20 Eylül 2008 Cumartesi

GAFLETTE OLMAK

GAFLETTE OLMAK[1]
*İKİ GÜNÜ EŞİT OLAN ZİYANDADIR. (HADİS-İ ŞERİF)
Gaflet; Dikkatsizlik, dalgınlık, endişesizlik, vurdum duymazlık, aymazlık anlamlarındadır. En mühim vazifeyi düşünmeyip, Cenab-ı Hakk’a itaat gibi işleri bilmeyip, başka kıymetsiz şeylerle uğraşmaktır. Nefsin arzularına uyarak zamanı boşa geçirmek veya önemsiz şeylerle uğraşmak demektir. Nefsine ve hevasatına tabi olarak Allah’ı ve emirlerini unutmak da gaflete dalmaktır.[2]
‘Gaflet’ kelimesi, sözlükte, terk etmek, önemsememek; isim olarak da, dikkatsizlik, dalgınlık ve ihmal gibi anlamlara gelir.
Kavram olarak ‘gaflet’; bir şeyin gerekliliği ortada iken bunun idrak edilmemesi, ya da yeterince dikkatli ve uyanık hareket edilmediği için insana gelen yanılma durumudur.
‘Gaflet’ kelimesi Türkçe’ye unutma veya yanılma şeklinde çevrilmektedir. ‘Gaflet’ bu iki anlamı da taşımakla birlikte, bunlardan daha farklı anlamı vardır.
‘Nisyan’ da unutma anlamına gelir. Ancak bir şeyi bilmeden terk etmek ‘nisyan’, bile bile terk etmek ise ‘gaflet’tir. İki kelime arasındaki fark da budur.
‘Gaflet’ kavramının anlam sahası içerinde, bir gerçek ortada iken ondan bile bile habersiz olmak, ona karşı unutkan bir tavır takınmak, ya da ona karşı kulağı, gözü, anlayışı kapalı tutmak vardır.
‘Gaflet’ kelimesi, Kur’an’da aynı zamanda habersiz olma anlamında da kullanılmaktadır.
Biz bu Kur’an’ı sana vahyetmemizle, en güzel kıssaları gerçek bir haber olarak sana aktarmaktayız. Oysa sen, daha önce, bundan haberi olmayanlardandın (gafil idin). (Yûsuf, 3; Kâf , 22)
‘Gaflet’ içinde olanlara, bir şeyi bile bile unutanlara ‘gafil’ denir. Kur’an, Allah’ın (c.c.) âyetlerini anlamayıp, onlara sırt dönenlere, hak davet karşısında unutkan bir tavır takınanlara ve aldırmayanlara ‘gafil’ demekte ve onları kınamaktadır.
...Kalpleri vardır bununla kavrayıp anlamazlar, gözleri vardır bununla görmezler, kulakları vardır bununla işitmezler. Bunlar hayvanlar gibidir, hatta daha da aşağıdırlar. İşte bunlar gafil olanların ta kendileridir. (A’raf, 179)
Kalp, Hakk’ı anlayıp-kavrayacak, göz, Hakk’ı ve ona ait işaretleri görecek, kulak ise Hakk’tan gelen daveti duyacak şekilde yaratılmıştır. Bunları yerli yerinde kullanmayıp, Hakk’tan habersiz olanlar, habersiz gibiymiş gibi davrananlar ‘gafiller’dir.
Allah (c.c.) müminlere ‘gafillerden olmayın’ diye uyarıyor. (A’raf, 205)
Bu anlamda ‘gafil’ olmak, inkârcılara, kafirlere ait bir özelliktir. Allah’ın ayetlerinin ve davetinin değerini ancak inkârcılar anlayamaz, bu ilâhî davetin gereğini yapmayanların düşecekleri durumu ancak ‘gaflet’ içinde olanlar anlamazlar.
Bu bakımdan ‘gafil’ olanlar Cehennem’e gideceklerdir. (Yûnus, 7-8) Dünyada iken Allah’ın (Celle Celelüh) âyetlerinden, Ahirette olacaklardan gaflet içinde olanlar, öldükten sonra Ahiret gerçeği ile yüz yüze gelince yaptıklarından veya dünyada gaflet içinde yaşadıklarından dolayı pişmanlık duyacaklardır. (Enbiyâ, 97)
Kur’an, salih amel işleyen müminlerin ve yanlış iş yapan, ya da Allah’a karşı gelen diğer insanların yaptıklarından Allah’ın (Celle Celelüh) gafil olmadığını sık sık vurguluyor. (Bakara, 74, 85, 140,144; Âl-i İmrân, 99)
Yeryüzünde istikbar edip (büyüklük taslayıp) Allah’ın (Celle Celelüh) âyetlerinden yüz çevirenler, azgınlık yolunu benimserler; çünkü onlar âyetleri yalan sayarlar ve âyetlerden gafil olurlar.(A’râf, 146) Zaten yeryüzünde insanların çoğu Allah’ın (c.c.) âyetlerinden gafildirler. (Yûnus, 92)

KISSA VE HİKAYELER

HİKÂYE
*APTALIN SEVGİSİ, AYININ SEVGİSİDİR; KINI SEVGİDİR, SEVGİSİ KİNDİR.
MEVLANA
Bir aptal yaz ayında ekinini harman etti. Aklından kış düşüncesini attı.
Bir gece sarhoş idi. Harmanın yanında ateş yaktı. Ateş harmana sirayet etti, harman yandı. Bir tanecik bile kurtulmadı. Harman yanınca, aptal başak toplamağa çıktı.
Tarlalarda başak toplayan o serseriyi görenlerden birisi uşağına:
-Şu adam gibi bedbaht olmak istemezsen, delilik edip de harmanını yakmayasın! dedi.
Arkadaş! Eğer ömrün kötülük içinde heba olup gitti ise, sen harmanını yakan o sersem adama benzersin.
Koca harmanı yaktıktan sonra başakçılık etmek, rüsvaylıktır.
Yarın utanarak başının göğsünün üzerine eğilmemesi için bugün başını gaflet yakasından çıkarıver.[3]

[1] Derleyen, YETER Hasan Vehbi, Emekli öğretmen, Honaz / 2008
[2] Sözlük manaları
[3] Bostan’dan

Hiç yorum yok: