20 Eylül 2008 Cumartesi

GURURLANMAK

GURURLANMAK[1]
*GENELLİKLE, BÜTÜN BÜYÜK YANLIŞLIKLARIN ALTINDA GURUR YATAR. (RUSKİN)
Gurur; Kendini beğenme, üstün tutma, büyüklenme, övünme, çalım satma, kurumlanma, kibir ve ucb da denir.
Boş şeylere güvenmekten doğan aldanıştır. Kıymetsiz şeylere güvenip mağrur olmaktır. Bundan dolayı gururlanmak, kendini beğenmek ve diğer insanlardan üstün görmek demektir. Hakkı çiğneyen, insanları küçük gören, kişinin hâlidir. Kendini yüksek ve değerli tutan, kendini başkalarından üstün; başkasını ise aşağı görme hastalığı anlamlarında kullanılır.[2]
Gurura kapılmak veya kibirlenmek, Allah tarafından yasaklanan kötü huylardan biridir. Gururlanmak iyi değildir. Bunun aksine gururlanmamak yani alçak gönüllülük ise takdir edilen bir vasıftır. Gururlanmak, büyük günahlardandır.
Gurur, övünme ve bencillik eşyâ ile insan arasına çekilen bir perdedir. Bu perdeyi kaldırmadan hiçbir şeyi olduğu gibi görmek mümkün değildir. Kendini beğenmiş kimseler başkalarından daha çok kendilerini aldatmakta ve daha kötüsü de Allâh Teâlâ’nın gazabına ve hoşnutsuzluğuna mâruz kalma bahtsızlığına dûçâr olmaktadırlar. Resûlullâh -sallallâhu aleyhi ve sellem- şöyle buyurmuşlardır:
Kim Allâh Teâlâ’nın rızâsı için bir derece tevâzû gösterirse, Allâh, onu bu sebeple, bir derece yükseltir. Kim de Allâh’a karşı bir derece kibir gösterirse, Allâh da onu bu sebeple bir derece alçaltır, netîcede onu esfel-i safilîne (aşağıların aşağısına) atar. (İbn-i Mâce, Zühd, 16)
Gurur ve kibirin ne derecede kötü bir huy olduğunu gösteren diğer bir hadis-i şerif de şöyledir:
Üç sınıf insan vardır ki kıyamet günü Allâh, onları muhâtap almaz, yüzlerine bakmaz, onları temize çıkarmaz. Hem de onlar için can yakıcı bir azap vardır.
Resûlullâh -sallallâhu aleyhi ve sellem-’in bu cümleyi üç kere tekrarlaması üzerine Ebû Zer -radıyallâhu anh-:
-Bu kimseler tam bir mahrûmiyete ve hüsrâna uğramışlar. Bunlar kimlerdir ey Allâh’ın Resûlü, diye sordu. Bunun üzerine Resûl-i Ekrem Efendimiz:
-Elbisesini kibirle yerlerde sürüyen, yaptığı iyiliği başa kakan ve yalan yere yemin ederek malını iyi bir fiyatla satmaya çalışandır. cevabını verdi. (Müslim, Îmân, 171)
Hadisten de anlaşılacağı üzere, büyüklenmek ve gurûra kapılmak insanı, âhiret gününde Cenâb-ı Hakk’ın kelâmından, nazarından ve tezkiyesinden mahrum edip onu elim bir azaba müstahak kılacak kadar kötü bir haslettir.
Bu nedenle gurur, şeytanın en tehlikeli ağlarından, en etkili silahlarından ve en korkunç tuzaklarından biridir.
Mağrur kişinin ihtirasları ve tutkuları ile paralel olarak gururun da değişik şekilleri vardır. Sözgelimi bazı kimseler, dünyanın çekici süslerine, baştan çıkarıcı güzelliklerine aldanır, kimisi, bilgi, liderlik, mal ya da ibadetle gururlanır. Gururun bunun gibi daha bir çok şeklini saymak mümkündür.
Daha çok zayıf imanlılar, dünyanın göz alıcı, baştan çıkarıcı süslerine kananlar, bunların yok olucu ve geçici olduklarını, bunun ardından gelen ahiret hayatının ebedî ve kalıcı olduğunu unutanlar böyle bir tu­zağa düşerler. Bunun yanında dünyaya kapılmışlıklarını çeşitli bahane­lerle gerekçelendirmeye çalışırlar. Çarpık, bozuk ve bâtıl mukayeseler­de bulunurlar.


KISSA VE HİKAYELER

GURURA KARŞI İLAÇ
* KÜÇÜK İNSANLARIN BÜYÜK GURURLARI VARDIR. VOLTAİRE
Halife Hazreti Ömer Radıyallahü anh bir gün kırbasını (su tulumu, su kabı) sırtına yüklenmiş, Medine'nin en kalabalık sokaklarında dolaşıyordu. Babasının sırtında kırba ile dolaştığı oğlu Abdullah'ın da gözüne ilişti ve kendisine yetişip sordu:
- Baba sen ne yapıyorsun, koskoca halife sırtında kırba taşır mı, taşıtacak kimse mi bulamadın?
- Oğlum, bunu taşıtacak adam bulamadığım için veya başka bir mecburiyet dolayısıyla taşıyor değilim. Nefsime gurur gelir gibi oldu, kendimi beğenir gibi oldum, sırf onu küçültmek için bu yola başvurdum.

[1] Derleyen, YETER Hasan Vehbi, Emekli öğretmen, Honaz / 200
[2] Sözlük manaları

Hiç yorum yok: