23 Aralık 2008 Salı

SİGARA İÇMEK

SİGARA İÇMEK[1]
* EN ÇOK, KENDİNE YAPACAĞIN KÖTÜLÜKLERDEN KORK. PESTALLOZİ
Sigara; İnce kağıda, kıyılmış tütün sarılarak hazırlanan, genellikle yuvarlak, bir ucu yakılarak öteki ucu ağza alınarak, dumanı çekilen nesne, keyif verici içecektir. Amerika yerlilerinin dilinden geçmiştir. Ana kaynağının Amerika olduğu sanılmaktadır.[2]
Tütün 15. asırdan sonra İslam Ülkelerine girmiş, o zamandan beri de İslam Uleması tütünün hükmü üzerinde durmuşlardır. Sigara eskiden kullanılmadığı için sigara ve benzeri hakkında bir yasak Kur’an ve Sünnette yer almamaktadır. Fakat hüküm kaynak­ları yalnız nasslar değildir. Kuran ve Sünnette geçenlerin haram kılınış sebeplerine (illetlerine) bakılarak yapılan kıyaslar ve diğer istidlal yolları vardır.
Alimlerin çoğunluğu sigara içmek mekruhtur demiştir. Bu kişiler sigaranın za­rarları hakkında kesin bilgi sahibi olmadıklarından, kıyasla verdikleri hükme “haram” demekten çekinmişlerdir.
Günümüz alimleri zarar, israf ve nafaka mükellefiyeti hakkındaki araştırmalarının sonucunda sigara içmek (özellikle tiryakilik) haramdır diye hüküm vermişlerdir.
Sigara konusunda esas hükümleri öğrenmek için Denizlide bulunan maneviyat büyüğüm Ali Ege Abi’ye (Allah Rahmet Eylesin) sigaranın durumunu sordum:
-Abi sigara içmeye mekruh diyorlar ne dersiniz? Dedim
-Evet fetva olarak mekruh denmiştir. İlk içilen sigara için de bu doğru olabilir. Sen Ortaokul Müdürüsün, bir öğrenciye bir suçtan dolayı uyarma cezası verilse ve o öğrenci aynı suçu bir daha işlese ne cezası verirsiniz? Dedi. Ben de:
-Yönetmelikte bir ağır ceza olan kınama cezası veririz, dedim. O zaman bana şöyle dedi:
-Fetva gereği hadi ilk nefese veya ilk sigaraya mekruh diyelim, pekala senin yönetmeliğinin mantığıyla daha sonra içilenlere ne ceza verilmesi gerekir? Dedi. Tabii mekruhun bir ağırı haramdı. Müslüman bu hususu iyi idrak etmeli ve bir an önce bu melanet şeyden kurtulmaya bakmalıdır.
Allah Teala da Kur'ân-ı Kerîm de bizlere şöyle buyurmaktadır:
وَأَنفِقُواْ فِي سَبِيلِ اللّهِ وَلاَ تُلْقُواْ بِأَيْدِيكُمْ إِلَى التَّهْلُكَةِ وَأَحْسِنُوَاْ إِنَّ اللّهَ يُحِبُّ الْمُحْسِنِينَ {195}
Allah yolunda harcayın. Kendi ellerinizle kendinizi tehlikeye atmayın. Her türlü hareketinizde dürüst davranın. Çünkü Allah dürüstleri sever. (Bakara, 195)
İsraf; Malı faydasız yere harcamaktır:
Yiyiniz, içi­niz, israf etmeyiniz. (A’raf, 31) ayeti ve Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) malın boşa harcanmasını yasakladı. (Buharî, K. ez-Zekat, 18) hadisi israfı haram kıl­maktadır.
Kocalar, babalar ve muhtaç yakınlarına bakan erkekler, baktıklarının nafaka sı (onların yiyecek, giyecek, mesken, tedavi... ihtiyaçlarım temin) ile mükelleftirler. Buna güç yetiremeyenlerin nafakalarını keserek sigaraya para vermeleri haramdır.
Bunun içindir ki sigara içmek bir müslümana ve onun Al­lah'ı zikreden dudaklarına yakıştırılamaz. Bilhassa doktor ta­rafından belli bir şahsa, içme zararlıdır dendiyse onun için haram olduğu açıktır.
Zararlı alışkanlıklara (içki-kumar-sigara vs.) özenti ile başla­nır. Bir defa denenir, ikinci defa tekrarlanır derken üçüncüsü ve artık onun esiri olunmuştur. Bundan sonra vazgeçilmez hale gelmiştir. Gençleri ve nesil­leri bu tür felaket yolu olan zararlı alışkanlıklara özendirme­mek için herkese düşen görevler vardır. Neslin sağlıklı, zeki ve zinde olabilmesi için herkesin buna özen göstermesi di­ni, milli olduğu kadar insani vazifesidir de...
İman ile duman arasında sıkışmış olan tiryaki mümin, her­halde şöyle düşünüyor şimdi; içersem şeytanı sevindiriyo­rum, bu Allah'ı gücendirmektir. Bendeki iman Yüce Rabbimi gücendirmeme engel olmalıdır. Bil ki şeytan! Seni asla sevindirmeyeceğim, işte sigarayı bırakıyorum.[3]

KISSA VE HİKAYELER

BENİM SİGARA MACERAM[4]
*KENDİNE HAKİM OLAN BAŞKALARINA DA HAKİM OLUR.
KONFÜÇYÜS
Sigarayı bir türlü bırakamıyordum. Kendim de nefret ettiğim halde normalin üzerinde sanki kendime kasdeder gibi sigara içiyordum. Bir ara devamlı puro içtim. Bir zamanlar da yıllarca pipo içtim. Hiç biri beni tatmin etmiyordu. Esrarkeş olacağım diye korkuyordum.
1980 12 Eylül Sıkı yönetiminden, bilhassa 3,5 ay hapisten sonra daha da dindarlaştım. Kötü alışkanlıklarımı atmaya ve daha çok Allah’ın yolunda olmaya gayret ediyordum. Kütahya Tavşanlı Kızılçukur köyü öğretmeni iken1984 Ramazanında camide itikafa girmeye niyetlendim.
İtikaf, Ramazan ayının son on günü içersinde ibadet kasdıyla bir camide on gün geceli gündüzlü kalmak demektir. Peygamber Sallallâhü Aleyhi ve Sellem Efendimiz Hazretleri Medine’ye geldikten sonra her yıl itikafa girmiş ve hatta vefatından önceki ramazan da 20 gün itikaf yapmıştır. Yani müekket sünnet olan bir ibadettir.
Eğer itikafa o yıl giremezsem ilerki yıllarda ramazan okul zamanlarına gelecekti. Şimdilik yaz tatiline geliyordu. Onun için muhakkak girmem lazımdı. Yoksa belki bir daha ömrüm boyunca giremeyecek ve bu ibadeti de yapamayacaktım. İtikafa girersem camide sigara içemeyecektim. Sigara içsem itikaf olmayacaktı.
Kararsızlık içersinde kalmıştım. Daha önce çeşitli defalar sigarayı bırakmayı düşünmüş ve denemiş fakat başarılı olamamıştım. Namazlarımın arkasından Allah-ü Teala Hazretlerine dua ediyor, beni sigaradan kurtarması için yalvarıyordum. Bu sefer de başarısız olmaktan çok korkuyordum. Çocuklarım büyümeye başlamışlar, iyiyi kötüyü ayıracak çağa gelmişlerdi. Ben çevremde dindar olarak biliniyor, namazlarımı devamlı kılıyor ancak sigarayı da ağzımdan düşürmüyordum. Arada bir tezatlık vardı. Sigarayı bırakmak en güzeliydi ama gel de nefsime bunu anlat. Şeytan eline geçirdiği bu zavallıyı kaybetmek istemiyor ve çeşitli bahanelerle benim sigarayı bırakamayacağımı fısıldıyordu.
Şair Abdurrahim Karakoç’un ‘Unutursun’ adlı şiirindeki şu dizeler virdim olmuştu:
Süt emerdin gündüz-gece,
Unuttun ya, büyüyünce...
Ha işte tıpkı öylece
Unutursun Mihriban’ım.
Biz hayatımızın en vazgeçilmez gıdasından bile ayrılmış insanlardık. O halde bu sefer Allah için bu sigarayı bırakmalı ve iyi bir kul olma yolunda bir adım daha almalıydım.
Bu düşünceler içersinde iken sigarayı kesin olarak bırakmaya karar verdim ve 1984 yılı şubat ayında evde son sigaralarımı üst üste yakarak yemin ederek bıraktım. Ve şükür Allah’a ki hala yeminimde durmaktayım.

[1] Derleyen, YETER Hasan Vehbi, Emekli öğretmen, Honaz / 2008
[2] Sözlük manaları
[3] Amel-i Salih Testi, Abdullah Sevinç, Gonca Yayınevi, İstanbul, 2000 / 270
[4] YETER Hasan Vehbi,

Hiç yorum yok: