20 Eylül 2008 Cumartesi

LÂNET ETMEK

LÂNET ETMEK[1]
* MÜMİN KUSUR BULAN, LANET EDEN, AHLAKSIZCA KONUŞAN DEĞİLDİR. (HADİS-İ ŞERİF)
Lanet; Hakaret, sövüp sayma, azap, Allah'ın rahmetinden uzaklaşma, gazab etme, beddua etme, buğz etme, muhalefet etme anlamlarına gelir. Bir kimsenin kötülüğünü, Allahü teâlânın af ve merhametinden mahrum olmasını, ihânet edenlerin veya kötülüklerin gerektiği cezâya çarptırılmasını istemektir.[2]
Lânet, Kur'ân'da birçok kez ve tüm anlamlarında kullanılmıştır.
..İşte onlara hem Allah lânet eder, hem bütün lânet edebilenler lânet eder. (Bakara, 159) ayetinde beddua anlamındadır.
Şeytan'a "mel'un" (lânetlenmiş) denilmesi de Allah'ın rahmetinden kovulması, gazabına uğraması nedeniyledir.
Bu tür kullanımlardan ayrı olarak Kur'an'ın iki yerinde iki karşılıklı lânetleşmeden söz edilir. Bunların ilkinde Hazreti Peygamber Sallallahü Aleyhi ve Sellem'e şöyle buyurulur:
Kim sana gelen ilimden sonra seninle tartışmaya kalkarsa de ki: Gelin oğullarımızı ve oğullarınızı, kadınlarımızı ve kadınlarınızı, kendimizi ve kendinizi çağıralım, sonra gönülden dua edelim, yalan söyleyenlere Allah'ın lânetini dileyelim. (Âl-i İmran, 61) Bu ayet uyarınca Hazreti Peygamber Sallallahü Aleyhi ve Sellem, Hazreti İsâ Aleyhissalam hakkında kendisiyle tartışan Necran Hristiyanlarını lânetleşmeye çağırmıştı. Ancak, "mübahele olayı" olarak bilinen bu olayda Hristiyanlar lânetleşmeye yanaşmamışlardı.
Dinimiz bir insana veya bir hayvana lanet etmeyi haram kıl­mıştır.
Resulu Ekrem Sallallahü Aleyhi ve Selem:
... bir mümine lanet etmek onu öldürmek gibi günahtır, buyuruyor. Bu hadiste nere­deyse lanet etmek, adam öldürmekle denk tutulmuştur.
Lanet eden isabetsizse o lanet tekrar kendisine döner. Lanet eden müslümanların ahirette itibar kaybına uğrayacağı şu hadisle şöyle beyan ediliyor:
Lanet edenler, kıyamet gününde ne şefaatçi ve ne de şahit olabilirler. (Riyazüssalihin: 3/140)
Müslümanınn görevi, din kardeşine iyilik temenni etmesi, iyiliği için dua etmesidir. Lanet etmek, değildir. Bunun için Resul-i Ekrem Sallallahü Aleyhi ve Sellem:
Hiç biriniz diğerine; Allah sana lanet etsin, Allah'ın gazabına uğra, cehennemde yan, gibi beddualarla lanet etmeyiniz. buyur­muştur. (Riyazüssalihin, 3/140)
Müslüman kızmış olsa bile din kardeşine lanet yerine hayır dua ederse bu Allah'ın daha hoşuna gider ve amel-i salih olur.
Hazreti Peygamber Sallallahü Aleyhi ve Sellem'de lânet kelimesini beddua, buğz, hakaret gibi anlamlarda kullanmıştır.
İslâm bilginleri arasında kimlere lânet edilip kimlere edilmeyeceği konusunda görüş ayrılığı vardır. Bilginlerin bir bölümü müslümanlara hiç bir şekilde lânet edilemeyeceği görüşündedir. Bilginlerin diğer bir bölümü ise fasık olan müslümanlara lânet edilebileceğini kabul ederler. Kâfirlere lânet edip edilemeyeceği de tartışma konusu olmuştur.[3]
KISSA VE HİKAYELER
BABA OĞUL
*BABA OLDUKTAN SONRA GÖRECEKSİNİZ Kİ, KENDİ MUTLULUĞUNUZDAN ÇOK, ÇOCUĞUNUZUN MUTLULUĞU İLE MUTLUOLABİLİRSİNİZ. BALZAC
Adam yeni kamyonuna bakmak için evinden çıktığında, üç yaşındaki oğlunun gayet mutlu bir biçimde elindeki çekiçle kamyonunun kaportasını mahvettiğini görmüş. Hemen oğlunun yanına koşmuş ve çocuğun eline çekiçle vurmaya başlamış. Biraz sakinleşince oğlunu hemen hastaneye götürmüş.
Doktor, çocuğun kırılan kemiklerini kurtarmaya çalıştıysa da elinden bir şey gelmemiş ve çocuğun iki elinin parmaklarını kesmek zorunda kalmış.Çocuk ameliyattan çıkıp gözlerini açtığında,bandajlı ellerini fark etmiş ve gayet masum bir ifadeyle:
-Babacığım, kamyonuna zarar verdiğim için çok üzgünüm, demiş ve sonra babasına su soruyu sormuş:
-Parmaklarım ne zaman yeniden çıkacak? Babası eve dönmüş ve hayatına son vermiş...
Birisi masaya süt döktüğünde ya da bir bebeğin ağladığını işittiğinizde bu öyküyü hatırlayın. Çok sevdiğiniz birine karşı sabrınızı yitirdiğinizi anladığınızda, önce biraz düşünün.
Kamyonlar onarılabilir, ama kırılan kemikler ve incinen duygular hiçbir zaman onarılamaz; genellikle kişiyle performansı arasındaki farkı göremeyiz.
İnsan hata yapar. Hepimiz hata yaparız. Fakat öfkeyle ve düşünmeden yapılan şeyler, insanı sonsuza kadar rahatsız eder. Harekete geçmeden önce durun ve düşünün.
Sabırlı olun. Anlayış gösterin ve sevin.


[1] Derleyen, YETER Hasan Vehbi, Emekli öğretmen, Honaz / 2008
[2] Sözlük manaları
[3] İnternet- İslam Ansiklopedisi- O. Hakan ÖZALP

Hiç yorum yok: