19 Eylül 2008 Cuma

ÇEVREYİ KİRLETMEK

ÇEVREYİ KİRLETMEK[1]
*YERYÜZÜ BANA (VE MÜSLÜMANLARA) BİR İBADET YERİ (MESCİD) VE TEMİZLEYİCİ KILINMIŞTIR. (HADİS-İ ŞERİF)
Çevre; İnsanın içinde bulunduğu toplumsal ortam, bireye dıştan etki eden bütün nesne, güç ve uyarıların toplamıdır. İnsanların toplu bulunduğu her türlü ortamdır. Hayatın gelişmesinde tesir eden tabiî, içtimaî ve kültürel dış şartların bütünü, muhittir. Bizi çevreleyen tabiattır.[2]
İçinde yaşadığımız dünyamız, onu çevreleyen hava, su, güneş v.s. bütün tabii varlıklar ortak koruma alanımız ve bizim çevremizdir. Müslüman bu ortak değerleri korumak ve geliştirmek durumundadır. Bunları şuursuzca kullanıp, tahrip edip, kendinden sonrakilere harap olmuş bir dünya bırakamaz.
İslam dini çevre temizliğini gerçekleştirmeyi sevaba vesile olan faziletli bir hareket kabul ettiği gibi, çevreyi kirletmeyi de yasaklamış ve çevreyi kirletenleri lanetlemiştir.
Resul-i Ekrem (sav) buyuruyorlar ki:
-Lanete uğramışlardan sakının! Ashab:
-Bunlar da kim ya Resulellah, diye sorunca; Peygamberimiz de:
-Halkın gelip geçtiği yolda, gölgelendikleri (kuytu) yerlerde abdest bozanlardır, buyurdular. (Kütüb-i Sitte, 10/120)
Dinimiz, özellikle günümüzde önüne geçilemeyen hastalık derecesindeki, sokağa tükürme olayını kötü ameller arasın­da sayarak kınamıştır.
Peygamberimiz (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) buyuruyorlar ki:
Ümmetimin iyi ve kötü bütün amelleri arzedilip bana gös­terildi. İyi amelleri arasında yoldan atılmış olan 'eza" (insanları rahatsız edici şeyler) yı da gör­düm. Kötü amelleri arasında ise, (herkesin gözüne çarpan) yere gömülmemiş tükrük de vardı. (Kü­tüb-i Sitte, 10/121)
Cebde bulundurulacak bir kağıt mendile tükürüğü çıkarıp, ih­tiyacı kolayca gidermek varken; herkesin tiksineceği, yüzünü ekşitip, nefret ve tiksintiyle bakmasına vesile olan, hasta­lıklara yol açan, göz zevkini kaçıran. Ve Allah'ın kötüler lis­tesine koyacağı yanlış bir davranış, "Temizlik imandandır." düstûruna inanmış bir müslümana yakışır mı hiç!..
Tükürmek, pislemek, sümkürmek, pislikler atmak gibi yanlış davranışlarla insanları rahatsız edenler sert bir ifade ile lanetlenmiştir. Peygamberimiz (Sallallahü Aleyhi ve Sellem):
Müslümanları yolda rahatsız edenlere onların lanetleri vacîb olmuştur, buyuruyorlar. (Kütüb-i Sitte, 10/121)[3]

Günümüzün en önemli sorunlarından birisinin çevre sorunu olduğunu biliyoruz. Bu sorun sadece bizleri değil, tüm dünyamızı ve gelecek nesillerin sağlıklı bir çevrede yaşama imkanlarını da tehdit ediyor. Bunun bir sonucu olarak insanlık 21. yüzyıla endişeli girmektedir. Bu nedenle çevre sorunlarını anlamak ve çözümüne katkıda bulunmak hepimizin görevidir. Peki her şeyden önce çevre deyince ne anlıyoruz? Yani, çevre nedir?
Bir bilim adamı bu soruya “4095 çeşit çevremiz var” cevabını vermiş. Böylece çevre denince, sadece doğal çevremizi anlamanın eksik olacağını vurgulamak istemiştir.
KISSA VE HİKAYELER

SEYYİDE TÜN NEFİSE
* ARKADAŞLAR KAVUN GİBİDİR. NEDEN Mİ? BİR TANE İYİSİNİ BULMAK İÇİN YÜZLERCESİNİ YOKLARSINIZ DA ONDAN. CLAUDE MERMET
Allah dostlarından Seyyide Tün Nefise’nin bir akşam vakti. Kapısı çalınır. Gelenler komşusu olan, gayrimüslim bir çifttir. Bir ricaları vardır.
-Komşu, sende biliyorsun, bizim felçli bir kızımız var. Önemli bir işimiz çıktı, sabaha kadar gelemeyebiliriz. Biz gelene kadar Allah için kızımıza bakabilir misin?
İşi gücü ibadet ve gözyaşı olan ulvi kadın:
-Ne demek, siz işinize bakın evladınızı düşünmeyin. Anne baba işlerine giderler. Seyyide Tün Nefise de felçli kızın yanına gider. Allah dostunun gözleri, kızın üzerinde, sevgi dolu bakışlar ve kızdan da sevgi dolu karşılıklar görülür. Aradan Saatler saatler, geçer bakışmalar devam eder. Seyyide Tün Nefise, gönül diliyle niyaza başlar:
- Allahım Allahım, şu güzel kızı ayağa kaldır ve ona hak yolu nasip et. Kızın içi bir garip olmaya başlar. Bütün vücuduna kan yürüdüğünü hisseder ve birden doğrulur. Artık ayaktadır ve yürüyebilmektedir. Sevinçle Seyyide Tün Nefise hazretlerine sarılır. Gözlerden yaşlar boşalırken diller duaya ve Kelime-i Şehadete gider kız müslüman olmuştur. Sevinçle diz çöker ve oturur.
Anne ve baba dönerler. Hasta kızları komşularının ayağının dibinde oturmaktadır. Birden ayağa fırlayıp ana babasına sarılır. Aile büyük bir mutluluk içersinde ve şaşkındırlar. Olan olay onları şoke etmiştir. Böyle bir olaya hazır değillerdir. Olayın oluş şekli açık bir keramettir. Bundan dolayı Hak din olan islâmı seçme zamanı gelmiştir. Hepsi artık, Allah'ın razı olduğu dinin İslamın içindedir.

[1] Derleyen, YETER Hasan Vehbi, Emekli öğretmen, Honaz / 2008
[2] Sözlük manaları
[3] Amel-i Salih Testi, Abdullah Sevinç, Gonca Yayınevi, İstanbul, 2000 / 271

Hiç yorum yok: