1 Eylül 2008 Pazartesi

BEDDUA ETMEK

BEDDUA ETMEK[1]
* ALLAH'IM! KAVMİMİ HİDAYETE ERDİR, ÇÜNKÜ ONLAR YAPTIKLARINI BİLMİYORLAR. (HADİS-İ ŞERİF)
Beddua etmek; lanet okumak, ilenç ve inkisar da denilir. Birisi hakkında kötü dileklerde bulunmaktır. İyi duanın tersi hayır duanın zıddıdır. Bir kimsenin kötülüğü için dua etmek yani kötü duadır. Bir sebepten dolayı herhangi bir kimse hakkında kötümser istek ve temennîde bulunmaktır.[2]
Beddua etmek çaresizlik göstergesidir. Beddua, Bir sebepten dolayı herhangi bir kimse hakkında kötümser istek ve temennîde bulunmaktır.
Farsça fena, çirkin, kötü, yaramaz anlamına olan "bed" kelimesiyle, Arapça "duâ" kelimelerinden meydana gelmiş bir terkiptir. İnsanın, kendisi veya başkaları aleyhinde "Allah kahretsin, Allah belâsını versin" gibi ifadelerle yaptığı dualara denir.
İnsanoğlu dua edip hayırlı şeyler isteyeceğine gider başkasına, kötü dualar eder. Genelde duyulan kin ve nefret duyguları beddua ile dile gelir. Tehlikeli düzeylere varacak kötü temenniler bütünüdür. Beddua etmek insanı ilk başta her yönden çok rahatlatıcı bir aktivitedir. Aklına gelen bütün kötü şeyleri sıralayıp içlerinden en kötüsünü seçip bir güzel doldura doldura söylemek insanı rahatlatır gibi görünür. Hele ki karşı tarafı korkutabilmişseniz; en azından yüreğine öyle bir korku sarabilmişseniz değmeyin keyfinize. Önce iyi yaptığınızı sanırsınız amma kötü söz söylediğiniz için günaha girmiş ve kendinize bir hasım kazanmışsınızdır. Bir de unutulmaması geren bir şey daha vardır; beddua döner sahibini bulur derler.
Beddua etmek genel anlamda hoş değildir. Ancak bedduanın da yeri gelebilir. Hazreti Peygamber Sallallahü Aleyhi ve Sellem, kendi şahsı adına beddua etmemiştir, ama ümmetine zulmedenler için beddua etmiştir. Demek ki bedduanın da bir yeri vardır. Diğer peygamberler, kavimlerine lânet ettikleri hâlde, Peygamber efendimiz lânet etmemiştir. Peygamber efendimiz, genel bir bedduâ, lânet etmemiştir. Fakat bazı gruplar, sınıflar için bedduâ etmiştir.
Bir savaşta, kâfirlerin yok olması için duâ etmesini istediklerinde:
Ben lânet etmek için, insanların azap çekmesi için gönderilmedim. Ben, herkese iyilik etmek için, insanların huzura kavuşması için gönderildim. buyurdu.
Diğer insanların ibret almaları ve hidayete kavuşmaları için böyle mucizeler vaki olmuştur.
Beddua etmemek için dua yapılır. Birisine beddua edeceğimize, dua etmemiz daha anlamlı olur. Gerçekten de kişinin Allah katında bir değeri var ve Allah da onun dediğini yapacaksa, beddua etme yerine dua etmeli ve o kişinin ıslah olmasını, hidayet bulmasın, ahlakının güzelleşmesini istemelidir.
İslâm, müslümanların kendileri ve diğer müslümanlar aleyhinde beddua etmelerini yasaklamıştır.


KISSA VE HİKAYELER

BEN TEDÜM, SEN DE TEMEYESUN HAA
* ÇOCUKLARINIZI KENDİ ZAMANLARINA GÖRE YETİŞTİRİNİZ.HAZRETİ ALİ
Bir yaz gününde Akçaabat'da öyle bir dolu yağmış ki, âfât!... Bağ bahçe, tarla tapan, sebze meyve ve ne varsa hepsini darmadağan etmiş.
Dolu geçip de ortalık durulunca Veli (Haçkalı) Baba, dervişlerinden biriyle o perişanlığın, o darmadağınıklığının kenarından geçerken, etrafa şöööyle bir bakınarak:
-Ula yâ Rabbim, demiş ha bu senin yapduğunu bir karış uşak yapmaz daa!
Ondan sonra da yanındaki dervişine dönerek:
-Ben tedüm, sen de temeyesun haa! Sakın ha sen de benim gibi konuşmayasun! demiş.[3]

[1] Derleyen, YETER Hasan Vehbi, Emekli öğretmen, Honaz / 2008
[2] Sözlük manaları
[3] Haçkalı Baba, Mustafa Özdamar, Kırk Kandil, 2003

Hiç yorum yok: