23 Aralık 2008 Salı

SUÇ İŞLEMEK

SUÇ İŞLEMEK[1]
* SUÇU TOPLUM HAZIRLAR, SUÇLU İŞLER. BUCKLE
İslam ceza hukukunda suç : “Allah’ın had veya tazir ile cezalandırdığı yasak fiillerdir.” Bir fiilin suç sayılabilmesi için hakkında bir “nass, hüküm” bulunması ve karşılığında had veya tazir şeklinde bir cezanın tayin edilmesi gerekir.Yapılması emredilen bir şeyi yapmamak suç olduğu gibi, yapılması yasaklanan bir şeyi yapmak da suçtur.
Ceza ise, yapılan bir işin karşılığını vermektir. Mükafat ve mücazat anlamındadır. Ceza: “Suç işleyen hakkında tatbik edilecek azab”dır.
İslama göre fert yalnız kendine ait değildir. Toplumun ona ihtiyacı vardır. Bunun için ferdi, toplumu, aileyi, mülkiyeti, içtimai ve idari düzeni de koruma altına almıştır.
İslam hukukunda cezalar şahsidir. Suçu kim işlemişse cezayı o çeker. Bu konuda Allah'ü Teala Hazretleri Kur'an-ı Kerîminde şöyle buyurmaktadır:

....وَلاَ تَزِرُ وَازِرَةٌ وِزْرَ أُخْرَى
...Hiçbir suçlu başkasının suçunu yüklenmez... (Enam, 164)
İslama göre Helal ve haram hükmünü koyan yalnız Allah’ü Teala’dır. Bu bakımdan rütbesi ve makamı ne olursa olsun, hiçbir kimse Allah’ın haram kıldığına helal, helal kıldığına da haram diyemez.
Allah (Celle Celelüh) insanlar için temiz ve faydalı şeyleri helal, zararlı ve çirkin olan şeyleri de haram kılmıştır. Dünyada harama muhtaç etmeyecek kadar çok helaller vardır. İslam harama götüren vasıtaları da haram kılmıştır.
Büyük günahların hepsi haramdır. Haram olan her şey yasaktır, müslüman da ondan uzaktır.

CEZALARIN SINIFLANDIRILMASI

A-HAD GEREKTİREN SUÇLAR
* SUÇLULARI YARATAN YASALARIMIZ, ONLARI CEZALANDIRAN YASALARIMIZIN YANINDA NE KADAR ÇOK. TUCKER
Cezaları Allah tarafından kesin olarak tayin edilmiş suçlardır. Allah’ın hakkı olarak yerine getirilmesi belli ve değişmez cezalardır. Bu cezaları; dinin, affetme, eksiltme ve arttırma yetkisini kimseye vermemesi, bunların toplumun temel nizamını bozmasından dolayıdır. Ammenin menfaatıni korumak için verilen bu cezalar “Hukukullah” olarak kabul edilmiştir. İslâmî ölçüler, İslâm Dininin ortaya koyduğu helâl-haram sınırları, miktarı ve niteliği nasslarda belirlenmiş olan şer'î cezalar demektir.
Had cezaları: İslâm’ın koy­du­ğu ce­za­lar olup şu suçlar sonrasında uygulanır: 1.Hır­sız­lık, 2.İç­ki iç­mek, 3.Zi­na yapmak, 4.Na­mus­lu ka­dı­na zi­na if­ti­ra­sında bulunmak, 5. İsyan-İhtilal yapmak, 6.Yol kes­mek, 7.İrtidattır.
B-KISAS GEREKTİREN SUÇLAR
* CEZA KALDIRILABİLİR; AMA SUÇ, İNSANIN İÇİNDE SONSUZA KADAR YAŞAR. OVİDİUS
İslam hukukunda kasden adam öldürme ve yaralama suçlarının cezası “kısas”tır.
Kısas: suçlunun suçu işlediği şekilde misilleme esasıyla cezalandırılmasıdır. Kısas da Allah hakkından çok kul hakkı hakimdir. Bu bakımdan da mağdurun yakınlarının affetmesi halinde ceza düşer veya şekil değiştirir. Kısas da had gibi belli ve sınırlı bir cezadır.
Öldürülen hür bir erkek ise diyet miktarı şöyledir:
a)Yüz deve veya iki yüz sığır yahut ikibin koyun.
b)Bin miskal altın veya onbin dirhem gümüş.
c)İkiyüz kat elbise.
Öldürülen kadın ise, diyet bu miktarın yarısıdır.
Yanlışlıkla bir müslümanı öldüren kimseye diyet vermek vaciptir. Ayrıca bir de kefaret gerekir ki, bu da, mümin bir köle azad etmek, gücü yetmezse iki ay oruç tutmaktır. İmam Azam’a göre, kasden adam öldürmede keffaret yoktur. Katil aynı zamanda akraba ise mirastan mahrum olur.
Kısasın diyet (tazminat, kan bedeli) haline dönüşmesi için ölenin yakınlarının (Veli,vasi) kısası affetmesi gerekir.

C-TAZİR GEREKTİREN SUÇLAR
* ASILAN, HIRSIZ DEĞİL, YAKALANANDIR. ÇEK ATASÖZÜ
Haklarında had ve keffaret cinsinden cezalar bulunmayan suç ve günahlara verilen cezalardır. Allah veya kul hakkı olarak yerine getirilen bu cezaların miktarı ve şekli Ulü’l Emr’e bırakılmıştır.
Allah hakkı olan tazir suçu işlenmişse, takip ve cezalandırma işi devlete aittir. Kul hakkının hakim olduğu tazirlik suçlarda, takip ve cezalandırma hak sahibinin dava ve şikayetine bağlıdır. Kul hakkı olan suçlarda mağdur vefat ederse, dava hakkı varislere intikal eder. Allah hakkı olan suçlar, suçlunun ölmesiyle düşer.
Namaz ve orucu terketmek Allah hakkı olarak taziri gerektirir. Bir kimsenin namus ve şerefine dil uzatmak kul hakkı olarak taziri gerektirir. Nikahlı olmadığı bir kadını öpmek veya kucaklamak hem kul hakkı ve hem de Allah hakkı olarak taziri gerektirir.
Tazir gerektiren suçlar: 1.itiraf, 2.yemin, 3.iki erkek şahit 4.Bir erkek iki kadın şahitle sabit olur.
[1] Derleyen, YETER Hasan Vehbi, Emekli öğretmen, Honaz / 2008

Hiç yorum yok: