4)
وَقَضَيْنَا إِلَى بَنِي إِسْرَائِيلَ فِي الْكِتَابِ لَتُفْسِدُنَّ فِي الأَرْضِ مَرَّتَيْنِ وَلَتَعْلُنَّ عُلُوًّا كَبِيرًا {4}
Hevâ ve heveslerini ilâh edinen insanlar, yeryüzünde kendi keyiflerine göre bir sistem kurmayı arzu ederler. Dünyevî şehvetlerini ve hırslarını tatmin için her yola başvururlar. Hedeflerine varabilmek için hiç bir kaide ve kural tanımazlar. Diğer insanların haklarına ve hürriyetlerine tecavüz ederler. İşte yeryüzünde fesadın kaynağı budur. Ancak insanlar İslâm'a sımsıkı sarılmayı bırakıp, herkes kendi nefsinin arzuladığı şeyleri yapmaya başlarsa, o zaman fesad ortaya çıkar. Mesele bu açıdan ele alındığı zaman, yeryüzündeki fesadı ve fesadın kaynağını tesbit etmek kolaylaşır. Kâfirler ve münafıklar; gayrımeşrû amelleriyle fesadı gündeme getirirler.
Yani Allah'dan başka ilahların olması gerçeğinin bu evrenin ahengini bozacağı belirtilmekte, fesadın kaynağı olarak ilk noktaya işaret edilmektedir; Şirk...
“İnsanlığın ufuklarını saran fesâd karanlığı, hep şirkin, îmânsızlığın ve sevişmezliğin bir netîcesidir.” (Abdülhakîm Arvâsî)
Allah'ın yaratmış olduğu kullarının, hak olan hükümleri evirip çevirmeleri, kendi arzuları doğrultusunda belirlemeye yani tahrif etmeye çalışmalarının da çıkış noktasını oluşturmaktadır. Yaratılmış olan kulların bu çabası, yeryüzünde meydana gelen en büyük ifsat halidir.
Göklerin ve yerin egemenliği sadece Rabbimiz olan Allah(Celle Celelüh)'a aittir. Yaratmada ortağının olması evrendeki dengenin bozulma gerekçesi olduğu gibi, yeryüzündeki hüküm koyma, yönetme yetkisine müdahale etme cüretinde bulunmak da bu sefer yeryüzünün fesada uğramasında sebep teşkil etmektedir. Çünkü yeryüzünde ne kadar insan varsa o kadar doğru, arzu, ihtiras ve söz olacaktır. Ve güçlü olan kendi arzuları doğrultusunda belirlediği hükümleri diğer insanlığa dayatacağından kaos, kargaşa eksik olmayacak, yeryüzü adalet ve hak harcı ile imar olacağına, zulüm ve batıl ile ifsad olacaktır.

KISSA VE HİKAYELER

ÖRÜMCEK AĞI
* AHLAK KANUNLARINI ÇİĞNEMEYE HİÇ GELMEZ, HEMEN ÖCÜNÜ ALIR. (TOLSTOY)
Dünya hayatında hep kötülük işleyen bir adamı ölünce cehennem kapısında bir melek karşıladı. Melek adama şöyle seslendi:
-Hayatta iken tek bir gün bile birisine iyilik yaptıysan buraya girmeyeceksin.
Günahkar adam uzun süre düşündükten sonra, bir keresinde ormanda gördüğü örümceği hatırladı. Balta girmemiş ormanda yürürken önüne bir örümcek ağı çıkmıştı. Adam ağı bozmamak ve örümceği ezmemek için o gün yolunu değiştirmişti. Heyecan içinde o günü meleğe anlattı. Melek adama gülümsedi ve ardından elini şaklattı.
Gökten bir örümcek ağı inmişti. Adam bu ağa tutunarak cennete girebilecekti. Adam neşe içinde ağa tırmanırken cehennemden bazıları dabu ağa tutunarak cennete gitmeye çalıştılar. Ama adam ağın o kadar çok insanı taşımayacağından korkarak onları itmeye başladı. Tam o sırada ağ gerçekten koptu ve diğerleri ile birlikte adam da cehenneme düştü.
-Yazık, dedi melek. “Bencilliğin, hayatında işlediğin tek iyiliği de kötülüğe dönüştürdü. O insanlara şefkat gösterebilseydin eğer, ağın herkesi taşıyabileceğini de görecektin.”



[1] Derleyen, YETER Hasan Vehbi, Emekli öğretmen, Honaz / 2008
[2] Sözlük manaları

Hiç yorum yok: