25 Temmuz 2008 Cuma

ABARTMAK

ABARTMAK[1]

* BÜYÜK İŞLER GİBİ, BÜYÜK DÜŞÜNCELERİNDE DAVULA İHTİYAÇLARI YOKTUR. BAİLEY

Abartmak; Mübalağa etmek. Olayları olduğundan fazla göstermek ya da etkili hale getirmek için yapılan şeydir. Bir olayı veya bir durumu olduğundan daha büyük göstererek anlatmaktır. Bir şeyin tasfirini olduğundan daha fazlaymış gibi anlatmak yada olan bir olayın tanımını olduğundan daha büyük boyutlara taşıma işidir. Bir şeyi veya bir kimsenin durumunu büyülterek söylemek, yani onun özelliklerini açıklamakta aşırı gitmek, olduğundan fazla göstermek demektir.

Acı çekiyorsan "boğazıma kadar acılara battım desem inanır mısın" diye inlemek, abartmaktan başka bir şey değildir.

Mübalağa, özünde bir sanattır. Sanat eserlerini çok sıradan olduklarında sevmeyişimiz bundan ileri gelir. Aşksa, uçtadır sanatta, acıysa ölümcüldür, sevgili ise eşsizdir. Ama; mübalağa dönüp dolaşıp bakıldığında ancak ve ancak sanatta kabul edilebilir. Ama bu sanatı gerçek hayata uygulamaya kalkışmak ve akabinde anlaşılmayı ya da hoşgörülmeyi beklemek hiç de doğru değildir.

Aşk; Mübalağadır! abartmaktır.. şımartmaktır.. Küçük ayrılıkların arasında alevlenmiş hasrettir.. Aşkta söylenenler, hissedilenler baştan aşağı mübalağa da olsa insanlar bu söylenenleri affedegelmişlerdir. Aşıkın dilinden dökülenler hemen herkesin gönlünden geçenleri terennüm ettiği için aşıkın sözleri halkın hoşuna gitmiştir. Bundan dolayı gerek Hak aşıkları, gerekse halk aşıklarının sözleri asırlardır dillerde dolaşmaktadır. Çünkü onların sözleri dillerden değil gönülden çıkmıştır. Bundan dolayı da gönüllere tesir etmektedir. İste edebiyatınmızda Mevlânalar, Yunuslar, Karacaoğlanlar hisleri terennüm ettiklerinden dilden dile dolaşmaktadırlar.

Kur’an-ı Kerim’de şöyle buyurulur:

يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آَمَنُوا لِمَ تَقُولُونَ مَا لَا تَفْعَلُونَ {2{

كَبُرَ مَقْتًا عِندَ اللَّهِ أَن تَقُولُوا مَا لَا تَفْعَلُونَ {3}

Ey inananlar, niçin yapmayacağınız şeyi söylüyorsunuz? Yapmayacağınız şeyi söylemek, Allah katında en sevilmeyen bir şeydir. (Saf, 2-3) Bu ayette, inananların yapmayacakları şeyleri söylememeleri, abartmalardan kaçınmaları istenmekte ve abartmalarla övünmeye çalışmanın, Allah (c.c.)’ın gazabına neden olacağı bildirilmektedir.

Dünya işlerinde abartma, aşırılık günah olduğu gibi, dinde de aşırılık kabul edilebilir değildir. Çünkü dinde aşırılık, dini zorlaştırır, tevhid dininin şirke karışmasına neden olur.

Nitekim geçmişteki aşırılıklar, dinleri yozlaştırmıştır. Yahudilerin aşırılığı, birçok helal şeyin haram kılınmasına, dinin zorlaşmasına ve evrenselliğini kaybedip küçülerek milli bir karakter kazanmasına neden olduğu gibi, Hristiyanların aşırı derecede İsa (a.s.) sevgisi O’nu tanrılaştırmaya kadar götürmüş, böylece Allah (c.c.) inancı, ‘teslis’ (baba, oğul ve ruhu’l-kudüs şeklindeki üçlü İlah inancı) gibi bir şirk inancına bürünmüştür. Bundan dolayı da Kur’an, Kitap ehlini (Hristiyan ve Yahudiler) aşırılıktan kaçındırmıştır.

KISSA VE HİKAYELER

BİR KELEBEĞİN HAYAT HİKAYESİ

*BU DÜNYAYA ANLAŞILMAK İÇİN DEĞİL,ANLAMAK İÇİN GELDİK.ANLAŞILAMAMANIN ÜZÜNTÜSÜNÜ DUYACAĞIMIZ YERDE,BÜTÜN RUHUMUZLA BAŞKALARINI ANLAMAYA ÇALIŞSAK HAYAT NE KADAR GÜZEL OLURDU. E.RENAN

Bir ilkbahar sabahıydı. Güneş, pırıl pırıl altın ışıklarını yer yüzüne yolluyordu.

Bu ışınları gören kozalardan o sabah beyaz bir kelebek çıktı. Çok büyük ve tül gibi ince bembeyaz kanatları vardı. Birden kendini bir bahçenin çiçekleri arasında buldu. Önce keşif uçuşuna çıkıp bahçeyi dolaştı. Sonra dinlenmek için kırmızı bir güle kondu.

Dinlenirken, kanatlarını dikleştirip birleştirmişti. Etrafına baktı. Doyasıya yeşilliğe daldı saatlerce seyretti…

Dinlenmişti. Şimdi dolaşma vaktiydi, yaşamalıydı, önünde uzun zamanı vardı. Ağaçlara uçtu. Çiçeklere kondu. Mutluydu, özgürdü. Herkes ona bakıp “ne güzel” diyordu. Akşama kadar çiçekten çiçeğe, daldan dala uçup durdu. Güneş batarken bir garip his kapladı içini, artık öğrenmişti.

Sadece bir günlük olan ömrü bitmişti. Son bir kez etrafına baktı. Batan güneşe daldı. Ve bir daha hiç uyanmadı…



[1] Derleyen, YETER Hasan Vehbi, Emekli öğretmen, Honaz / 2007

1 yorum:

GülümseSEN dedi ki...

yazdıklarınız çok değerli hocam.
Bloğunuz için teşekkür ederim.