19 Eylül 2008 Cuma

DÜNYAYA DÜŞKÜN OLMAK

DÜNYAYA DÜŞKÜN OLMAK[1]
*BU DÜNYAYA KİRACI GİBİ YERLEŞ, EV SAHİBİ GİBİ YERLEŞİRSEN GİTMESİ ZOR OLUR. BEKKİNE
Dünya muhabbeti, yani dünyaya düşkün olmak demek, nefsin arzûlarını, tatlı gelen şeyleri ve bunlara kavuşmanın sebebi olan parayı, haram yollardan aramak demektir. Dünyaya düşkün olmak, hayal peşinde koşmaktır. Çünkü, dünya lezzetlerinin zararları, faydalarından daha çoktur. Elde kalmaz, çabuk giderler. Bunlara kavuşmak ise, çok güçtür. Faydası hiç olmayanlara oyun ve eğlence denir.
Dünyalık olan şeylerin, Allahü teâlâ indinde hiç kıymeti yoktur. Dine uyarak kazanılan ve kullanılan rızk, dünyalık olmaz. Dünya nimeti olur. Dünya nimetlerinin en kıymetlisi, sâliha olan kadındır. İmanı olan ve İslâmiyete uyan kimseye “Sâlih” iyi insan denir. Sâliha kadın, zevcini haram işlemekten korur. Hasenât ve ibâdet yapmasına yardımcı olur. Sâliha olmayan kadın, zararlı olur. Dünyalık olur. Hadîs-i şeriflerde:
Dünyalık olan şeylerin Allah indinde sivri sinek kanadı kadar kıymeti olsaydı, gayri müslüme bir yudum su vermezdi.
Müminin Allah indinde kıymeti, topladığı dünyalık kadar azalır. Ve:
Dünya sevgisi arttıkca, âhırete olan zararı da artar. Âhıret sevgisi arttıkca, dünyanın ona zararı azalır, buyuruldu.
Hazreti Ali Keramellahü veche efendimiz diyor ki; “Dünya ile âhıret, doğu ile batı gibidir. Birine yaklaşan, diğerinden uzaklaşır.” Hadîs-i şerifte, Peygamber efendimiz Sallallahü Aleyhi ve Sellem şöyle buyurmuşlardır:
Dünyalık olan şeyler, mel’ûndur. Allah için olan şeyler, Allahü teâlânın râzı olduğu şeyler, mel’ûn değildir.
Zâhid olan, dünyaya düşkün olmayan âlimin iki rek’at namazı, zâhid olmayanın ömür boyunca kıldığı namazdan hayırlıdır. Ashâb-ı kirâmdan bazıları, tâbi’înden bazılarına, siz Resûlullahın Ashâbından daha çok amel, ibâdet yapıyorsunuz. Fakat, onların zühdleri sizden çok olduğu için, sizden daha hayırlı idiler, demişlerdir.
Adem aleyhisselamdan beri insanoğlunun en büyük düşmanı dünya olmuş, mal, mülk olmuştur. Geçmiş ümmetlerin, Peygamberlerine “aleyhimüssalevâtü vetteslîmât” inanmamalarına sebep, dünyaya düşkün olmaları idi. Dünya muhabbeti, şaraba benzer. Bundan içen, ancak ölüm zamanında ayılır.
Mûsâ aleyhisselâm, Tûr dağına giderken, birinin çok ağladığını gördü.
-Yâ Rabbî! Kulun, senin korkundan ağlıyor dedi. Allahü teâlâ:
-Kan ağlasa dahî, onu af etmem. Çünkü o, dünyaya düşkündür, buyurdu.
Sağlığını korumak, ibadetini rahat bir şekilde yapabilmek için mal edinmek günah değildir. Mesela, rutûbetden kurtulmak, temiz hava almak niyeti ile yüksek binâ yapmak câizdir. Tekebbür için, övünmek için, yüksek binâ yapmak haramdır.
Peygamberimiz Sallallahü Aleyhi ve Sellem Hazretleri Hadîs-i şeriflerinde, şöyle buyurmuşlardır:
Dünyalık peşinde koşmak, su üzerinde yürümeğe benzer. Bunun ayaklarının ıslanmaması mümkün müdür? İslâmiyete uymağa mani olan şeylere dünya denir. Ve:
Dünyalık arayanın buna kavuşması güçtür. Âhıreti arayanın buna kavuşması kolaydır. Ve:
Dünyalığa düşkün olmak, hatâların başıdır. Yani her türlü hatâya, günaha girmeye sebep olur. Dünya peşinde koşan kimse, şüpheli şeylere, sonra mekrûhlara, sonra haramlara, hatta küfre dalar.
İslam büyükleri kendi ihtiyacı olan şeyleri bile başkalarına verirlerdi. Hazret-i Hasan ve Hazret-i Hüseyin efendimiz hasta oldular. Hazret-i Alî ve Hazret-i Fâtıma ve hizmetçileri kız, çocuklar iyi olursa, üç gün oruç tutacaklarını adadılar. İyi oldular. İftârda yiyecekleri yoktu. Bir yahûdîden üç sâ arpa ödünç aldılar. Hazret-i Fâtıma, bir sâ’ arpayı un yaptı. Bununla beş ekmek pişirdi. Bir fakir gelip, “Bana bir yiyecek veriniz” dedi. Ekmekleri buna verip, aç yattılar. Ertesi gün, bir yetîm geldi. Bunları da ona verip, yine aç yattılar. Üçüncü gün de, bir esîr gelip yiyecek istedi. Bunları da, ona verdiler. Allahü teâlâ, Resûlullaha âyet-i kerîme göndererek, bunların nezirlerini ve îsârlarını medh ve senâ buyurdu.[2]
Muhammed Mustafa (S.A.V.) muharebelerden bir­çok ganimet malları elde etti, fakirlere verdi. Kendi öyle zamanlar olurdu ki dokuz günde bir arpa ekmeği yer idi. Pey­gamberimiz, peygamberlerin ve velîlerin en fakiri ve en cömerti idi.

KISSA VE HİKAYELER

DÜNYA HAYATI
*İNSAN DÜNYADA ANCAK DÜNYAYA BOŞ VERDİĞİ ZAMAN MUTLU OLUR. ANATOLE FRANCE
Abdullah İbni Mesut'tan rivayet edildiğine göre, Rasulullah Sallallahu Aleyhi Vesellem bir hasır üzerine yatmıştı. Kalkınca, yan tarafında hasırın iz bıraktığı görüldü. Kendisine:
-Ya Rasulallah sana bir şey (yani bir yumuşak yatak) alsak, dedik. Rasulullah Sallallahu Aleyhi Vesellem :
-Benim dünya ile ne alakam var. Ben dünyada ancak bir ağaç altında gölgelenmiş, sonra ağacı bırakarak kalkıp gitmiş olan bir binici ( yolcu ) gibiyim, buyurdu. (Tâc;5/177)
[1] Derleyen, YETER Hasan Vehbi, Emekli öğretmen, Honaz / 2008

[2] İnternet, İslâm ahlakı, M. Oruç, 8.10.2002

Hiç yorum yok: