19 Eylül 2008 Cuma

CAHİLLİK

CAHİLLİK[1]
*BİLGİSİZ BİR KİMSE, SAVAŞ DAVULUNA BENZER, SESİ ÇOK İÇİ BOŞTUR. SADİ
Cahillik; Cehalet, bilmezlik, nadanlık, ilimden ve her nevi müsbet malumatlardan habersiz olmadır. Tecrübesizlik, toyluk ve gençlik de cehaletten sayılır.[2]
Bir müslümanın cahil olması düşünülemez. Çünkü islâm her türlü yeniliğe açıktır. Cehâlet kalb hastalıklarındandır. Bundan dolayı müslümanın teknik gelişmeleri ve çağın yeniliklerini öğrenmesi gerekir.
İslâm’a göre ilim ve hikmet müminin kaybolmuş malıdır; mümin, yerine ve söyleyene bakmaksızın onu nerede bulursa alır. Her fenalığın, hatta küfür ve şirkin de başı bilgisizlik ve cehalettir. Küfrün ne demek olduğunu bilen bir kimse kafir olmaz. Şirkin ne demek olduğunu bilen, başkalarını Allah’a ortak koşmaz, Allah’tan başkasına ibadet etmez. Bunun içindir ki Kur’an-ı Kerim’de:
...فَلاَ تَكُونَنَّ مِنَ الْجَاهِلِينَ {35}
Sakın ha cahillerden olma, (En’âm, 35) buyurulmuştur. Kur’an-ı Kerîm’in açıkça ifade ettiğine göre:
Kulları içerisinde Allah’tan ancak âlimler korkar. (Fâtır, 28)
Kur’an-ı Kerîm’de ilmin her çeşidi övülmüş, bilenlerle bilmeyenlerin bir olamayacağı açıkça belirtilmiştir:
Hiç bilenlerle bilmeyenler bir olur mu? (Zümer, 9)
İlim öğrenmenin hayatta en önemli iş olduğunu bizzat Allah (c.c) ilk ayetinin (İkra’ =Oku) emriyle başlaması İslam’ın ilme verdiği değeri gösterir. İslâm dini ilme, okumaya ve bilgiye büyük önem vermiştir. Hz. Peygamber Sallallahü Aleyhi ve Sellem’e inen ilk vahiyde okumaktan, kalemden, eğitim ve öğretimden bahsedilir:
Yaratan Rabbinin adıyla oku! O, insanı bir alakadan yarattı. Oku! İnsana kalemle yazı yazmayı öğretip ona bilmediklerin öğrenen Rabbin sonsuz lütûf sahibidir. (Alak, 1-5)
Allah insanı cehaletten kurtarmak için ilk yarattığı Adem (a.s)’ı çeşitli konularda bilgilendirmiştir. Onun için ilk peygamber olan Adem aleyhisselam, bütün peygamberler gibigerçek alimdi. Bazılarının gibi cahil ve hiç bir şey bilmez bir kişi değildi. Bunu Allah-ü Teâla Kur'an-ı Kerîm’in Bakara Suresi 31. ayetinde “Allah Adem’e bütün isimleri öğretti” buyurarak bize bildirmiştir. Demek ki ilk insan tam bir alim ve peygamberdi. Bunun için insanlık tarihi karanlık ve cahillikle değil, ilim ve irfanla başlar. Gelişme Avrupadan kopya edilen tarih kitaplarında belirtildiği gibi; taş devri, tunç devri ve demir devri gibi ilkel mağara adamları ile başlamaz.
Adem (A.S.)’ın altıncı kuşaktan torunu olan İdris (A.S.) terzilerin piridir. İlk insanlar iyi kötü her şeyi hatta üzerlerine örtü dikmeyi biliyorlardı. Adem (A.S.)’a din bilgilerinin yanında fen bilimleri de öğretildi. Çok eski medeniyetlerin üstünlükleri de böylece daha iyi anlaşılabilir. Orta Asya, Arap, Maya, Mısır, Sümer, Babil ve Yunan medeniyeti v.s.
İslâm, insanın yaratılışına uygun bir din olduğu için bütün müslümanlara ilmi farz kılmıştır. Her müslümanın dinî görevlerini yerine getirecek, helâl ile haramı, hak ile batılı birbirinden ayırt edecek kadar bilgi sahibi olması farzdır.

KISSA VE HİKAYELER

YANLIŞ YERE GELMİŞSİN
*BİLGİSİZLİK KOLAY VE RAHAT ELDE EDİLDİĞİ İÇİN ÇOĞUNLUK BİLGİSİZDİR.
LA BRUYERE
İstanbul'da birisi kalkmış, Kumkapı'daki bir kiliseye gitmiş, papazın karşısına çıkmış:
-Papaz efendi, benim problemim var, derdim var, sıkıntım var, ne yapmam lâzım?..
-Ne yaptın?
-Ben çok günahkârım, içkiciydim, kaçakçıydım, esrar satışı yapıyordum, mafyaydım, bilem neydim... Pişman oldum.
Papazda yine biraz insaf varmış:
-Evlâdım, sen yanlış yere gelmişsin, buraya gelmeyecektin sen! demiş.
Yâni adam günahkâr, günahına pişmanlık duyunca nereye gideceğini bilmiyor, Kumkapı'da almış soluğu... Papaz diyor ki:
-Sen müslümansın, senin buraya gelmemen lâzımdı, diye papaz ikaz ediyor yâni, netice itibariyle... Adam dinden o kadar uzak ki, dini İslâm mıdır, hristiyanlık mıdır; mesele soracağı insan müslüman din adamı mıdır, papaz mıdır; sığınacağı mercî budist mâbedi midir, kilise midir, havra mıdır; haberi yok!..[3]
Allah cümlemizi cahilikten ve cehaletten korusun.




[1] Derleyen, YETER Hasan Vehbi, Emekli öğretmen, Honaz / 2007
[2] Sözlük manaları


[3] İnternet, Esad Coşan

Hiç yorum yok: