20 Eylül 2008 Cumartesi

MÜNAFIKLIK YAPMAK

MÜNAFIKLIK YAPMAK
* ŞÜPHE YOK Kİ MÜNAFIKLAR CEHENNEMİN EN ALT KATINDADIRLAR. ARTIK ONLARA ASLA BİR YARDIMCI BULAMAZSIN. (NİSA, 145)
Münafık; İçinden gerçek anlamda iman etmemiş olup, dışından müslüman görünen kimsedir. Aslî mânâsını değiştirmeden dilimize geçmiş olan münafık kelimesi İslâm toplumu içinde -çeşitli sebeblerden dolayı ve menfaati icabı kendini müslüman göstererek Allah'a, Rasûlüne ve mü'minlere düşmanlığını gizleyen kimsedir.
Kur'ân-ı Kerîm bu tip insanlarla ilgili olarak:
Münafıklara, kendileri için acı bir azap olduğunu müjdele! (Nisa, 138) buyurur.
بَشِّرِ الْمُنَافِقِينَ بِأَنَّ لَهُمْ عَذَابًا أَلِيمًا {138}
İman ile küfür arasında bocalayan münafıklar, bazen Allah'ı hatırlar gibi davranırlar. Fakat, Allah'a oyun etmeye çalışırlar ve gösterişte bulunurlar.
Kur'an-ı Kerim'de özelliklerini tanıtıp haber verdiği münafıklar için Yüce Allah, peygamberini şöyle uyarmaktadır:
O münafıkların dış görünüşlerine aldanma. Onların liderlerini gördüğün zaman, yakışıklıdır, gövdeleri hoşuna gider. Konuşurlarsa güzel konuşurlar, dinlersin. İşte onlar sıra sıra dizili kereste gibidirler. Her gürültüyü kendi aleyhlerine sanırlar. (Münafıkûn, 1-4)
Medine döneminde, Yahudilerle dostluk kuran münafıklarla mü'minlerin dost olmamaları hatırlatılmakta ve Hazreti Peygamber'e; asıl düşmanın münafıklar olduğu, onlarla savaş yapması, hattâ sert davranması vahiy yoluyla bildirilmektedir. Hazreti Peygamber'in de münafıklara karşı gayet ihtiyatlı, temkinli bir siyaset uyguladığı, gayr-i müslimlere yapılan muameleye tâbi tutmadığı; bilakis onları İslâm toplumu içerisinden ayırmayıp, üzerlerinde kurduğu kuvvetti bir otorite ile tesirsiz hale getirdiği müşahede edilmektedir.
Münafıkların kafirlerle birlikte cehenneme düşecekleri Kur'ân-ı Kerîm de şöyle açıklanmıştır:
O (Allah), Kitap'ta size şöyle indirmiştir ki: Allah'ın âyetlerinin inkâr edildiğini yahut onlarla alay edildiğini işittiğiniz zaman, onlar bundan başka bir söze dalıncaya (konuya geçinceye) kadar kâfirlerle beraber oturmayın; yoksa siz de onlar gibi olursunuz. Elbette Allah, münafıkları ve kâfirleri cehennemde bir araya getirecektir. (Nisa,140)
Nifak, kalbte olursa küfür, amelde olursa suçtur. (Kurtubî, Tefsir, VIII, 212)
Münafıklar “Ben müslümanım” dedikleri, açıkça inkar etmedikleri sürece İslam toplumu dışına itilmezler. Kendilerine dini hükümlerin hepsi müslümanlar gibi tatbik edilir. Namazları kılınır, kestikleri yenilir. v.s.

KISSA VE HİKAYELER

MÜNAFIKIN GÖZÜ OLMASAYDI
* MÜNAFIKLARA, KENDİLERİ İÇİN ACI BİR AZAP OLDUĞUNU MÜJDELE! (NİSA, 138)
Bir gün öğle namâzından sonra, Cebrâîl aleyhisselâm yetmişbin melek ile gelerek, En'âm sûresini getirdi. Resûlullah hazretleri o gece bütün Ashâb-ı kirâmı Âişe 'radıyallahü teâlâ anhâ' hazretlerinin evinde topladı. Kandil yakıp, Sûre-i En'âmı okudular. Kandil ışıksız oldu. Resûlullah hazretleri Ebû Bekir hazretlerine buyurdular ki,
-Yâ Ebâ Bekir, kandili ışıklandır. Bir sâat sonra yine karardı.Hazret-i Resûl-i Ekrem Sallallahü Aleyhi ve Sellem yine buyurdu.
-Yâ Ebâ Bekir, kandilin ışığını çoğalt... Hazret-i Ebû Bekir, kandili ışığını çoğaltmak için kalktı. Baktı ki kandilin yağı tükenmiş. Dedi ki:
- Yâ Resûlallah! Kandilde yağ kalmamış. Bu gece yağ almak imkânımız da yoktur. Kandil bize lâzımdır, kelâm-ı Rabbilâlemîni okuyalım.Hazret-i Resûlullah buyurdular ki:
- Bir mikdâr kendi ağzının tükrüğünden kandile damlat.
Âişe-i Sıddika hazretleri buyurur ki,
- Babam bir miktar ağzının suyunu, Resûlullah hazretlerinin emr-i şerîfi ile kandile damlattı. Kandilin ışığı çoğaldı. Allahü tebâreke ve teâlâ hazretlerinin emir ve fermânı ile şiddetli bir ışık oldu ki, Ashâb-ı kirâmın gözlerini kamaştırdı.Server-i âlem 'sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem' hazretleri buyurdu ki:
- Bu kandili söndürmeyiniz! Kırk gün kırk gece o kandil, Âişe-i Sıddîka hazretlerinin evinde yandı. Bir münâfık hazret-i Âişenin evine geldi. O kandili gördü.
- Ne acâib kandil, kırkgün kırk gecedir sönmez, dedi.
O sâatde o kandil söndü. Cebrâîl aleyhisselâm geldi ve dedi:
- Yâ Muhammed! Allahü tebâreke ve teâlâ hazretleri buyurur:
-Ben fenâ bakışlı kullar da yarattım. Eğer o münâfıkın gözü olmasaydı, kıyâmete kadar o kandil; Ebû Bekirin 'radıyallahü teâlâ anh' ağzının suyunun bereketi ile sönmez idi.[1]

[1] Menakıb-i Çihar Yar-i Güzin

Hiç yorum yok: