20 Eylül 2008 Cumartesi

KISKANÇ OLMAK

KISKANÇ OLMAK[1]
* GÜVELER ELBİSELERİ NASIL KEMİRİRSE, KISKANÇLIK DA İNSANI ÖYLE KEMİRİR.
ST. CHRYS OSTOM
Kıskanç; Kıskanan, kıskanma huyu olan, kıskanmayı huy haline getiren anlamındadır. Haset eden, başkalarını çekemeyen anlamlarına da gelir. Kıskanmak ise; sevgide veya kendisiyle ilişkili şeylerde bir başkasının ortaklığına veya kendinden üstün durumda görünmesine katlanamayan demektir.[2]
Kıskançlık aç gözlülüğün sonucunda ortaya çıkar. Ka­naatkar olmayan ve az şükreden kimseler kıskançlık duygu­suna kapılırlar. Bunların yanında, kibirli ve mağrur kimseler de kıskançlık duygularına kapılırlar. Bu yüzden, kıskançlık ve açgözlülük, ahlâki olmayan davranışların ortaya çıkmasına sebep olurlar. Bu hal, toplumda huzur ve sükunun bozulma­sını dolayısıyla da insanların mutsuz olmasını intaç eder.
İs­lâm ahlâkı, kötü veya yerilmiş olan her duygu ve davranışı yasakladığı gibi, kıskançlık ve açgözlülüğü de aynı şekilde yasaklar. Benlik ekseriyetle hissi dünyanın tesirinde ortaya çıkar. Böyle bir anda aklın rolü hemen hemen hiç görülmez. Bencil davranışlar, ekseriyetle mal mülk ve makam gibi konularda kendini gös­terir. Bencil insan başkalarının sahip olduğu ama kendisinin erişemediği veya elde edemediği hususları kıskanır.
أَمْ يَحْسُدُونَ النَّاسَ عَلَى مَا آتَاهُمُ اللّهُ مِن فَضْلِهِ فَقَدْ آتَيْنَآ آلَ إِبْرَاهِيمَ الْكِتَابَ وَالْحِكْمَةَ وَآتَيْنَاهُم مُّلْكًا عَظِيمًا {54}
Yoksa Allah'ın, lütfundan insana verdiği vahiyler yü­zünden onları kıskanıyorlar mı? Oysa, biz, İbrahim ailesine de kitâp ve hikmet vermiş ve onlara büyük bir mülk bağış­lamıştık. (Nisa, 54)
Allah'ın takdiri her şeyin üzerindedir. Bu takdir, insan­lardan bir kısmını diğerine üstün kılmıştır. Bu üstünlük, mal, mülk, makam ve ilim yönünden olabilir. Hatta, bulunduğu makama bizce layık olmayanlar bile bulunabilir.
Bu husus, mal ve mülk yönünden de geçerlidir. Ama unu­tulmamalıdır ki, takdir hakkı Allah teâlaya aittir. O diledi­ğine mülkü verir dilediğinden çekip alır, dilediğini yükseltir, dilediğini alçaltır. Her şey onun elindedir. Böylece insanları imtihan eder. Ama kıskanmama konusunda da insanlara ha­tırlatmada bulunur. Kıskançlığın ve açgözlülüğün ortaya çıka­racağı sonuçlar itibariyle de böyle bir duyguyu yasaklar.
Peygamberimiz, böyle bir duygudan uzak kalmak arzu­suyla her gece Felak süresini okur kıskançlık duygusundan Allah'a sığınırdı.
Kıskandığı zaman kıskanç kişinin şerrinden Rabbime sığırınım,[3] derdi.
Kıskançlık, insanı içten içe kemiren çok kötü bir huydur. Kıskanç kişi aslında kendisini küçük düşürür, kendisine zarar verir. Çünkü bu gibi insanlarla kimse dostluk ve arkadaşlık kurmak istemez. Bu sebepten yalnız kalırlar. Kıskançlık, insanları saldırgan yapar, kıskandığı kimseye çeşitli zararlar vermesine yol açar.
Kuran-ı Kerîm, kıskançlılığı reddeder. Dinimiz, insanlar arasında sevgi ve saygıya dayalı bir kardeşlik ortamı oluşturmayı hedefler. Kıskançlık, insanları birbirine düşürür, kardeşlik bağlarını zedeler. Peygamberimiz Sallallahü Aleyhi ve Sellem:
Birbirinize hiddetlenmeyin, birbirinize haset edip kıskanmayın. Birbirinize arka çevirmeyin. Ey Allah’ın kullan, kardeş olun. hadisiyle kıskançlığın kötülüğüne açık bir şekilde işaret etmiştir .

KISSA VE HİKAYELER

KISKANÇLIK
*KÜÇÜK KÖPEKLER YABANCILARA NASIL HAVLARSA, TOPLULUKLAR DA BÜYÜK ADAMLARA ÖYLE HAVLAR. SENECA
Bir sarmaşık, bir ağaç varmış. Birde güneş. Ağaç güneşi severmiş, güneşte ağacı. Sarmaşık kıskanırmış bunları, hep ağaç bana baksın istermiş. Hergün ağacı biraz daha çok sıkarmış (o sarılıyorum sanarmış) bana baksın diye. Ama ağaç bırakmazmış güneşi izlemeyi ve onu gerçekten sevdiği için hep güneşe bakarmış.
Sarmaşık, en sonunda bir gün uyandığında ağacın onu seyrettiğini görmüş. Önce sevinmiş ama sonra üzülmüş. Neden biliyor musunuz? Hani sarmaşık ağacı her gün sıkıyordu ya. En sonunda öldürmüş ağacı. Can damarları kuruyan ağaç artık yukarılara bakamadığı için aşağıya sarmaşığa bakıyormuş. Sonra anlamış sarmaşık iş işten geçtikten sonra. Kıskançlık onu da kendisini de öldürmüş. O da dayanamamış ölmüş. Bir güneş kalmış acılı yüreğiyle sadece. Ama nefret duymamış hiç sarmaşığa. Bunu bilin.





[1] Derleyen, YETER Hasan Vehbi, Emekli öğretmen, Honaz / 2008
[2] Sözlük manaları
[3] İslam Ahlakı; ALTINTAŞ Prof. Dr. Hayrani, Akçağ yayınları, 1999 Ankara. / 260

Hiç yorum yok: