21 Ağustos 2008 Perşembe

SABIRLI OLMAK

SABIRLI OLMAK[1]

* Sabırlı ol, sabretmek er kişi işidir; insan sabrederse, göğe bile yol bulur. KUTADGU BİLİG

Sabır; Acıya katlanmak, bir sıkıntı karşısında telaşa düşmeden karşı koymaktır. Emirleri yapmakta, yasaklardan sakınmakta, başa gelen belâ ve musîbetlere tahammül etme, katlanmadır. Elemden, beladan, kederden ve musibetlerden şikayetçi olmamaktır, belayı rıza ile karşılamaktır. Sabır eden için nimet ile hikmet birlikte verilir. Musibet Hakk’tan geldiğinde göre, musibetten şikayetçi olmak kulun kusurunu gösterir; o zaman kul kusurlu olur.

Karşıtı sabırsızlık (ceze) dir. Sabrın sonu selametttir. Sabır acıdır; ancak sonucu tatlıdır.

Sabırsızlık ruhun gevşekliğinden ileri gelir. Ancak dine uymayan şeyler hakkında sabır caiz değildir. Savunulması mümkün olan kötülülüklere katlanmak sabır değildir, bir acziyet ve miskinliktir.[2]

Sabır, dinin teşvik ettiği ahlakî ve rûhânî bir sıfattır. Allâh’a îmânın bir tezâhürüdür. Sabrın gâyesi, beklenmedik olaylar ve içine düşülen güçlükler karşısında tedirgin olmamak, tahammül göstermek ve paniğe kapılıp uygunsuz bir harekette bulunmamaktır.

Sabır, musibetin ilk anlarında yapılmalıdır. Musibetin ilk anları geçtikten sonra ister sabreder, isterse sabırsızlık gösterir farketmez. Akıllı kişi, musibete maruz kalışının ilk anlarında sabırlı – tahammüllü olan kişidir.

Sabır ruhun bir melekesidir, güzel bir huydur. Tahammülü zor ve nefse ağır gelen şeylere katlanmak ancak sabır ile olur. Bir hakkı müdafaa ve muhafaza etmek için gösterilen sebat, sabretmekle mümkündür. Allah'ın emirlerini yerine getirmek, aklın ve dinin hoş görmediği ve nefsin meşrû olmayan istek ve arzularına mukavemet edebilmek, hayatta elde olmadan başa gelen ve insana büyük elem ve keder veren bela ve musîbetlere karşı koyabilmek ve bunların üstesinden gelebilmek için sabırlı olmak ve sabretmeye alışmak lazımdır.

Bütün faziletlerin anası, hayatta muvaffak olmanın ve kemale ermenin sırrı bu güzel özelliktir. Her türlü rezaletin sebebi sabırsızlık veya gerektiği kadar sabır gösterememektir. Sabır her faziletin üstünde bir değer taşır.

Şûra 43. Kim sabreder ve affederse şüphesiz bu hareketi, yapılmaya değer işlerdendir.

"وَلِمَنْ صَبَرَ وَغَفَرَ اِنَّ ذَالِكَ لِمَنْ عَزْمِ الْاُمُورِ."

Peygamberler sabrın en büyük örnekleridir. Çünkü onlar bütün güçlükleri sabırla karşılamışlardır. Sabrın sonu selâmettir. Sabır, iman ve ibadetin, ilim ve hikmetin, kısaca bütün faziletlerin başıdır. Sabırlı insan iyi insandır.

Müslüman Allah’ın dostudur. Dostluğun alameti de dostun belalarına sabretmektir.

Sahih-i Buhari ve Müslim'de Ebu Said (r.a.)'den rivayet edilen bir hadiste Peygamber (S.A.V.) der Hiç­bir kimseye, sabırdan daha hayırlı ve daha büyük bir nimet verilmemiştir. buyurmaktadır.

Sabır güzel bir huydur,

Her işte ona uy, dur;

Sabretmeyen bir kişi,

Her hayırdan mahrumdur.

KISSA VE HİKAYELER

YAHUDİNİN SELAMI

*Sabır; yüzünü ekşitmeden acıyı yudumlamaktır. CÜNEYD-I BAGDADI

Resuli-Ekrem Sallallâhü Aleyhi ve Selemin eşi Ayşe (Radıyallahü anha) Resul-i Ekrem (Sallallâhü Aleyhi ve Sellem)’ın huzurunda oturmuştu ki, Yahudi bir adam içeri girdi. Girdiği anda Selam un aleykum yerine :

-Essamu aleykum yani “ölüm üzerinize olsun”dedi. Uzun sürmedi, başka biri daha geldi. O da selam yerine

- Ölüm üzerinize olsun, dedi. Bunun tesadüf olmadığı malumdu. Resul-i Ekrem (Sallallâhü Aleyhi ve Sellem)’i dille incitmek için yapılan bir plandı. Ayşe çok öfkelendi, ve:

- Ölüm sizin üzerinize olsun... diye bağırdı.

Resul-i Ekrem (Sallallâhü Aleyhi ve Sellem) buyurdu:

- Ey Ayşe küfür etme, küfür şekillenirse en kötü ve çirkin bir biçimde mücessem olur. Yumuşaklık ve sabırlı olmak, her neyin üzerine konursa, onu güzelleştirir, süsler ve her şeyin üzerinden kaldırılırsa güzelliğini azaltır. Niçin sinirlenip öfkelendin?

Ayşe:
- Görmüyor musun ya Resulullah’ın, bunlar küstahlık ederek, utanmadan selam yerine ne diyorlar?

- Evet, görüyorum onun için bende, “Aleykum” yani “sizin üzerinize olsun” diye cevap verdim, bu kadarı kafiydi. [3]



[1] Derleyen, YETER Hasan Vehbi, Emekli öğretmen, Honaz / 2007

[2] BİLMEN Ömer Nasuhi, Büyük İslam İlmihali, Merve Yayın ve dağıtım İstanbul./500

[3] Vesail, c. 2 s. 212 Emir Bahadır Basımı.

Hiç yorum yok: