19 Eylül 2008 Cuma

CİNSEL UYUMSUZLUK

CİNSEL UYUMSUZLUK[1]
*EVLİLİKTE BAŞARI, YALNIZ ARANAN KİŞİYİ BULMAKTA DEĞİL, AYNI ZAMANDA ARANAN KİŞİ OLMAKTADIR. FOSTER WOOD
İnsanların erkek ve dişi olarak birbirini tamamlayan iki cins şeklinde yaratılması, hayatın dengesini sağlayan önemli bir unsurdur. Allah Teâlâ hazretleri zevc ve zevcenin birbiri için ilahî bir lütuf olduğunu beyan sadedinde şöyle buyuruyor:
وَمِنْ آيَاتِهِ أَنْ خَلَقَ لَكُم مِّنْ أَنفُسِكُمْ أَزْوَاجًا لِّتَسْكُنُوا إِلَيْهَا وَجَعَلَ بَيْنَكُم مَّوَدَّةً وَرَحْمَةً إِنَّ فِي ذَلِكَ لَآيَاتٍ لِّقَوْمٍ يَتَفَكَّرُونَ {21}
Kaynaşmanız için size kendi (cinsi)nizden eşler yaratıp aranızda sevgi ve merhamet peydâ etmesi de O'nun (varlığının) delillerindendir. Doğrusu bunda, iyi düşünen bir kavim için ibretler vardır. (Rûm, 21)
Huzursuzluğun en önemlilerinden birisi karşılıklı vazifelere dikkat edilmeyişten ileri geliyor. Yuvayı yapan dişi kuş olduğuna göre bilhassa hanımların vazifelerine daha da dikkatli olmaları gerekiyor.
Allâh Teâlâ’yı seven evliler, Rabblarının sevgi kâsesinden içtikleri için birbirlerine karşı da sevgilidirler, merhametlidirler. Yemeklerini beraber yerler ve yatağa beraber girerler.[2]
Diğer cinslerde olduğu gibi, insanlarda da mevcut olan cinsi arzu, tatmin edilmesi zarurî olan duygulardan birisidir. Bu arzunun meşru yoldan tatmini ancak evlenme iledir. Şayet bu arzu meşru yoldan tatmin edilmezse insanlar gayr-i meşru olarak yabancı bir kadınla giderme, tatmin olma çarelerini araştıracaktır. Zira cinsi tatminsizlik insanın ruhu için de, bedeni için de zararlıdır. Hastalık ve bunalımlara sebep olur.
Kadınlar, kocalarının meşru olan her emrine itaat etmek mecburiyetindedirler. Bilhassa yatağına davetinde mühim bir mazereti olmadıkça icabet etmeli, yatağından kaçmamalıdır. Dikkat edilirse karı-koca arasındaki geçimsizliklerin sebebi veya başlangıcı çok defa bundan dolayıdır. Bazen bunu karı-koca bile farkedememektedir.
Kocasını muhafaza etmek isteyen kadın hem bunları göz önünde bulundurmalı hem de Peygamberimizin (Sallallâhü Aleyhi ve Sellem) şu tavsiye ve ikazlarına dikkat etmelidir;
Canımı elinde tutan Allâh’a yemin ederim ki, bir adam zevcesini yatağına davet ederse ve kadın gelmezse emri semavata nafiz olan Allâhu Teâlâ o kadına, kocası ondan razı olana kadar dargın olur.
Bir kimse karısını yatağına davet edipte (mazereti olmadığı halde) kadın gelmez ve kocası da ona dargın olarak gecelerse sabah oluncaya kadar melekler o kadına lânet ederler.
Peygamber Efendimiz Sallallahü Aleyhi ve Sellem Diğer Bir Hadis-i Şeriflerinde şöyle buyurmaktadır:
Kadın ocak başında olsa dahi erkeğinin davetine icabet etsin.
Şu halde her Müslüman kadın, idrak ve anlayışlı davranarak bu mühim vazifeyi ön plâna almalı, yorgunluk ve sıkıntılara katlanıp Allâh’ın rızasını umarak, azabından korkarak efendisini tatmine çalışmalı ve onu günaha kaymaktan korumalıdır[3].
KISSA VE HİKAYELER

SELÂME - İLK SÖZCÜ KADIN
*İNSAN HAYATININ EN ÖNEMLİ OLAYI İYİ BİR EŞ SEÇİMİDİR. (DRUSUS)
Selâme, Radıyallahü anha Resûl-ü Ekrem Efendimizin biricik oğlu İbrahim’in dadısı olan hanımın adıdır. Yani sahabe hanımlardan biridir. Hatta hanımların çekinip de soramadıkları bir çok sualleri gelip Selâme Radıyallahü anh’ye söyleyerek sordurdukları da İmam-ı Malik’in naklettiği hadisten anlaşılmaktadır.
Bir gün Resûlullah Efendimiz (Sallallahü Aleyhi ve Sellem’in huzuruna gelen Selâme Radıyallahü anha, rahatça sualini sorar:
-Ya Resûlallah, sen hep erkeklere müjdeler veriyor, hayırları erkeklerin yaptıklarını beyan buyuruyorsun. Kadınlara ise böyle müjdeler vermiyor, hayırlara onların da sahip olduklarını bildirmiyorsun?
Efendimiz tebessüm ederek dinlediği Selâme Radıyallahü anh’ye şöyle mukabele eder:
-Ey Selâme, bunu sana yanlarında bulunduğun kadınlar mı söylediler?
Selâme Radıyallahü anha çekinmeden cevap verir:
-Evet, onlar söylediler, ben de gelip arzettim. Efendimiz buyurur ki:
-Ey Selâme, kadınlar erkeklerini razı ettiklerinde müjdeler alırlar. Çocuklarına hamile olduklarında müjdeler alırlar. Büyütme sırasında bakarken müjdeler alırlar. Yani kadınlar kadınlığa mahsus hizmetleri yaparken, erkeklerin savaşa gitmelerinde, nöbet tutmalarında aldıkları büyük sevap müjdesini alırlar. Yetmez mi bunlar kadınlara, razı olmazlar mı bu sevaplara?
Selâme Radıyallahü anh’nın yüzünde bir sevinç, gözünde bir parıltı görülür bu sırada. Zira kadınlara beklediklerinden fazla müjdeyle dönmektedir artık.
Denebilir ki, bu Selâme, Radıyallahü anha saadet asrında hanımların Allah katındaki yüce mertebelerini açıklatan Selâme Radıyallahü anhedir.
[1] Derleyen, YETER Hasan Vehbi, Emekli öğretmen, Honaz / 2008
[2] Sadık Dânâ, Aile Saadeti, sh. 7
[3] Osman Karabulut, Evlilik ve Mahremiyetleri, sh. 388-390

Hiç yorum yok: